VAR MISIN YOK MUSUN ?

Şair Ali Öztürk

Show TV"de haftada 4 akşam bir nevi şans oyunu  sunuluyor.

            “Var mısın Yok musun ?”

            Halkımızın merak etme zaafından mıdır  nedir, sadece basit bir şans oyunu olan bu program,  ekrana geldiği bir çok gece, izlenme rekoru kırıyor.

            Halkımız bu tür şans oyunlarına ait programlarla, çoğu gerçek yaşamı yansıtmayan dizileri seyretmeye fazla meraklı olduğundan, ülke sorunlarının akademisyenler tarafından masaya yatırılıp  tartışıldığı programlar geç saatlere alınıyor.

            Bence, TV programlarının bazıları,  eğlendirirken izleyenlere de az buçuk bir şeyler öğretmeli…

            Ancak bir şans oyunundan ibaret olan “Var mısın Yok musun ?” un ise  izleyenlere hiçbir şey öğretmediğini söylersek biraz haksızlık etmiş oluruz.

            Çünkü yarışmaya katılanların,aralarındaki dostluk ve sevgi bağları,kazananlar için  birlikte sevinip; kaybedenler içinse yine birlikte üzülmeleri gerçekten de imrenilecek bir dayanışma örneği…

            Ayrıca, Trabzonlu Ömer Öğretmenin, lösemi hastası çocuğunun tedavisi için ona gösterdiği şefkat  ve katlandığı fedakarlıkla; görme engelli Evren"in ise yaşama bağlılığı seyredenlere hayatla ilgili önemli mesajlar verdi.

.           3 aydır programa katılan ancak, geçen akşamki kura sonucu  yarışmacı olan İETT şoförü, Bulgaristan göçmeni  Ali Osman beyin ise en düşük miktarı    (1 YTL) kazanması, katılımcılar kadar  programı izleyenleri de üzdü.

            Program sırasında sunucu Acun Ilıcalı"nın “Kendinizden biraz bahseder misiz ?”  dediğinde Ali Osman beyin, Türkiye"ye göç etmeden önce  Bulgaristan"da  yaşadıklarını anlatması, insanların öz vatanında,kendi milletinin bayrağı altında yaşamasının ne büyük bir şans olduğunu gösteriyordu.

            O zamanın Bulgar devleti, Müslüman Türk halkının isimlerini değiştirip, Türkçe konuşmayı yasaklamış, camileri kapatmış, ibadet etmeye, hatta dini bayramların bile kutlamasına izin vermemiş.Kısacası Türkleri asimile etmek için en ağır koşulları uygulamış

            İnsan bunları dinleyince, bugünkü bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin kurulması için, en zor şartlarda iç ve dış düşmanlarla savaşıp mücadele eden Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarını  ve Kuvayı Milliyecileri bir kez daha rahmet ve şükranla anmadan edemiyor.

            Atatürk"ün “Ya İstiklal Ya Ölüm”, İstiklal Marşımızın yazarı Mili şairimiz Mehmet Akif Ersoy"un ise, “ Allah Türk Milletine bir daha istiklal Marşı yazdırmasın” sözleri, bir milletinin istiklalinin ne kadar önemli olduğunun en çarpıcı ifadeleridir..

             Tarihin her safhasında Türk devletlerini yıkmak için, iç ve dış düşmanlar tarafından haince planlar yapılmıştır.  En son Osmanlı Devleti için tezgahlanan oyunlar, bugün Türkiye Cumhuriyeti için de yeniden denenmektedir.

            Bu oyunları tezgahlayanlara fırsat vermemek ancak, Atatürk ilkelerini benimsemek, etnik köken, din ve mezhep ayrıcalıklarını dikkate almayarak tüm T.C. vatandaşlarının  eşit hak ve hukuk çerçevesinde  kucaklamak, soysal hukuk devletine yakışır ve de demokrasiyi özümseyen bir anlayışla halkımızı yönetmekle olur.

            Bunun yanında, Milletimizin de  milli birlik beraberliğimize zarar verecek her türlü ayrışımın karşısında olmayı en hassas vatandaşlık görevlerinden biri olarak kabul etmesi gerekir.

           Bugün sana kastediyorlar,  dün kastedenler soyuna

           Uyanık ol ey milletim    gelme sakın oyuna !..