Abdullah AYDIN
KANAYAN TOPRAKLARIN GÖZYAŞI
KANAYAN TOPRAKLARIN GÖZYAŞI
Dünya’da başka bir toprak parçası yoktur ki; Anadolu kadar kanla, gözyaşı ile yoğrulmuş olsun… Her karışına düşecek kadar can alınmış, can verilmiş, gözyaşı kanla karışık akar olmuştur bu topraklarda…
Tarihi belgeler, bulgular ve bilgiler, Anadolu Coğrafyasının bu kadar kanlı mücadeleye ve el değişimine uğramasının nedenlerini açıklıyor. Belgelere göre; Dünyamız Coğrafyasında, bu kadar çeşitli kültürün gelip geçtiği ve el değiştirdiği bir başka toprak parçası yok. Anadolu toprakları, Dünya kültürlerinin yarıştığı, en güçlü orduların savaştığı ve herkesin sahip olmak istediği bir arena gibi adeta. Ayrıca, dört yöne işleyen ve yol veren bir Dünya köprüsü işlevi görür bir konumda… Dünya kilidini üzerinde taşıyan bir kapı gibidir Anadolu…
Bu topraklardan kimler geldi, kimler geçti; kimler kan ve gözyaşı döktü, canlar verdi, canlar aldı bu topraklar için…
Tarihi bilgi ve belgelere göre kimler yaşamadı ki bu topraklarda;
Dünya’da başkalarıyla yapılmış yazılı ilk antlaşmayı yapan HİTİT’ler (Hattiler),
FRİGYA’lılar,
Matematik’de Tales’i, Pisagor’u, Tarih’de Heredot’u, Tıp biliminde Hipokrat’ı, Felsefe’de Diyogen’i ve yazı hayatında İlyada ve Odesa destanını yazan Homeros’u yetiştiren İYONYA’lılar,
Madencilik, kale ve su kanalı yapımında ustalaşan URARTU’lar,
PERS’ler,
İSKENDER İmparatorluğu, arkasından kurulan BİTİNYA Krallığı, PONTUS Krallığı, Parşömen kâğıdın mucidi BERGAMA Krallığı,
Günümüz Avrupa Hukukunun temellerini atan ROMA İmparatorluğu,
Roma’nın bölünmesiyle oluşan BİZANS (Doğu Roma) Krallığı,
Kurumsal bir yapı oluşturamasalar da ERMENİ’ler.
Ve 800-900 lü yıllardan itibaren Anadolu hâkimiyetini ele geçiren TÜRKLER (Selçuklular, Anadolu Beylikleri, Osmanlı İmparatorluğu ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ. ( TÜRK’ler, KÜRT’ler, ÇERKEZ’ler, GÜRCÜ’ler, ARAP’lar ve diğer küçük etnik gruplar) yaşadı ve yaşıyor bu topraklarda…
Anadolu, kendi yerleşikleri dışında da, tarih boyu dış müdahale ve etkilere de açık olmuştur. SÜMER’ler, AKAD’lar, ELAM’lılar, BABİL’liler, ASUR’lular, FENİKE’liler ve Truva Savaşlarının dış tarafı olan MİLEN’ler (Akalar) eski tarihte Anadolu toprakları ilgilenen ve bu topraklarda kan ve gözyaşına sebep olan unsurlardır…
Anadolu toprakları üzerinde oynanan tarih oyunu günümüzde de devam ediyor. Bu oyunda geçmişten daha fazla aktör var, iştirakçi var…
Son otuz yıldır yaşadığımız terör Türkiye’nin kanını emen vampir gibi. Bizlere ve Dünya’ya gösterildiği gibi, etnik bir karşı duruştan ziyade, Kürt hareketi olmaktan ziyade, ABD ve emperyalist sömürge oyununun bir başka sürümüdür. Kuzey Irak’taki petrol paylaşımı bunun en net örneğidir…
Seksenli yıllarda Ermeni terörü ile Türkiye üzerinde başlatılan bu oyun, PKK terörü, Irak’ın parçalanması ve Suriye’nin parçalanması çalışmaları ile devam ediyor. BOP çerçevesinde çizilen haritaların kaynağı ve şeklinin hangi mahfillerde kotarıldığı, hangi amaçları hedeflediği apaçık ortada ve gözlerimizin önünde duruyor…
Kafkaslardaki Ermeni kışkırtması ile hem Türkiye hem de Azerbaycan sıkıştırılıyor. Yakın gelecekte İran’daki etnik yapı üzerinde de bazı oyunlar ortaya konulacak, Azeri - Farisi çatışmasının yolları döşenecektir. Tıpkı Türkiye’deki Türk-Kürt çatışması yaratılmak istenmesi gibi…
‘Arap Baharı’ denen şey, Dünya insanlığının yaşadığı en büyük ve en iğrenç Siyasi, Askeri ve Ekonomik sahtekârlıklardan biridir. Ne yazık ki; Arap dünyasında bu sahtekârlığa yandaş olan, alet olan yerel yöneticiler, siyasetçiler ve gruplar var. Maalesef, iktidar uğruna bizde de yandaşlar, maşalık yapanlar var…
Tarih boyu kan ve Gözyaşı ile yoğrulmuş, milyonlarca insanını savaşlarda yitirmiş Anadolu toprağı, son kırk yıldır yeniden kanamaya ve gözyaşı akıtmaya başladı… Hıçkırıklar boğazda düğümlenirken, ağıtlar yürekleri yakar oldu… Anadolu ve Türkiye, karmaşa, şiddet, korku ve güvensizlik içinde insanlarını yitirirken, geleceğini de yitirmenin korkusu ve güvensizliği içine itildi…
Tarih boyu, çeşitli tehlikelerden başarılı sonuçlarla çıkan bu toprağın insanları, içinde bulunduğumuz zor ve tehlikeli durumdan da alnının akı ile çıkacak güç ve birikime sahiptir. Toplumun beklediği tek şey, yönetenlerce doğru bilgilendirilmesi, ülke menfaatlerinin korunması ve birtakım kişisel ve grupsal çıkar ve ikbal uğruna ihanete uğramamasıdır…
Bu toprakların, daha fazla kan ve gözyaşı akıtmaya tahammülünün kalmadığı, bazı ahmaklarca da artık anlaşılmalıdır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.