M. Köksal: Bu Kadar da Olurmu ?
Orduspor takımı ve bu takıma maddi yada manevi destek verenlerin, son maçlarda aldıkları keyfi hepimiz canı gönülden aldık, düşecek denilen takıma takviye yapıp, bunu seyri güzel hale sokan herkesin, yenilme gibi bir duyguyu asla yaşamak istememeleri ço
BU KADAR DA OLURMU?
Eğer doğru ise; bir tane fanatik başkana telefon açıp, Buca maçını hocanız yada bir başkası verdi, gibi söz etti deniyor.
Bakın beyler, tenkit, eleştiri yapmak, yanlışı yönetimdeki sorumlu birimdeki arkadaşlarla yanlış ya da doğru paylaşmak başka ama Orduspor takımına hizmet eden bir başkana, yönetime bir maçı sizin aldığınız adam verdi gibi saçma söz etmek, kimi mutlu eder ki?
Bu kulübe başkan olan insanların hepside işlerinde başarılı olmuş, içerde ve dışarda Ordu’yu en iyi şekilde temsil etmiş, bunun yanında ise yanlarında, kurdukları mekanlarda onlarca işciye ekmek vermiş değerli insanlardır. Onlara acımasızca söz edecek insanın önce onlar kadar insanı iş sahibi yapmaları lazım.
Ama o insanlar ve onların teşkil ettirdiği yönetim kurulunun kulüb adına yaptıklarını spor adına tenkit etmek, alkışlamak, köşesinde yazan insanın hakkı, ama hakaret yapmadan..
Kişisel tartışma, aralarındaki sorun ve yanlışları kişisel olarak tartışmak başka onu kaşıyarak bunu sporun tam orta yerinde “ur” haline sokmak bambaşka şey.
Orduspor takımı ve bu takıma maddi yada manevi destek verenlerin, son maçlarda aldıkları keyfi hepimiz canı gönülden aldık, düşecek denilen takıma takviye yapıp, bunu seyri güzel hale sokan herkesin, yenilme gibi bir duyguyu asla yaşamak istememeleri çok doğru bir durum.
Bende Adana maçını kendime, Orduspora, bu takımı yönetenlere mağlubiyet halinde yakıştıramadım. Türkiyenin her yerinden arayanlar, spor adamları bu maçı nasıl olurda veririzi içten ve üzülerek söylediler.
Hakikaten sahada oynayan bir Orduspor ve ona mahkum Adanaspor takımı vardı. Son dakikalarda ne olduda bu takım mağlup oldu?
Başımızdan kaynar sular döküldü. İnanamadım. Ki ben hala saha kenarında sporun aktif içinde olan biri olarak. O kadar inandık ki o maça , kulübenin bırakıp gitmesini isteyecek kadarda öfkeli ve yıkık bir duygu içinde idim. Çünkü bu takım bu maçı asla bu şekilde kaybetmeyi hak etmedi.
Beyler biz yazarız, insanlar okur. Murat Gürsoy’un dediği gibi, herkes üç adım ötesini görmeli diyorya, cenazemize biz el atacağız diyor ya, öyle.
Ama kimse bizi bir insanın cebine, midesine, koltuk altı terine yakıştırmaya kalkışmasın.
Ben kimsenin cebinden geçinen adam değilim.
Dün Yaşar Pamuk ve yönetimine, “ögretmen, memur”, takımı diyenler bugün Nedimci, dün Şükrü’cü, yarında Bahtiyar’cı olurlar.
Ama onların yaptığı hizmetin binde birini yapsınlar, o zaman bende onları alkışlıyayım.
Tenkit yaz, kötü oyun yaz, boş transferleri yaz, yanlış adam tercihlerini yaz, alt yapıyı yaz, ama sakın Ordusporun bir yerinde kir arama. Ona kimse müsaade etmez…
Orduspora idareci, başkan olan insanlar daima hizmet ederler, içlerinden bazıları çürük elma yada armut olsa da bunlar asla yönetimi bağlamaz. Yanlış yapan başkanda olsa, bu onun şahsi sözleridir. Başkan asla kırıcı değil , yapıcı olmalıdır.
Samsun’dan gelirken kavga eden taraftar dedikleri ve resimlerini gazetelere bastıkları kavgacıların, taraftarlığına onay verir mi bu yönetim, ya sizler ya bizler? Yok değil mi, işte bu tip dedikoducular var etrafta, her yeri karıştıran, söz taşıyan.
Asıl tehlike bu...
Yarın herkes iyi olur, barışır ve birlikte büyük Orduspor hayalleri kurar, görürsünüz onlar yine orda olurlar. Çünkü bunların perdesi yok…
Orduspora hizmet eden kimse bizim baştacımız olur... Yoksa bize kiralık kalem tutturacak bir isim asla olamaz.
Bu takımı üç yıl içinde şampiyon yapacağım diyen insana Ordu destek olmalı.
Diğer olaylar şahsi işler..
Onlarda zaman zaman olacak, ama her sezon Oduspor’da iyi , değilmi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.