Doç. Dr. Birol ERTAN
CHP İÇİN İKTİDAR FORMÜLÜ : YENİ SİYASET ANLAYIŞI
Doç. Dr. Birol Ertan
Bundan önceki birkaç yazımda, CHP'nin sol bir parti olma niteliğini kaybetmeye yüz tuttuğunu, iktidar alternatifi olamadığını ve Türkiye için bir umut olabilmesi için mevcut politikalarını değiştirmesi gerektiğini açıklayan bazı görüşler öne sürmüştüm. Bu yazımda, eski tarz siyaset yapma alışkanlıklarından kurtulamayan, elitist ve ülkenin belirli bölgelerine sıkışmış CHP siyasetine yeni bir açılım getirebilecek yeni düşünceler seslendirmeye çalışacağım.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda siyasetin temel parametreleri büyük ölçüde değişmeye ve siyasi partiler arasındaki temel ayrım noktaları farklı nitelikler kazanmaya başlamıştır. Parlamentolarda temsil edilen siyasi partilerin sağ ya da sololsun önemli konularda ve hedeflerde büyük farklılaşmalar ortaya çıkmış, buna karşın, sağ ve sol siyasetten beslenmiş farklı merkez partilerin temel yaklaşımlarında ve politikalarında çok önemli benzeşmeler görünmeye başlamıştır. Peki, bu durumu yaratan koşullar nelerdir?
21. yüzyıl siyasetindeki temel değişim, sloganlar ile siyaset yapmaya çalışan “yeni muhafazakarlık” ile değişimi ve dönüşümü savunan reformcu ve devrimci yaklaşımlardır. Geçmişte sağ ya da sol siyasal hareket olarak farklı kamplarda birbirine şiddetli biçimde muhalefet eden siyasetçiler, bugün aynı idealler etrafında bütünleşerek birlikte siyasal mücadele yürütebilme noktasına gelmiştir. Aynı şekilde, geçmişte aynı saflarda yer alan düşünce akımları ya da siyasal partiler ve siyasetçiler de bugün farklı hedefleri ve politikaları nedeniyle farklı noktalarda bulunmaktadırlar. Bu durum, 21. yüzyıl siyasetinde değişen yeni siyasal parametre ile doğrudan ilişkili bir gelişmedir. 21. yüzyıl siyasetindeki temel farklılaşma; soyut sloganlar etrafında siyaset yapan siyasi partiler ile reformcu, akılcı, halktan yana, yenilikçi ve sosyal adaletçi politikalar ekseninde siyaset yapan yeni siyasal hareketler arasında şekillenecektir. Bu nedenle, eski tip siyasi yaklaşımların uzun dönemde ayakta kalması söz konusu olamayacaktır.
Dünyadaki bu değişim ve siyasal gelişmeler, her ülkede siyaseti etkilemiş ve katılımcı demokrasinin savunucusu olan partiler, hızla değişime ayak uydurmaya, günün koşullarına göre örgütlenmeye ve kitlesel destekler bularak gelişmeye başlamıştır. Diğer yandan, sağ ya da solda eski siyaset üslubuyla hareket eden Makyavelist siyasi partiler, güç yitirmeye ve dünyadaki gelişmeleri anlayamayarak güncel olaylar karşısında politikalar oluşturamama noktasına gelmişlerdir. Bu kapsamda, Türkiye ve dünyanın diğer ülkelerindeki siyasal gelişmeleri ve yapılacak seçimlerde alınacak sürpriz sonuçları, dünyadaki bu önemli siyasal değişimden ve 21. yüzyıldaki yeni farklılaşmadan ayrı biçimde anlamak olanağı yoktur. Yeni bir siyaset tarzı geliştirirken, dünyadaki ve ülkemizdeki değişen koşulları ve 21. yüzyılın gereklerini dikkate almamız kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenledir ki, yeni siyaset yapma tarzında eski tarz siyaset yapma biçimleri terk edilmek durumundadır.
Genel olarak Avrupa'da ve özel olarak Türkiye'de sol siyasetteki tıkanma, küresel ve yerel siyasette yeni bir politika yapma yolunun ortaya konmasını gerekli duruma getirmiştir.CHP'yi iktidara taşıyacak yeni bir siyaset tarzı, Avrupa'da Üçüncü Yol olarak formüle edilen liberalleştirilmiş sosyal demokrasiden temelli biçimde farklıdır. Tersine, yeni siyasette sol değerlere daha çok vurgu yapılması gereklidir. Üçüncü yol ve klasik sol siyasetten farklı olarak ortaya konan yeni siyaset anlayışı, Anthony Giddens ve Tony Blair’in anladığından çok farklı olan bir yeni siyaset yapma biçimidir.
Üçüncü Yol Değil, Yeni Siyaset Yaklaşımı
Yeni yüzyılın siyaset anlayışı, klasik sağ ve sol siyasetten farklı olduğu için Üçüncü Yol olarak isimlendirilemez. Bu yazıda kullandığım yeni siyaset kavramı, Anthony Giddens’ın yeni tür sosyal demokrasiyi anlatmak için kullandığı Üçüncü Yol ya da Giddens’ın düşüncesinden yola çıkarak liberalleştirilmiş sol politikalarına Üçüncü Yol ismine veren Tony Blair’in yaklaşımlarından çok farklıdır. Anthony Giddens’ın kaleme aldığı Üçüncü Yol: Sosyal Demokrasinin Uyanışı (Polity Press, Cambridge, 1998) kitabından önce de Üçüncü Yol kavramının kullanıldığı görülmektedir. Bizzat Giddens, Üçüncü Yol ve Eleştirileri (Phoenix Yayınevi, Ankara, 2001, sy. 1) kitabında, kavramın yeni olmadığını kabul etmiş ve Soğuk Savaş döneminde Amerikan liberalizmi ve Sovyet komünizmine alternatif olarak sosyal demokrasinin üçüncü bir yol olarak kabul edildiğini kabul etmiştir. Ancak, bugünün koşullarında siyasette böyle bir ayrımın yeri ve önemi kalmamıştır.
