Kurtuluş Savaşında, Batum"dan İnebolu"ya mühimmat sevkiyatı yapan Rüsumat 4 adlı geminin Ordu"daki serüveni, Turgut Özakman"ın Şu Çılgın Türkler kitabında anlatılmaktaydı.
Bu olayda Ordu halkının göstermiş olduğu fedakarlık, bir Ordulu olarak beni hayli duygulandırmış ve gururlandırmıştı. Bununla ilgili duygularımı bir şiir halinde sayın Özakman"a faksladım. O da sağolsun, beni telefonda arayarak memnuniyetini ifade etti.
Daha sonra bu şiiri türkü sözü haline getirip bestelenmesini arzu ettiğimden konuyu, amatör bir saz ustası ve ayni zamanda beste yapabilme yeteneği bulunan Ordulu Mustafa Gürdal ağabeyimize açtığımda, türkü sözünü beğendiğini deneyimlerine dayanarak besteleyebileceğini;
Ordu ilimizin de bir hamasi türküsünün olmasının kendisini de gururlandıracağını söyledi ve hasbelkader bir beste yaparak seslendirdi. Tabiki, Mustafa ağabeyin sazı ne kadar iyi olsa da kendisi bir ses sanatçısı değildi. Bu nedenle seslendirme, sadece türkünün melodisini tanıtıyordu. Buna rağmen yine de biraz rötuş yapılabilir kanısındayım.
Daha sonra ben bu melodi ve besteyi, Halk Müziği Ekibi tarafından değerledirilmesini arz ederek bizzat Ordu Belediye Başkanının mail adresine gönderdim.
Olumlu ve olumsuz olsun bir yanıt bekliyordum. Çünkü, beğenilmeyecek olsa da iyi niyetle bir çaba göstermiştik. Ne yazık ki böyle bir nezaket bizden esirgendi.
Daima gülümseyen yüzünü takdir ettiğim, sosyal ve kültürel aktivesine güvendiğim sayın başkanın bu konudaki umursamazlığı, doğrusu beni çok şaşırttı.Bazı politikacılar için geçerli olan aşağıdaki mısra dilerim, sayın Torun için de geçerli değildir.
Meğer riya maskeymiş gülümseyen yüzünde
Demogoji morfinmiş konuşurken sözünde