Gün olmasın ki İstanbul"un değişik köşelerinde bir protesto yaşanmasın .... Ancak her gün televizyonlarda her türlü söylemler dile getiriliyorsa da ancak çözüm noktasında neticeye varılamıyor. Çünkü elden bir şey gelmiyor. Gelenler de olayı seyrediyor.
İşte bu çerçevede bugün 18.01.2009 Pazar Saat : 15.00"de Zeytinburnu Meydanında CHP Zeytinburnu İlçe teşkilatının organizesinde bir protesto mitingi daha yaşandı.
Elbette bu protestonun, Gazze"de savunmasız insanların katledilmesine yönelik yapılan haykırış, dilek ve temenniden öteye gidemiyor. Sadece olayları kamuoyu ve tüm dünya seyretmekle yetiniyor. Oysa ki Müslüman ülkelerin birleşerek bir şeyler üretmesi gerekir. Bu olay Müslümanlara karşı soykırımdan ve ellerindeki topraklarını işgalden ibaret değil midir ?
Bugünkü protestoya, CHP Zeytinburnu Belediye Başkan Adayı Dr. Adil EMECAN, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel TEKİN, CHP İl Başkan Vekili değerli hemşehrimiz Yılmaz KOCAOĞLU, İstanbul Milletvekili Çetin SOYSAL ve çeşitli sivil toplum kuruluş temsilcileri ile çok sayıda Zeytinburnu halkı katılanlar arasında idi.
Şüphesiz çok sayıda katılımcının ellerindeki çeşitli söylemleri ihtiva eden dövizler, yaşanan katliamların resmi ve protestosunun infiali oldu.
Konuşmacılar arasında özellikle İl Başkanı Gürsel TEKİN ve Milletvekili Çetin SOYSAL"ın İsrail"e karşı haykırış ve söylemleri ülkemizin dışişleri bakanı Sayın Ali BABACAN ve Başbakana yönelik oldu. Başbakanı ve Dışişleri Bakanını Gazzeye gitmeye davet etti. Şüphesiz binlerce Müslüman topraklarının işgal altında olmasının verdiği acı affedilir değil diye ifadelerde bulundu.
Elbette bir avuç İsrail ile İslam Ülkeleri baş edemiyorsa durup düşünmek gerekir. Geçmişte Irak"ta uygulanan ve Saddam Hüseyin"i savaş suçlusu olarak ilan ederek idam eden Amerika, acaba İsrail Başbakanını ne olarak ilan edeceği merak konusudur. Elbette kendilerinin görevlendirdikleri insana hesap sorması olası değildir. Ermenilerden özür dileyenler bu sefer ne yapacaklar ? Müslümanlardan özür dileyecekler mi ? Elbette dilemeyecekler.....
Bugün Gazzeye sadece Kızılay"ın yardım yapmasının ötesinde eylem yapılması esastır. İnsanlara, yaralılara yardım yapmanın yeterli olmadığını, katliamlara karşı önlem alarak tepkimizi dile getirmenin ötesinde olayı eyleme dönüştürmemiz gerekmektedir.
Ama maalesef Amerika"nın Ortadoğu"da yaratmış olduğu kaos ortamı, Filistin Toprakları üzerinde Gazzenin işgalinin bir an önce sona erdirilmesi, uluslar arası arenada, insan haklarından bahseden birleşmiş milletler nezdinde gerekli girişimlerde bulunulması gerektiğini ülke olarak idrak etmiş olmamız lazımdır.
Son zamanlarda dinler arası diyalogdan bahsedenler, Ermeni katliamı varmışçasına özür dileme gereğini hisseden bazı kesimler acaba Filistinli Müslüman din kardeşlerimizin katledilmesi karşısında Avrupa insan hakları mahkemesi nezdinde ve insanlık aleminde Filistin"den özür diliyorum kampanyaları ile bu acıları dindirebilecekler mi ? Elbette hayır. Çünkü bu söylemleri yapanlar, Atatürk İlke ve İnkılaplarını, insan haklarını hiçe sayan ve laikliği içine sindiremeyen bazı menfaat odaklarının kendileri olduğunu kabul ediyoruz.
