İkinci Balkan Harbi,
Tüm hızıyla sürüyordu.
Köylüler yarı aç, yarı tok
Yırtık çarıkları ile
Yolda zor yürüyordu.
Ellerinde dokuma torbaları,
Sırtlarında yamalı urbaları
Çaresizlik içinde
Ağanın kapısına vardılar.
Kahyaya dil döküp yalvardılar:
Açlıktan kırılacağız,
Kışı nasıl çıkaracağız;
Kar çıktımı dizlere
Git ağana söyle de
Ambarından birazcık
Darı versin bizlere.
Kahya ,elçiye zeval olmaz ,dedi
Bakarsın ağanın yüreği
Yumuşar dayanmaz, dedi
Ağanın yanına vardığında,
Bahçedeki çardağında
Sedire bağdaş kurmuş
Keyifle nargilesini içiyordu.
Kahyayı görür görmez
Köylüleri kastederek :
Neden gelmişler ? Diye sordu.
Kahya, köylülerin ambardan
Birazcık darı istediklerini
Yoksa açlıktan kırılacaklarını, söyledi
Ağa, nargilesinden
Bir nefes daha çekip üfledi,
- Get söğle unlara
Zabağa geç yisinler
Öğliyi idare etsinler
Ağşamçağ da da erken yatsınlar
Heç bişiği olmaz !.. Dedi