HAYDİ GEL BİZİMLE OL

Şair Ali Öztürk

NTV"de Perşembe akşamları Müjde Ar,Çiğdem Anad, Pınar Kür ve Aysun Kayacı"nın birlikte sundukları programda; Aysun Kayacı, kabuğunu beğenmeyen salyangoz" misali    İstanbul"daki  gecekondularda  yaşayan  halkımızı “ayak takımı” diye horlamış ve onların köylerini bırakıp İstanbul"a gelmelerini de doğru bulmadığını söylemiş. Bu da yetmiyormuş  gibi hanımefendi(!) Bir de onların oyu ile kendi oyunun aynı değerde olmasını da kabul edemiyormuş.

            Pınar Kür denilen entelektüel  keyvanı da onun bu  görüşüne katılmış.

            Neyse ki programda  Müjde Ar, iyi ki varmış ki onlara gereken yanıtı vermiş.

            Hiç kimse ,durup dururken  keyfinden köyünü, kentini bırakıp İstanbul"a gelmek için can atmaz.Ancak, "Bir eli yağda, bir eli balda olanlarınsa" bunu anlaması mümkün değildir.     Ama Müjde Ar gibi halkının sorunlarını, filmlerde oynadığı karakterlerle dile getiren sanatçılar, bunun ne demek olduğunu, pekala anlayabiliyorlar.

            Aysun Kayacı ile  Pınar Kür gibileri  halka ne kadar tepeden bakıyorlarsa  AK Partinin oyları da o kadar artmaktadır.

            Haa ! Üstelik programın adı da “ Haydi Gel Bizimle Ol”.  İyi de, biz sizinle nasıl oluruz ayol(!) Sizde parfüm, biz de ise ter kokusu var.Haksız mıyım,ne dersiniz Müjde Ar ?

 

ÇANAKKALE SAVAŞLARI

            Adana valisi İlhan Atış; bir okulu ziyaretinde lise 3 öğrencisine “Çanakkale Savaşı” nerede oldu diye sormuş ama öğrenci bilememiş. O da “ Bu savaş Kars-Erzurum arasında mı yoksa Kars-Sarıkamış arasında bir yerde mi oldu” diye şaşırtıcı bir soru sormuş.Aralarında tartışıp cevap olarak “Kars ile Erzurum arasında bir yerde oldu” demişler.

            Her evde en az bir televizyonun bulunduğu, öğrencilerin okul dışında özel dershanelere de devam ettiği bu zamanda, yakın tarihimizdeki büyük bir  zaferin kazanıldığı savaşın nerede olduğunu lise 3 öğrencileri bilemiyor. Yazık ki ne yazık !

              Yıllar önce, bütünleme sınavlarının sözlü olarak yapıldığı dönemde, köyündeki  ilkokulu bitirdikten sonra öğrenime devam edememiş bir adliye mübaşiri, aylık derece kademesini yükseltmek amacıyla dışardan ortaokul bitirme sınavlarına girmiş, Tabiat Bilgisi sınavında kendisine çiçeklerdeki tozlaşma sorulunca da,  önce“efendim” deyip yutkunduktan sonra  şu cevabı vermişti,

            - Eğer ki, çiçekler yol kenarında ise, yoldan geçen arabaların veyahut da örüzgarın kaldırdığı tozla tozlaşırlar… Bunu engellemek için yolu arada bir sulamak çiçekleri de   sıkça yıkamak  gerekir.

             Bu konu o zaman  mizah yapılıp epey  anlatılmıştı.

             Bu günkü lise 3 öğrencilerinin verdiği cevap ise, bir mizah değil, orta eğitimimiz için  düpedüz bir dramdır.