KIRKPINAR’IN ARDINDAN !

Salih Ziya CÖRÜT

   Tarihi Kırkpınar Güreşlerinin son gününde ilk kez katıldığım yağlı  güreş müsabakalarında önemli izlenimlerim oldu..  

      Şüphesiz bizlere yaptığı nazik davetinden ötürü İşadamı değerli hemşehrimiz Sayın Mehmet ŞAHİN"e teşekkür etmek istiyorum. Çünkü onun ısrarı ile bu programa katıldık.  

      Gördüğüm manzara özellikle güreş adına üzüntü verici olmuştur. Çünkü bu güreşlerdeki uygulamalarda önemli eksikliklerin var olduğunu gördük.  

      Çünkü 05 Temmuz 2009 Pazar günü yapılan  son baş pehlivanlık yarışı, aynı gün ilk sekize giren güreşçilerin yorgun vaziyette yarıştırılması insan bedeninin nerede ise isyanı ile sürmesi aslında Türk güreşinin geleceği açısından alarm zilleri çalmaktadır.  

      Yılların kokuşmuş uygulamaları yerine yeni uygulamalarla güreşçilerin daha zinde mücadele ile gerçek şampiyonların çıkması daha akılcı olsa gerek..... 

      Özellikle aynı gün ilk sekize girenlerin birbiri ile mücadele ederek final maçı yapmaları daha az sürede rakibini yenerek daha fazla dinlenme fırsatına sahip olan güreşçinin iki saat mücadele ile final maçı yapması, yorgun ve zinde olanın yarışı haline dönüşmektedir.  

      Burada bir diğer etken de, aynı ilden üç, başka ilden bir kişinin final maçlarına çıkması, diğerlerinin ister istemez birbiri arasındaki mücadeleyi uzun süreli kılmamıştır. 

      İlk dörde kalan güreşçilerden üçü Antalyalı ve Dördüncüsü ise Ordu"lu Recep KARA idi. Şampiyon olan Mehmet YEŞİLYEŞİL ile güreşen Antalyalı hemşehrisinin güreşi on dakika sürmüş, Recep KARA ile Güreşen diğer Antalyalı ise tam iki saat birbiri ile boğuşmuş ve sonunda Recep KARA zor da olsa rakibini yenerek finalist olmuştur.  

      Şüphesiz iki güreşçinin mücadele zamanlarını değerlendirdiğimizde, Recep KARA Güreşir iken diğer galip gelen rakibi Antalya Kepez Belediyesi güreşçisi Mehmet YEŞİLYEŞİL iki saat daha fazla dinlenme fırsatı bulmuş ve rakibini inceleme şansını yakalamıştır.   

      İşte böyle bir tablo ile Recep KARA üçüncü kez altın kemeri alma şansını yitirmiştir. Uzun süren güreşte yine kendi oyunu sonucu  puan vererek yenilmiştir.  

     Elbette bu gün bizler için üzüntülü olmakla birlikte aynı zamanda düşündürücü de olmuştur. Peki bundan sonra neler yapılmalıdır. Hepimize önemli görevler düşmektedir. Sivil toplumundan iş  adamına, iş adamından bürokratına, bürokratından siyasetçisine velhasıl tüm Ordu Camiamıza önemli görevler düşmektedir. Artık tarihi Yağlı güreşlere Ordu damgasını vuran rahmetli Ordulu Mustafa BÜK gibi nice şampiyon sporcular yetiştirmek üzere start almanın zamanı gelmiştir.

     Dilerim bundan böyle bu tür olumsuz sonuçlardan ders çıkarırız. Gelecekte nice şampiyonlar yetiştirmek temennisiyle sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 

                                           Salih Ziya CÖRÜT