BOŞ VER AYSUN ALDIRMA !

Şair Ali Öztürk

Manken Aysun Kayacı , NVT deki programda, “Ben vergimi veriyorum, dağdaki çobanla benim oyum niçin bir oluyor ?” diye bir söz etti.

Bir hafta boyunca   kendisine yapılmadık hakaret kalmadı.

       Bana göre Aysun, kendini seçkin gören bir çok kişinin düşünüp de söyleyemediği görüşünü, alacağı tepkileri hesaplamadan pat diye söyledi.

       Ben şahsen onun bu görüşe katılmıyorum. Ama, görüş ve düşüncelerinden dolayı   insanlara hakaret etmenin de kimsenin hakkı olmadığına inanıyorum.Yeter ki, görüş ve düşünceler genel ahlaki değerlere aykırı, toplumun kutsal değerlerini incitici  olmasın !

       Belli ki Aysun Kayacı, bu tür TV programlarında konuşacak bilgi birikimine, akademik kariyere ve deneyime sahip bir konuşmacı değil… Ona, fiziği ve yüz güzelliği ile programa renk katması için orada yer verilmiştir.

      Bu nedenle, onun konuşmaları genç oluşu da dikkate alınarak hoşgörüyle karşılanabilir. Ancak, aynı programdaki konuşmacılardan romancı Pınar Kür"ün de, onca yıllık birikimine rağmen  Aysun"a destek olması, biraz düşündürücü olmaktadır. Çünkü halkına tepeden bakan, onu hor gören bir aydın tipini temsil etmesi hiç de hoş olmamıştır.

      Aynı Programdaki Müjde Ar, ve Çiğdem Anad ise sağduyulu konuşarak  kendilerine yakışanı yapmışlardır.  

.         Aysun"a hoşgörülü olmak; Pınar Kür"e ise sormak gerekir:

      Vatandaşın oyunun" kaç ayar" olduğunu hangi kriterlere göre belirleyeceksiniz?

          Sizin düşündüğünüz gibi  bir uygulama AB  kriterlerine uymakta mıdır ?

          En zor şartlarda yaptığı Milli Mücadele sonunda, bu gün size özgür bir ülkede yaşama olanağı sağlayanların, horladığınız Anadolu kentlisi ve köylüsü olduğunu bilmiyor musunuz ?

      Bugün teröre karşı mücadele edip şehit olanlarla veya en hayati uzuvlarını kaybederek yaşamak zorunda kalan gazilerimiz onlar veya çocukları değil mi ?

       Aşağıdaki şiiri ise Pınar Kür gibi düşünenlere atfediyorum.    

                         

                         Programın adı “Haydi Gel Bizimle Ol”

        İyi de, biz sizinle nasıl olalım ayol (!)

        Sizde parfüm, bizde ise ter kokusu var

        İstesek de bizi aranıza   kim sokar ?

        İstanbul"a göçüp geliyorsak durmaksızın yazın, kışın

        Keyfimizden mi sanıyorsun sen ey güzel sarışın !

        Memlekette iş yok, aş yok; para yok, pul yok

        Sürünüp duruyoruz her gün yarı aç, yarı tok

        Neymiş de yedi göbek İstanbulluymuş Pınar Kür

        Geldik  İstanbullu olduk, şimdi biz de Allah"a şükür 

        Sanki koskoca İstanbul  sizlerin babasının çiftliği(!)

        “Gelmeyin” diyorsunuz bilmeden taşradaki işsizliği

        Sizler eğlenirken İstanbul"daki  kulüplerde, barlarda

        Bizler vatanı bekliyorduk,gece gündüz dağlarda

        Nedense halkı horlamak değişmeyen huyunuz

       Bizimkisi boktan da; sizin, altından mı oyunuz ?  

NOT:

Gazeteleri yazdığına göre, Baykal"ın dudağı uçuklamış…

Yoksa bu kurultayda, karşısına zorlu bir aday mı çıkıyor ?