Bir kaç günlüğüne geldiğim Ordu,da bir aya yakın kaldım . Planlanmamış bir zamandı , çok da iyi oldu . Doya doya gezdim dolaştım . Sevdiklerimle hasret giderdim ,
Dost ziyaretleri yaptım, Ünye ,Fatsa ,Piraziz derken birçok yere gittim .
Restorasyonu yapılmış ve hizmete açılmış olan Haznedaroğlu konağını çok beğendim ,gerçekten de Ordu için büyük bir kazanım olmuş,eli emeği değenler sağolsun .
Konağın bulunduğu koyda deniz kenarında çok lezzetli yemekler ,pideler yapan restoranları çok beğendim.Denizin içinde insanlara nefis yemekler sunan bu gibi işletmelerin turizme de hizmet edeceklerine inanıyorum.
Ayrıca şehir içinde yapılan restorasyon çalışmaları ile Ordumuza kazandırılan eski antik evlerin şehrin genel görünümüne çok büyük katkıları olacağından eminim .
Bu tür çalışmalar Şehre ,unutulan eski güzelliklerini kazandırmak açısından çok önemlidir .
Kültür Bakanlığımızın nihayet bu işe el atmış olması bizleri memnun etti,başta Sayın Bakanımız olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
Zaman bu küçük ve sakin şehrin bütün güzelliklerini ve o doyumsuz sessizliğini alıp götürmüş olsada insan genede o artık sadece anılarda kalan Ordumuzu görmek istiyor ,o unutulmaz sessizliğin sesini dinlemek istiyor.
Rüzgarın denize ,denizin de rüzgara kavuştuğu o sesi dinlemek istiyor.İlk geldiğim günlerde ,Halk eğitim salonunda nefis bir Türk Halk müziği ziyafetine gitmiş olsamda Ordu da sokaklarda ve caddelerdeki gürültü kirliliğini unutmak mümkün olmadı .
Bu güzelim Şehirde çok sevindirici gelişmeler olmakla birlikte ana caddelerdeki insan seli ve o kulakları tırmalayan ,yanındaki arkadaşının ne söylediğini bile duyamayacak kadar gökyüzüne yükselen gürültü beni şaşırttı .
İnanın rahatsız oldum . O nasıl bir trafiktir ,arabalar caddelerde park etmiş ne yayalar ne de araçlara geçecek yer bırakmamış .Hat minibüsleri bir taraftan kamyonu otobüsü bir taraftan iki adımlık yolu yürümeyip arabası ile trafiğe dalan öze araçlar bir taraftan ,megafonlarını açmış bangır bangır bağıran reklam veya tanıtım araçları bir taraftan ,başım döndü .
İnanın telofonumla konuşamadım, caddelerdeki gürültü yüzünden sahile kaçıp bir kahve içmek istedim, bu sefer bizim sahil şehirler arası transit yol olduğu için hepten sersem oldum .
Ben gerçekten şaşkınım ,bu ne Allah Aşkına.İstanbul da bile böyle curcuna yok ,ne olmuş bizim o sakin sessiz Ordu ya anlamadım .
Gerçi insan o çarşı pazar kalabalığını da istemiyor değil hani ekonomi canlansın insanlar bol bol alışveriş yapsın şehri terketmesin aksine gelsinler Orduya yerleşsinler istiyor ama bu kadar da karmaşa insanın başını döndürüyor.
Ana caddelerde ki kontrolsuz trafik yüzünden bir yerden bir yere gitmek işkence haline gelmiş .
İnşallah ne zamandır beklenen şu dere yolu tamamlanır o güzelim sahilimiz biraz başını dinler ve şehir trafiği de yeniden yapılandırılıp düzenlenirse işte o zaman bizlerde o çok özlediğimiz ruhumuzu dinlendiren sessizliğin sesini yakında duyarız .