Canan YÜCEL
GÖÇÜK ALTINDA GİBİYİM!
Göçük altında gibiyim, ezmeyin beni…
İnsan sevince herşeye pembe gözlüklerden bakarmış. Yağmurda ıslanmak bir zevk haline gelir, toprak kokusu en değerli koku halinde nüksedermiş.
İsteyince herşey olurmuş. Yeterli istek varsa eğer içinizde bir yerlerde, faaliyete geçirmek gerekiyormuş…
Canla başla çabaladığım da anladım.
Sabah “bugün mükemmel olacak” diyerek kalktığım tüm günlerim mükemmel oldu. Karamsarlıklarımda ise en fena günleri yaşadım. Üzerine ağırlık çöker, kaldıramayacağın yükler gelir…
Bir çığlık atarsın:
-Göçük altında gibiyim, ezmeyin beni…
Sadece bugünü düşünerek yaşamak keyif verir.
Ya sonra?
Gelecek için endişe edilecek durumlar karşınıza çıkıverir. Haberlere üzülürsün. Yaşanan doğa için kaygılanırsın. Çocuklarınıza nasıl bir hayat bahşedeceğinizi düşünedururken, zaman sizi sizden alır. Sıkıntılar, dertler bitecek diye bakılır fakat bitmez.
Bu kadar karamsar olma…
Aslında haklısınız. Bir işim var, ailem, sevdiklerim var. Bunlar kafi… Ama sadece kendi hayatımı düşünürsem bencillik etmiş olmaz mıyım?
Sokak çocukları, çöpten yaşam üretenler, soğuktan ölen bebekler… Hayvanlarımız, doğamız, yaşam alanımız bir çok tehditle karşı karşıya dururken, nasıl gülücükler saçılır etrafa?
Ben bilmiyorum öğretin hocam!
Okul hayatı boyunca Türkçe, matematik, fen bilgisi, sosyal bilgiler dersleri okutuldu. İyi niyet, dürüst insan, riyasız hayat nasıl kurulur öğretilmedi. Hep dört işleme maruz kaldık. Bize zararı olanları çıkardık hayatımızdan, işimize gelenleri ekledik. Ekmeğimizi tanıdıklarımızla bölüştürdük, tanımadıklarımızın suratına acılarını çarptık…
Bakışlarımızla, küçümser tavırlarımızla, ben bilirim edasıyla, “ben” kavramıyla…
Göçük altında gibiyim, ezmeyin beni…
Oysa hoşbeş sohbetler olsa, hayatı yaşanabilir kılabilsek, derdi olana derman olabilsek, yaraları sarsak…
Sevsek!
İnsanları sevsek, hayvanları, doğayı sevsek…
Bugün kaç kişi kapısına geleni boş çevirmeden gönderiyor? Kim muhtaçlara yardım ediyor? Korunmaya ihtiyacı olanı kim koruyor?
Devlet yapmaya çalışıyordur ve bu onun işidir. Yapmayanların içi rahat mıdır her zaman? Başını yastığına rahat koyabiliyor mudur?
Gülüp geçiliyor mu her zaman?
Düşünülünce o kadar çok şey çıkıyor ki! Gel de karamsar olma!
Beni yermeyin, zaten yüküm ağır.
Göçük altında gibiyim, ezmeyin beni…