Abdullah AYDIN
KAÇ PARALIK ADAMSIN
Garip bir toplum yapımız var. Yaşamı iç ve dış çelişkilerle dolu, her türlü hoyratlığın, zorbalığın, despotluğun, zebunluğun kıskacında ekonomik yokluklar içinde yaşarken, bunların hiçbiri yokmuş gibi davranabiliyor, hayata ve Dünya’ya gülerek bakmanın yollarını arıyor.
Seçim çalışmalarında siyasi partilerimizden, geleceğe yönelik umutlarımızı tazeleyen çok şey dinledik. Söylenenlerin gereğini yapma zamanı geldi ve partiler çeşitli görüşmelerin içine girdiler. Onlar Hükümeti kurmaya uğraşsınlar, biz ülkemizdeki bir çelişkiye parmak basalım ve ülkemizdeki bazı haksızlıklara, hukuksuzluklara parmak basalım.
Spor olmaktan çıkıp hızla sektörleşen ve ekonomik bir dal olma yolunda olan Profesyonel Futbolda, yabancı Futbolcu sınırlaması kalktı. Yeterince eğitilmeyen, öğretilmeyen yerli futbolculara da alt liglerin yolu göründü.
Ülke sınırlarımızın gevşekliğinin yanında, ruhsal, düşünsel ve Matematiksel sınırlarımız da gevşedi. Transfer sezonunun açılmasıyla rakamların önündeki sıfırlarında sınırı gevşedi ve uzadı. Milyon EURO’lar, DOLAR’lar havada uçuşurken, insanın gözü kararıyor, şuuru kayboluyor ve hangi ülkede yaşadığı çelişkisine düşüyor.
Türkiye’yi gösteren ayna iyi işaretler vermiyor. Bir yanda açlık sınırına yaklaşmış milyonlarca yurttaş, diğer yanda Milyon Euro’ları, Dolar’ları dışarıya çıkaracak profesyoneller.
Bir yanda iş aramaktan dahi umudunu kesmiş milyonlarca genç insanımız, öte yanda Türkiye’de Cennet hayatı yaşayan yabancı gençler.
Bu ülkede çalışma yaşındakilerin %75 i On Bin dolarlık mal varlığı edinemezken, diğer yanda 90 Dakikalık futbol maçında, yıllık milyonluk antlaşmasının dışında 25 bin Euro ek ücret ve artı pirim alan yabancı top oyuncuları.
Yetmez efendim! Boğazda villa, altına çekilen lüks bir otomobil de cabası!
&&&
On Üç senedir uygulanan AKP’nin yanlış Dış politikasının faturaları uç vermeye başladı. Bir yanda PKK terörü yeniden hortlatılırken, (aslında hiç durmamıştı) öte yandan Uluslar arası Emperyalizmin din maskeli terör örgütü IŞİD belâsı Türkiye’nin üzerine salınmaya başladı. İktidar sözcülerinin, olayları gözden kaçırmak ve dikkatleri başka yönlere çekmek işin IŞİD yerine DAEŞ adını kullanmaları ise düşündürücüdür. Bu örgütün palazlanıp gelişmesinde ve bölgemize yerleşmesindeki rolleri unutulmamalıdır.
Suruç’ta katledilen gençlerin hesabını birileri vermek zorundadır. Bu ülkeyi Ortadoğu bataklığına ve Dinsel karanlığa çekmek isteyenler gerçek niyetlerinin ne olduğunu, kimlere hizmet ettiklerini topluma açıklamak zorundadırlar.
BOP’un ne anlama geldiğini, asıl amacın ne olduğunu anlayamayan bir siyasetin ve onun temsilcilerinin On Üç senedir bu ülkeyi yönetmeleri ve son seçimlerde %41 oy almaları hayli ilginç ve düşündürücüdür.
Sosyal suçlar genelde çok katılımlıdır. 21.inci Yüzyılda inatla AKP’ye körü körüne destek veren seçmen kitlesi de şapkayı önüne koyup, bu çıkmazdaki payını doğru hesap etmelidir.
&&&
Sözde Bayram yapıyoruz. Ne Bayramı? Yollardan ceset ve yaralı toplama Bayramı. Bu işlere artık bir son verilmelidir. Yurttaşlarımız kendilerini Trafik terörünün içine atmamalı, bu ülkenin değerlerini yitirmemelidir. Giderek Mazoşist bir topluma dönüştüğümüzü gözden kaçırmadan acılardan uzak durmak ve önlemlerimizi almamız herkesin yararına olacaktır.
Kimileri Türkiye pahalı bir ülke diyorlar. Gelir miktarı ve dağılımı bakımından geniş kitleler için oldukça pahalı bir ülke. Ancak İnsan canı ve hayatının fiyatı konusunda belki de Dünya’nın en ucuz ülkesi. Nasıl olsa ‘bu ülkenin anaları habire doğuruyor; bir canın ne önemi var’ diyenler var mı aramızda. Yeterli tedbirler alınmadığına göre, ihtimal böyle düşünenler var…
Acaba sizin canınız kaç para? Kaç paralık adamsınız? Hiç bunun hesabını yaptınız mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.