ORDU TURİZMİNDE ERKAN GÜLDEREN’İN DOĞRU MESAJI..!

Tuncer ENGİN

  Ordu İl Kültür ve Turizm müdürü Erkan Gülderen"in basında çıkan “ Yayla Turizminde eksiğimiz çok” haber açıklamasına , Kültür ve Turizm müdürümüzün bu doğru ve yerinde  teşhisine katılmamak mümkün mü .?

     Müdür Erkan Gülderen"in yayla turizminin geliştirilmesi açısından yaylalarımızda var olan eksiklikleri tespit ederek  Çambaşı ve Perşembe yaylalarının özellikle yayla etiğine uygun olmayan çarpık yapılaşma ve o kadar da kötü görüntüleri ile gerçek anlamda “ turizm cazibe merkezi olmaktan uzak olduklarını” belirterek “ biz buralarda yayla turizmi ile ön plana çıkmak istiyorsak çok çalışmamız gerekiyor “ sözlerine iki defa evet diyoruz..

     Neden diyoruz.?

     Yokuşdibi Belediyesine bağlı olan  Çambaşı yaylamızdeki türeyen çarpık garip görüntülü yayla.! evlerini,  ve de Yaylanın ortasında  Ünye  kesme beyaz ve sarı taşlarından birbirleriyle rekabet edercesine yapılan dış kaplama bir garip yapılarla dolu  çarşısını ve çarşının ortasındaki Afyon cilalı mermeri ile yapılan Alman modeli çeşmesini..! ele alıp Turizm adına değerlendirirsek..! tam bir görsel  hayal kırıklığına uğrarız.

     Güzelim Çambaşı yaylasında herkes kafasına göre yayla etiğini bozmak adına ısrarla garip bir şeyler  yapma gayretinde de ne yapıyorsunuz diyen bir resmi yetkili yok..

     Turizm master planı içerisinde değerlendirilen Çambaşı yaylamızda

     Çambaşı Yaylasına  çıkan yerli veya yabancı turist 1800 rakımlı ,0

     Çambaşı boğazına çıktığında hava güzelse karşısına çıkan Karagöl ve Gönderiç tepelerinin inanılmaz güzel görüntü güzelliğinin karşısında mutlaka fotoğraf makinesi ile o anı tesbit etmek isteyecektir.

     Sonrası inanılmaz güzel yeşillikteki Çambaşı yaylamıza uzaktan dikkatlice baktığında Kültür ve Turizm müdürünün gazetelerde çıkan yazısından tekrar alıntı yaparsak kesin “ İki üç saat yol geldim. Bunun için mi geldik .!” diyecektir.

               TURİST YAYLADA NE GÖRMEK İSTER..!!

     Bir defa eski ahşap yayla evlerini günümüze kadar muhafaza eden gerçek yaylacılarımızdan  Orhan Akata ve Hilmi Çebi,Yalçın Çelebi ağabeylerimize ve diğer gerçek taş ve ahşap yayla evlerininin  sahiplerine ve özellikle  çarşının sonunda eski yayla otelinin karşısında yapılan otelin dışını ahşapla kaplayan yayla ve doğa sever işletmecisine  buradan eski bir yaylacı olarak teşekkür etmek istiyorum.

     Evlerini modern ve abartılı görüntülerle yapıp dışlarını plastik Amerikan sayling kaplama malzemesi , ayrıca Seramik ,Btb taşlarla, Ünye kesme taşlarıyla  kaplattıran sözde yaylacılara da müsaade eden Yokuşdibi Belediye yetkililerine de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Güzelim Çambaşı yaylamızı bu hale getirilmesine seyirci kaldıkları için..!!

     1800 metre yüksekliğindeki Çambaşı yaylasına ilk defa çıkmaya çalışan yerli ve yabancı Turistler  yazın başında rengarenk sarı çiçekli avu ve mor çiçekli orman gülleri ile  çam ve ladin ağaçları, kırçıl yayla çimenleri soğuk yayla suyu çeşmeleri  ve yaylaya çıkan koyun sürülerinin arasından  geçecek.

