Türkiyede kimlere dokunamazsın. Sayalım Milletvekilleri, Askerler, Polisler,Hakim ve Savcılar,Büroklatlar,Memurlar.Geriye ne kaldı sade vatandaş evir çevir dokunabildiğin kadar dokun sesi çıkmaz garibimin.
Milletvekili dokunulmazlığından başlayalım.
Seçim zamanı meclise gitmek için söylemedikleri yalan kalmayanlar seçildikten sonra arkalarına bile bakmıyorlar.Temiz toplum isteyenler, Hukukun üstünlüğü diyenler mecliste bekleyen ikiyüz küsür dosyanın greğini yapsınlar.
Güvenilirlik sıralamasında alt sıralarda bulunan meclisin bu ayıbı ortadan kaldırması gerekir. Hukukun üstünlüğünden dem vuranlar,hukuka güvenmek lazım diyenler ne acıdırki kendileri hakim ve savcılara güvenmiyorlar.Bu korku niye... Milletin aslı mahkemeler önünde her türlü hesap verirken soruşturma nedeniyle dokunulmazlıklarının kaldırılması talep edilen milletvekilleri mahkeme önünde aklanıp mecliste olmaları gerekmiyormu. Millete akıl vereceksin iş kendine gelince dosyalar sümen altına girecek.
Gelelim bürokratlara.Türkiyede yolsuzluklar siyasetci,bürokrat,iş adamı üçgeninde yapılır.Bürokratların dokunulmazlığı sağlanmadan hiç bir işi yaptıramazsınız. Bu konuda halledilmiş bürokratın yargılanması üst makamların iznine bağlı.
Bakanlıklardaki bürokratları bakanın izni olmadan yargılıyamazsınız.Suçüstü durumları hariç.İllerdede vali izni. Böyle bir komedi dünyada geri kalmış
ülkelerde görülür.Görüldüğü gibi siyaset bürokrat elele gül gibi geçinip gidiyorlar.
Eğer biryerlere çomak sokulacaksa önce siyasilerden başlanacak,bürokratlarla devam edilecek kısacası dokunulmayanlara dokunacaksın.Gerisi nakarat.
Öncelıkle devleti soyanları ortaya çıkaracaksın.Bu kadar dokunulmazlıkların olduğu yerde birde hukuku siyasallaştırırsanız geriye hoş bir seda kalır.