Derken; Haluk Ulusoy Futbol Federasyonu Başkanı oldu. Onunla birlikte Milli Takımımız da, gitgide canlanıp kişiliğini bulmaya başlamıştı. Artık eskisi gibi kolay lokma dağildi !
Derken, 2002 Dünya Kupasında 3. oldu. Gerçekten de bu Milli Takım için olağanüstü bir başarıydı. 2006 Dünya Kupası Finallerine gitmeyi de kıl payı kaçırdı. Bu yıl yapılacak Avrupa Kupası maçlarına katılmayı ise başarmış durumda.
Bu başarılı grafikte, sayın Ulusoy"un katkısını inkar etmek düpedüz nankörlük olur.
Çünkü onunla birlikte Türk Futbolunun kaderini değiştiren bir çok olumlu adımlar atılmıştır:
Maç yayınları, iddia ve sponsor firmaların katkılarıyla kulüpler, parasal yönden güçlenmişler, servet sahibi kişilerin kulüpler üzerindeki hegomanyasının etkinliği giderek azalmıştır.
Futbolu; mümkün olduğu kadar siyasetten uzak tutarak, siyasilere taviz vermemeyi başarmıştır.
Ancak ne yazık ki, bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, nedense bazı çevrelere yaranamıyordu. Bu yüzden son genel kurulda başkanlığı, kendiliğinden bırakmak zorunda kaldı. Öyle ki, veda konuşması yapmayı bile kendine yedirememişti.
Milli Takımız, Haziran ayında oynanacak Avrupa Kupalarına hazırlanırken başarı grafiği ortada olan Futbol Federasyonu Başkanını alaşağı etmek bakalım ne yarar sağlayacak.
Hep birlikte göreceğiz. Hani meşhur sözdür, (teşbihte hata olmaz) dere geçilirken at değiştirilmez diye. Umarım gelen gideni aratmaz.
Sayın Ulusoy"a, Türk Futboluna yaptığı olumlu katkılarından dolayı, bir vatandaş olarak şükranlarımı sunarken haddim olmayarak bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.
Vefa, günümüzde artık, sadece İstanbul"da bir semtin adı olarak kalmış durumda Üzülmesin;günü geldiğinde tarih,başarılı insanları övgü ile anacaktır.
Eveeet !... Sayın Ulusoy:
Kim aramış da bulmuş ki bu alemde vefayı
Galiptir, bu yolda mağlup boş ver takma kafayı !...