SİYASİ SEVİYE MELUN – MELETUS

Taner CONGUR

Türkiye kültür ve uygarlık bakımından zengin bir ülke.

Siyasetçi zenginliğimiz mi; dünyada örneği yok. En iyi hitabet ustaları mealimizde hepsi seçme nazar değmesin. Türkçe" yi bu kadar güzel kullanan vekil zenginliğimizin yanında seviye mi arayacağız.

Ana muhalefet lideri Deniz BAYKAL başbakanı melun olmakla suçladı. Melun, “lanetli” demek. Çok eski zamanlarda suç işleyenlere lanetli muamelesi yapılırdı. Kimse görüşmek istemez, yanına yanaşamazdı.

Toplum önünde başbakana lanetli diyecek kadar kendinden geçiyorsan, bu işin çivisi çıkmış demektir.

Meluna cevap Milli Eğitim Bakanından geldi. Tarih kitabı çok okuyor olmalı ki Deniz BAYKAL" ı Meletus" a benzetti. Meletus, Sokrates" i idama götürmek için iftira atan adam. Yani cevap bile daha insaflı oldu. İftiracı...

Ne güzel hitaplar: “lanetli” – “iftiracı”.

Bizi idare edenlerin muhabbetine doyum olmuyor. Yıllarca toplumu siyasetten soğuttular, nefret ettirdiler. Bu toplumu yok sayıp sokak ağsızıyla ağız dalaşları. Milleti bıktırdılar.

AB" ye mi gireceğiz? Boşuna umutlanmayın; almazlar. Bu siyasetçilerle hiç olmaz. Reform önce meclisteki milletvekillerinin kendisinden başlamalı. Siyasetçi standardı olmalı. Hatta milletvekilleri sözlü sınavdan geçirilmeli. Önüne gelen milletvekili olmamalı. Ağaların, beylerin, şeyhlerin adamları meclise girmemeli.

Girerse ne olur? Manzarayı umumiye meydandadır. Başka söze gerek yok.

Memleketin sorunları bitti, sıra ozan milletvekillerinin atışmalarına geldi. Tek eksikleri ellerinde sazları yok.

1980 öncesi siyasi seviye bugünkü kadar dibe vurmamıştı. Milletvekili deyince topluma bir saygı vardı. Siyasi nezaket vardı. Allahları var Demirel, Ecevit, Erbakan üçlüsü hakarete varan üslup kullanmazlardı.

Şimdi mecliste akşam istişareye yatıyorlar. Ertesi gün grup toplantısında Allah ne verdiyse güne başlıyorlar.

Hani dilin kemiği yok ya... Sonra da güvenli kurumlar sıralamasında meclisi aradığında son sırada görüyorsun.

Fazla söze hacet var mı?