Dünyanın neresinde görülmüştür ki, hiçbir zaman birilerinin geçmişteki yakınlarının yapmış olduğu varsayılan hatalardan bir diğerinden özür dilemesi... Bu özrü Türkler adına acaba Provakatörler mi gerçekleştirdi ? diye bir soru geliyor insanın aklına .... Acaba bu olanlar ne derece mantıklıdır ? Soruyorum kamuoyuna ? Ben bu özre katılmıyorum. Çünkü bu ülkemizi bizlere emanet eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK"ün söylem ve eylemlerini inkar anlamı taşımaktadır. Oysa ki, her T.C. Vatandaşının bilmesi gereklidir ki, zannetmiyorum hiçbir ailenin şehit ve gazisi olmasın....Benim dedem de birinci Dünya Savaşında ihtiyat askerliğine giderek ülkemizi kahramanca savunarak şehit düşmüştür. Bir diğer dedem ise gazi olarak bu güzel ülkemizin kahramanca savunulmasında emek vererek canından olmuştur. Bir şehit ve gazi torunu olarak bu özrü dileyenlerden asıl ben özür bekliyorum. Şüphesiz bir şehit torunu olarak hiçbir kimseden özür dilemek gibi bir zorunluluğumuz bulunmamaktadır. Birilerinin çıkarları uğruna bu ülkede kaos yaratmak isteyenler bilmeliler ki, bir gün tarih onlardan hesap soracaktır.
Bugün televizyon ekranlarında insanlara empoze edilmek istenen Ergenekon yutturmacası, masum insanlarımızı da zan altında bırakmaktadır. 70 80 yaşında bu ülkemizin en saygın kurumu olan TSK"da görev yapan komutanların acımasızca Hukuk, Adalet ve kural tanımaksızın yargılanmaları, ülkemizin en saygın ve vazgeçilmezi olan silahlı kuvvetlerimizi yıprattığını unutmamak gerekir.
Bu yapılanlar dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş boyuta ulaşmıştır. Ergenekon kazısı adıyla acaba hazine avcılığı mı yapılıyor diye soru geliyor akla ? Topraktan çıkarıldığı ifade edilen silahların kime ait olduğu kamuoyunun takdirindedir.
Yıllardır PKK Terörü karşısında binlerce insanımız ve şehit edilen askerlerimizin hesabını kimler verecek ? Ülkemizin kurtuluş destanı olan Ergenekon isminin, var olduğu iddia edilen terör örgütüne verilmesi ise tarihe karşı işlenmiş önemli bir suçtur. Oysa ki bugün TRT"nin Kürtçe yayını sonrası, Yıllarca döktükleri kanların ardından Dilimiz kabul edildi, artık sıra topraklarımızın adının konulmasına geldi diye söylemde bulunan bir belediye başkanının işlediği suç, Ergenekon yutturmacasından daha ağır değil midir ? Bunun hesabını kimler verecek ? Pek tabiidir ki, Emekli Albay Erdal SARIZEYBEK"in televizyon ekranlarından anlattıkları sanırım bazı gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya dökmeye yetmektedir. Suç sabit olmadan kesin hüküm vermenin ne derece adil olduğu kamuoyunun takdirindedir. Oysa ki soruşturmanın ve yargının etki altında kalmaması adına bu tür eylem ve yargılamanın gizliliği esastır. Bugün bu hususta da TRT gibi ülkemizin en saygın basın kurumunda varsayımlar üzerine yapılan yayınlar, sadece yurt dışından ahkam kesen birinin söylemlerini esas ve suç teşkil ettiği yönünde ifadeler kullanmak şüphesiz kamuoyunda korku ve dehşete neden olmaktadır.
İşte tüm bu olanlar karşısında ülkemizi yönetenlerin, bugün çıkarak bazı gerçekleri kabul edip, gerçek suçlunun kendileri olduğu erdemini göstermeleri gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Bugün Gazze"de işlenen insanlık suçunun ve katliamların hesabının sorulması gerekmektedir. Biz de camia olarak, Müslüman kardeşlerimizin katledilmesi karşısındaki çaresizliklerin son bulması ve çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi temennisiyle en derin sevgi ve saygılarımı sunarak, katledilen Filistin"li din kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Salih Ziya CÖRÜT