[email protected]
 
               Emperyalizmin ve onun uygulama aracı Liberal Ekonomik modelin kendi çıkarları dışındaki temel kuralı, Kuralsızlıktır. Kuralsız kurallar içinde fiyatı belirlenemeyen, alınıp satılamayan hiçbir değer, hiçbir meta yoktur. İster maddi, ister manevi olsun. Her türlü zor ve baskı kurallarına göre uygundur, yasaldır…
Zorlama Sosyalist sistem denemesi, sistemi kuranların büyük çoğunluğu, yürütmeyi elinde tutanlar, uygulayıcılar ve uygulama yöntemlerinin, Sosyalist kuram, amaç ve hedeflerle uyuşmadığı için, birilerinin "Hadi bana eyvallah" demesiyle yıkıldı ve şimdilik tarihe gömüldü!                                                                                  Sosyalist Sistemin çöküşüyle, gemlerinden ve frenlerinden kurtulan, bütün sigortaları atan Liberalizm, tüm sosyal, ekonomik, kültürel ve insani sınırları yıkarak, Sosyoekonomik bir afete dönüştü. İnsanlığa sahte mutluluklar sunarak, geleceğini yaldızlayarak işgal ve egemenliğini pekiştirdi…
Pekişen Emperyal Liberal egemenlikte her şey fiyata tabi idi ve alıcıya göre fiyatı vardı. Karşı sistem, karşı güç olmayınca, siz de artık mecburen Liberal olacaksınız. Oldu da! Artık cüzdanınızın kalınlığına, kasanızın büyüklüğüne, çevirebileceğiniz dalaverenin kapsam ve çeşitliliğine göre bu sistemde size yer var! Arttık liberal pazarda her şeyi alıp satabilirsiz; hatta kendinizi bile! Adı "Liberal Ekonomik Model" ya! Modelimiz bizi "cahillikten, yoksulluktan alıp, refaha taşıyacak" ya! Artık korkuya ne gerek! Al-sat, sat- al adam ol! Fırsatı kaçırır mıyız; biz de ne var ne yok haraç-mezat satmaya başladık ve "babalar gibi" sattık da!
Uzağa gitmeye gerek yok; şöyle etrafımıza ve ülkemize bir göz atalım: Satılmadık neyimiz kaldı? Topraklarımız ve yeraltı varlıklarımız; Limanlarımız; kıyılarımız; Petrokimya tesislerimiz; Şeker ve Çimento fabrikalarımız; Tekel işletmelerimiz; Gıda sektöründeki birçok kurum; Bankalarımız; Turizm işletmelerimiz… Gazetelerimiz; Televizyon kuruluşlarımız… Satılanların tümünü saymaya, listelemeye kalksak sayfalar yetmez!
Satılanların bedeli nereye gitti? Halka geri mi döndü? Ülkenin gelişmişliği, refahı mı arttı? Ne oldu peki? Ne olacak; Osmanlının son zamanları gibi zevk-ü sefaya gitti; Makam odalarına; Makam arabalarına; Lüks lojmanlara; Özel kullanılan uçaklara, Helikopterlere, Yatlara gitti! Kıyak emekliliğe; haksız kazançlara gitti! Yandaşlara, Partizanlara gitti! Yad ellere; Yabancılara gitti, hem de gelmemek üzere gitti!
Yetmiyor ağam! Yetmiyor beyim! Yetmiyor paşam! Yetmiyor boynu bükük yaşamaya alıştırılmış canım halkım! Bu talan, bu soygun, bu açgözlülük bunlara yetmiyor!
Yetmiyor; şimdi de sularımızı, Ormanlarımızı, Yaylalarımızı, Şans oyunlarını satmaya çalışıyorlar! En sonunda 112 Acil Servisi satışa çıkardılar; üstelik çalışanları ile beraber; köle ticaretine geri dönüyorlar; daha da öte, kişiliğimizi, Ulusal onurumuzu satıyorlar!
Sana, bana ve ona da bir şeyler satıyorlar! Lütfen, bize ne satıyorlar diye sormayın! Bize işsizlik satıyorlar, yoksulluk satıyorlar, cahillik satıyorlar, Kölelik satıyorlar! Kan ve gözyaşı satıyorlar!
Yakın gelecekte evlerimizde, işyerlerimizde, sokaklarımızda " Atlatmaya az kaldı, Doktorum nerde?" şarkısı yankılanabilir. Boşuna aramayın; Onu da sattılar!
               19 Mayıs 2009