Dün Trabzondan hepimizin yüreğini yakan acı bir haber geldi.
Dağcılık klübünden 10 dağcı Ziganada tırmanışa geçtikleri bir anda aniden kopan çığın altında kalarak hayatlarını kaybettiler.
Karadeniz bölgemizi ve tüm yurdu yasa boğan bu haber,tüm dikkatleri dağcılık konusuna çekti.
Aslında rahmetli dağcılarımız oraya tırmanışa değil, traking yapmaya gitmişler dendi, hiç bir ihmal ve tedbirsizlik olmamasına rağmen olayın tamamen doğa koşulları sebebi ile cereyan etmesi yürekleri bir kez daha dağladı.
Ülkemiz için ciddi bir kayıp olan,bu kıymetli insanlarımız için ne yazıkki artık rahmet dilemekten başka söyleyecek söz bulamıyoruz.
Zigana nın dayanılmaz çekiciliği doğa dostu bu seçkin insanları meğer ölümüne çağırmış, ne acıdırki bir Baba için,dağlar beni çağırıyor ama kızım bırakmıyor, diyecek fakat yazgısına karşı gelemeyecekti.
Bu gerçekten acı kader, Zigana nın bembeyaz dayanılmaz görkemine hiç yakışmadı.
Böyle olmamalıydı, onlar hepimizin hayali olan bembeyaz zirvelerin inanılmaz büyüsünü yaşamalı, ülkemizde bu kadar muhteşem bir spor dalı olan dağcılığın yaygınlaşmasına ve tanıtımına vesile olsalardı en önemlisi de, örnek yaşamlarına keşke devam etselerdi,eminim toplumumuza ve çevrelerine çok faydalı olacaklardı.
Yazık oldu , acı oldu, hele Ziganada , hele de o bembeyaz rüyada , olmadı be, sen ne yaptın zigana.