KAMU HASTANE BİRLİKLERİ YASASI -KAMYON HİKAYELERİ

Taner CONGUR

KAMU HASTANE BİRLİKLERİ YASASI

Yasa mecliste görüşülüyor.Anlaşılan başhekim,başhekim yardımcıları müessesesi pasifize edilerek kurulacak olan hastane birliği yönetim kurulu hastaneyi yönetecek.
Dahası bu yönetim kurulu başhekim,başhekim yardımcıları,müdürler,müdür yardımcıları,başhemşireleri görevden alıp yenilerini atayabilecekler,bu kadrolar hastane müdürlerine bağlı çalışacaklar başhekim ve yardımcılarını pasifize edip kendi istedikleri gibi atadıkları hastane müdürlerine bağlayacaklar.
Hastane birliği yönetim kurulu 6 kişiden oluşacak haliyle politik bir kurul olacak hükümet ağırlıklı kişilerden oluşacak.
Oluşacak kurulun yapısına bakalım.1 kişi il sağlık müdürü veya yardımcısı,1 kişi vali tarafından atanacak,1 kişi bakanlık temsilcisi,1 kişiyi ticaret odası atayacak,il genel mecliside biri hukukcu biride finanscı veya muhasebeci olmak üzere 2 kişi atayacak.
6 kişilik kurulun 5 tanesi hükümet yanlısı olacak ticaret odası temsilcisi şeklen kurulda bulunacak.Bu kurul hastanedeki bütün atamaları neye göre yapacak tabiki mevcut hükümetin adamlarını atayacak.
Bir sağlık kuruluşunda başhekim ve yardımcıları neden hastane müdürüne bağlanıyor.Böyle bir sistemde kargaşadan başka iş olmaz.Verim alamazsınız.Yapılan bir işte lider olacak,hastane müdürleri sağlık gibi hassas bir konuda liderlik yapamaz,boğazına kadar siyasete bulaşmış bürokrattan hiçbirşey olmaz.
Sağlık kuruluşlarını mümkün olduğu kadar siyasete bulaştırmıyacaksın bırakın insan hayatıyla ilgili kurumlarda yönetim doktorlarda olsun müdür,müdür yardımcıları başhekimle beraber ekip olarak çalışmıyor mu.
Bu yasayla hastane yönetimleri tam politik olur.Kamu hastane birlikleri hükümet hastane birlikleri olur.Görevden almalar çoğalır,yasayla yerinden alamadığınız müdür,müdür yardımcıları yasa çıkınca huzura kavuşurlar.
Sağlık bakanlığı yasal olarak görevden alamadığı büroktatları hastaneler birliği yönetimi aracılığıyla kolay bir şekilde yapacak istediğini alacak istediğini atayacak.
Kısacası kuzuları kurda teslim edecekler.

KAMYON HİKAYELERİ

Siyasi tarihimizde kamyonun öyle veya böyle önemi vardır.Susurluğun hikayesi hatırlarsak kamyonla başlamıştı.
Dünde Ankaraya bir kamyon çarptı.Emniyet için Askeriyenin hiç bir evrağının geçerli olmadığını bir kez daha görmüş olduk.Diğer bir deyişle bunca olaylardan sonra askerle polis arasındaki ipler tamamen koptu.
Kim olduğu belirsiz bir kişi ihbarda bulunuyor,Polis araca baskın yapıyor,haber televizyonlara anında servis ediliyor TRT verdiği haberde maksadını aşıp el bombalarının seri numaralarının silinmiş olduğunu kamu oyuna açıklıyor.
Polis ihbarcıyı araştırma zahmetinde bulunmuyor,yaptığı uygulamayı gizli tutmak gibi hassasiyeti göstermiyor
karşı taraf TSK olunca gizli kalması gereken bütün olaylar anında servis ediliyor.
Sonra ne oluyor kamyon emniyetin garajına çekiliyor görevli askerin kimliği
yok sayılıyor fatura irsaliye kabul edilmiyor mühimmat ile ilgili açıklamalar es geçiliyor iş savcıya intikal ettirilip 6 saat boyunca eziyet edildikten sonra serbes bırakılıyor.
Geçen zamanda askeri aşcıların erzak arabaları suikast şüphesiyle çevrilip sonra serbest bırakılmıştı.
Muğladan yapılan bu sevkle ilgili
polise bilgi verilseydi iyi olurdu.Geri kalan uygulamaya bakılınca TSK nın toplum önünde küçük düşürülmesi için ne gerekiyorsa yapılıyor.Topluma verilen mesaj
güvendiğiniz dağlara karlar yağdı deniliyor.
Anlaşılan kamyon hikayeleri Türkiyenin gündeminden hiç düşmeyecek. Olan yine vatandaşa olacak.