Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay"ın Ordu"yu ziyaretinde,Bakanla Valiye vekalet eden Vali Yardımcısı Turan Çuhadar arasında, basın mensuplarının önünde hoş olmayan bir diyalog yaşandı.
Bakan bey Vali vekiline, ısrarla Vali beyin nerde olduğunu soruyor;vali vekili ise Vali beyin hac farizasını yerine getirmek için Suudi Arabistan"da olduğunu, basın mensupları önünde söylemekten çekinmiş olmalı ki bunu, Bakan beye iletemiyordu.
Bu durum karşısında Bakan Günay, Valinin kendisini karşılamamak için kasten izine ayrıldığını düşünüyor olmalı ki, ısrarla nerede olduğunu sormaya devam ediyordu.
İzine ayrılan bir devlet memuru, izinde olacağı yerin adresini bildirmekle zorunda olduğuna göre, Vali beyin nerede olduğunun bilinmemesi olacak şey değil di
Bakan bey, bu vurdumduymazlık karşısında ister istemez öfkeleniyor ve Valinin nerede olduğu hakkında yazılı rapor istiyordu.
Bu nahoş durum, bir iletişim eksiliğinde kaynaklanıyordu belli ki Eğer, Vali ile Bakan arasında önceden bir iletişim sağlansaydı, bu olanlara gerek kalır mıydı ki ?
Öyle ya, Bakanın Ordu"yu ziyaret programı önceden biliniyordu. Bu ziyaret sırasında Vali beyin izin alarak hac farizasını yerine getireceğinden, yerine kimin vekalet edeceği bir devlet yönetme nezaketiyle Bakana bildirilseydi; Basın mensupları ve kameralar önünde böyle tatsız bir diyalog da yaşanmaz, çeşitli sansasyon haber ve yorumlar da üretilmezdi.
Şimdi ne oldu ? Bakanın egosunu tatmin etmek için, basın mensupları ve kameralar önünde Vali vekilini fırçalamak istediği imajı oluştu kamu oyunda. Oldu mu ya ?
Bakan beyin kendisi de, son günlerde yaptığı bazı talihsiz açıklamalarıyla kendi kendini yıpratır oldu nedense
Durduk yerde, Bu çağda kurban mı kesilir; ben kurban yerine bağış yapacağım diye üstüne vazife olmayan bir konuda, fetva verircesine açıklama yaptı.
Bayramdan bir hafta önceki Cuma Namazından önce, Ankara"daki Kocatepe Camiinden merkezi sistemle, Ankara"daki tüm camilere naklen iletilen vaazda,Kurbanın inananların Allah"a bağlığını göstermek için kesildiğini, bağışınsa her zaman yapılacağını ve bu nedenle de kurban yerine geçmeyeceğini söylemişti vaaza yapan vaiz.
Mehmetçik Vakfına veya Lösemi Vakfına, kurban için yapılan bağışlar karşılığında da zaten ,bağış yapan kişiler adına kurban kesilmekteydi.
Sayın Bakan, herhalde o Cuma günü Ankara dışındaydı veya namaza geç geldiğinden bu vaazı kaçırmıştı.Veyahut da bu sözleri, hayvanlara eziyet edercesine kurban kesenlere tepki göstermesinin etkisiyle de söylemiş olabilirdi.
Zaten daha sonra, bu düşüncesinden çark etti ama sözleri , kamu oyunda sansasyona neden olmuştu bir kere
Temennimiz Bakan beyin, kamuoyunda yanlış anlaşılmalara neden olacak söz ve davranışlardan kaçınması için gereken dikkati göstermesidir.
Çünkü, hangi siyasi cenahtan olursa olsun hemşerimizdir.
İlimiz için, yağmasa da damlar !