Yerel Seçimler öncesi, bilhassa da Ankara ve İstanbul gibi metropollerin belediye başkanlığı için partiler ve adaylar arsındaki söz düelloları yoğunlaşmış durumda.
CHP nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, kılıçını kınından çıkarmış ve mecazen de olsa çizmelerini giymiş; İstanbul"un varoşlarını arşınlıyor.
Kılıçdaroğlu, CHP"in bu zamana kadar pek uygulamadığı ve alışık olmadığı bir seçim programını başlatmış oluyor böylece
AKP"nin bu zamana sadaka tarzında yaptığı sosyal yardımları, gerçek bir sosyal yardım görünümünde yapmayı tasarladığını vurguluyor.
Örneğin, ihtiyaç sahibi aileler için, her ev kadınının banka hesabına her ay 600 lira yatıracaklarını söyleyerek, böylelikle bu yardımın, açığa çıkarılmadan ve kişiyi refüze etmeden yapılacağını anlatmaya çalışıyor.
Yine yoksullara kömür yerine, doğalgazda indirim uygulanacağını da ayrıca belirtiyor.
Kılıçdaroğlu İstanbul"a 80 km. lik bir metronun yapmayı da planladığını söylüyor vaatlerinde.
Bu rüya gibi vaatler, insanın aklına o bilinen tekerlemeyi getiriyor ister istemez,
Hasan Dağı arpalık, eğer saban yürürse
Her derede bir değirmen,eğer suyu gelirse
Her kümesten bir tavuk, eğer köylü verirse
Bu gidiş iyi gidiş, eğer sonu gelirse
Ancak Kılıçdaroğlu, İstanbul"un rantıyla bu söylediklerini gerçekleştirebileceğini de iddia ediyor; Bizde yalan da yok hilaf da yok der gibi
Şimdiki başkan Kadir Topbaş"ı ise televizyonda karşılıklı tartışmaya davet ediyor.
Ne var ki Topbaş, bu teklife sıcak bakmıyor. Haksız da sayılmaz bu konuda. Öyle ya Kılıçdaroğlu, Dişli"nin dişini kırdı, Mir Dingir"in Fırat"ı görevinden ayırdı; Melih Gökçek"se kıl payıyla sıyırdı. TV"de karşısına kim çıkarsa, ya nakavt ya da tekaüt olup gidiyor..
Ancak Topbaş"ın, Kılıçdaroğlu"nun televizyondaki tartışma teklifini reddederken, Ona reyting yaptırmam demesi tuhafıma gitti doğrusu Bildiğim kadarıyla reyting, daha ziyade televizyon kanallarının seyredilme yoğunluğu belirleyen ölçüm için kullanılmakta olan bir terim Sanırım Topbaş, prim diyeceğine sürç-i lisanla, reyting sözünü kullanmış olabilir.
Kılıçdaroğlu ile Topbaş arasındaki bu söz düellosuna Başbakan Erdoğan"da iştirak edince Kılıçdaroğlu, Topbaş kendini savunamıyor mu ki Başbakan yanıt veriyor derken, kendi Genel Başkanı Baykal"ın da bu konuda konuştuğunun farkında değil herhalde
Başbakan Erdoğan"ın Kılıçdaroğlu İstanbul"da yol bulamaz sözlerine karşı Kılıçdaroğlu;Ben İstanbul"a yolumu bulmaya değil yolunu bulanlara engel olmak için geliyorum diyerek kontrataktan öyle bir şık gol attık ki tam doksandan ağlara takarcasına... Bunlar, gerçekten de siyaset tarihine geçecek kadar etkili sözler.
Öyle ya adam, İstanbul"da belediye başkanlığı yapacak; postacılık veya taksi şoförlüğü veyahut da turist rehberliği yapacak değil ya Şöyle iki gün İstanbul"u helikopterle havadan bir gezip ayrıca genel plan ve haritalarını incelerse, şimdilik yeterli olmasa da kısa zamanda İstanbul"a iyice tanıyabilir.
Hem AKP"nin İstanbul milletvekillerinden kaçı İstanbul"u tam anlamıyla biliyor ki ?
Topbaş da yine Melih Gökçek gibi konuşuyor ve Kılıçdaroğlu"nu SSK"yı batırmakla itham ediyor.
O zamanki SSK çalışanlarının çoğu ise tam aksine, Kılıçdaroğlu"nun Genel Müdürlüğü zamanında kurumlarının, daha önceki dönemlerdeki yanlış ve hesapsız uygulamaların ceremesini ödemesine rağmen, hiç badireye uğramadan görevini layıkıyla yaptığını belirtiyorlar.
İstanbul halkının, şimdiki başkanları Topbaş"dan genelde memnun olduğunu yapılan anketler göstermekte.
Bu durumda Kılıçdaroğlu, belediye başkanlığını kazanmasa bile en azından, yolsuzluk yapanların korkulu rüyası olması, başta İstanbul"da olmak ülkemizdeki rantçıların, hortumcuların ve fırsatçıların fobisi haline gelmesi, halkımızın zararına olan bir çok hukuk ve hak dışı uygulamaların önünde bir engel oluşturacaktır.
Ülkemizin, Kılıçdaroğlu gibi politikacılara her zaman ihtiyacı var.
Zaten halkımız da ona, bu yüzden gereken teveccühü gösteriyor.
İyi ki varsın Kılıçdaroğlu !