      Turnalık yaylasına geldiğinde gördüğü ve görüntülediği o güzelim yayla manzaralarını ne yazık ki Çambaşı yaylasında  görme şansı olmayacak çünkü tahmin edemeyeceği ve yaylada asla görmek istemediği  bir garip betonlaşma ile karşılaşacak.

     Turizme kazandırılmak istenilen Yayla yerinde hiçbir zaman  betonlaşmanın bir garip yapılaşmanın yeri yoktur.

     Turistler   l800 metre yükseklikteki Çambaşı yaylasına çıktıklarında bulabilirlerse çekmek istedikleri güzel eski yerleşim fotoğrafların yanında temiz ve güvenilir  konaklayacağı mümkün olduğunca betondan kaçınılmış   otel-motel ile  rahatlıkla yemek yiyebileceği, temiz yayla lokantaları ile alışveriş yapabileceği temiz ve uygun işyerleri bulmak ister.

     En önemlisi temiz tuvaletler ister..!!

     Bunların dışında Turist yayla  etiğine, yayla kültürüne görüntüsüne uymayan abartılı beton villaları yaylada  görmek istemez  güzelde olsa onların görüntülerini fotoğraflarına almak istemez tercihini ahşap eski yayla evlerinde kullanır.

     Fotoğraf sanatçısı ve yaylacı Mürsel Engin"in yayla evleri fotoğraflarını gördüğünüzde yazmak isteğimizi de anlayacaksınız.

     Ve maalesef yaylalarımızda görmek istemediğimiz  bütün betonlaşma  çarpıklıkları bizim Çambaşı yaylamızda fazlasıyla mevcut…

     Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir zamanlar çambaşı yaylasına yaptırılması düşünülen migros modeli yerden ısıtmalı yürüyen merdivenli alışveriş merkezi kompleksine  ne demeli.!!

     Olacak işmi..?

                  VALİLİK MİSAFİRHANESİ

                    ÇOK KÖTÜ ÖRNEKTİ.!

     Çambaşına yıllar önce Vali Sami Seçkin zamanında özel idarenin törenle temel atıp yaptırdığı Ünye taşı döşemeli  konaktan sonra yaylada yapımına müsaade edilen üç katlı beton binalar mantar gibi çoğaldı yaylanın doğal yapılaşması bozuldu bu hale getirildi bunlara müsaade edildi.

     Özel idarece Çambaşı Yaylasının en güzel yerinde yapılan bu bina kütlesi .! kötü örnek oldu. Amacına uygun kullanılamadı sonradan lokanta olarak kiraya verildi..daha sonrası malum.

     Yeni göreve başlayan Kültür ve Turizm Müdürümüz  Erkan Gülderen"in özellikle yaylalarımız konusundaki teşhisi  ve açıklaması çok yerinde bir karar kutlarız.

     “Zararın neresinden dönülse kârdır.” diyoruz..

     Müdür Gülderen özellikle Turizm adına Çambaşı ve Perşembe yaylalarımız konusundaki gazetelerimizde çıkan haberde özetle ;

     “ Ordu"nun iki en önemli yaylası Çambaşı ve Perşembe yayalalarının şu anki görünümleri ile gerçek anlamda turizm cazibe merkezi olmaktan çok uzak.

     Ordu"da Yayla Turizmini geliştirmek istiyorsak, baştan aşağı bu konuyu yeniden ele almamız gerekiyor” demişti.

     Turizm adına, Ordu"da yaylalarımızda turizmin geliştirilebilmesi adına bu tespitlere itirazı olan var mı..?

       Yaylalarımızı ya Ordu Turizmine kazandıracağız veya,

      “ O yaylanın çimeninde kuzu yayılır kuzu”

      türküsü ile hep birlikte avunacağız..!