Gidddens’ın düşüncelerinden etkilenen Tony Blair, Üçüncü Yol (Fabian Society, Londra, 1998) isimli bir kitap yayınlamış ve İngiltere’de İşçi Partisi’nin liberalleştirilmiş sosyal demokrasi düşüncesinin savunuculuğunu yapmıştır. Blair’in düşünceleri, Almanya’da Gerhard Schröder tarafından da destek görmüş ve Blair ile Schröder, Üçüncü Yol isimli ortak bir bildiri yayınlamışlardır (A. Giddens, Üçüncü Yol ve Eleştirileri, Phoenix Yayınevi, Ankara, 2001). Bu yazıda CHP için ortaya koyduğum “üçüncü yoldan farklı bir siyaset yapma biçimi” olarak yeni siyaset biçimi, A. Giddens, T. Blair ve G.Schröder’in kullandığı anlamda liberalleştirilmiş bir sosyal demokrasi düşüncesinden farklı olarak, klasik siyaset yapma biçimlerini dışlayan, değişen ve dönüşen çağımız toplumlarının gereksinimlerine uygun, insan haklarına dayalı, eşitlikçi, sosyal adaletçi, çevreci ve katılımcı bir siyaseti hedefleyen politikalar demetini ifade eden "yeni siyaset anlayışı"dır. Bu nedenle, yeni siyaset anlayışımı, üçüncü bir yol değil, soyut ve sloganlardan oluşan birkaç cümle ile açıklamak yerine, temel düşüncesini, hedeflerini ve uygulama politikalarını içeren yeni bir siyaset yapma biçimini içermektedir.
CHP'nin Yeni Siyasetinin Nitelikleri
Hümanist psikolojinin kurucusu olan Abraham Maslow, özürlü bir psikoloji ve özürlü felsefeyi yaratanın insanların içinde bulunduğu durumla bağlantılı tutarsız ve özürlü araştırmalara dayandığını iddia etmiş ve psikolojide çığır açmış düşünürlerden birisidir. Maslow, düşüncelerini hepimizin ders çıkarması gereken çok veciz bir söz ile ifade etmiştir : “Sahip olduğumuz tek şey bir çekiç ise her şeyi çivi gibi görürüz.”Günümüz siyasal hareketleri içinde bu kısır yaklaşımı sıkçagörmek olanağı vardır. Üretimin artmadığı, işsizliğin arttığı, dış ticaret dengesi her geçen gün ithalat lehine artan bir ekonomi de Özürlü bir ekonomidir. Özürlü bir ekonomi, özürlü ve kısır bir yönetimden kaynaklanır.
Eski tarz siyasetin egemen olduğu bir yönetim anlayışı ile sağlıklı ve güçlü bir toplum yaratılamaz. Eski tarz siyaset, iktidara gelmenin tek amaç olduğu ve “amaca ulaşmak için her aracın kullanılmasını meşru sayıldığı” Makyavelist politikaların egemen olduğu bir anlayışa sıkışıp kalmayı ifade eder. Bu kısır ve halktan kopuk siyasetten kurtuluş, yeni siyaset anlayışının benimsenmesidir. Yeni, siyaset anlayışı ise yeni politikalar ve yeni siyasetçiler ile başarılabilir.
CHP'yi ve ülkeyi eski tarz siyasetten kurtaracak olan yeni siyaset anlayışı ve yeni siyaset anlayışıyla donanmış yenisiyasetçilerdir. Eski siyaset tarzı, ideolojik, kısır çekişmelere ve belirli kişiliklere dayalı siyaset anlayışını dışlamadıkları sürece, ülkeye ve geleceğimize ışık tutamazlar.
CHP için başarının anahtarı olarak benimsenecek yeni siyaset yaklaşımı, toplumun her kesimini ve sivil toplum örgütlerini demokratik karar alma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası haline getirmeye dayalı “Halk için Halkla Beraber” yönetilmesi anlayışıdır.
21. yüzyıl koşullarına ayak uydurabilecek yeni CHP siyasetin anlayışının temel amaçları şunlar olmalıdır :
· seçmen kitlesinin yoğun olduğu kent varoşları ve kasabalara yönelik yeni açılımlar ile geniş kitleye CHP politikalarının anlatılması
· klasik siyaset yapma biçimlerinden farklı yeni bir siyaset yapma biçiminin yaşama geçirilmesi,
· insan haklarına dayalı sosyal devlet anlayışının benimsenmesi,
· dünyadaki ve ülkedeki hızlı değişim ve dönüşüm sürecine ayak uydurabilecek reformcu politikalar,
· toplumun her kesiminde faşist, totaliter, anti-demokratik liderlik anlayışlarının dışlanması,
· kolektif eylemi ve demokratik katılımcılığı sağlayacak ekip çalışması,
· kararların alınmasında yetenekten, uzmanlıktan ve bilimsel düşünceden yararlanılması,
· eleştiri ve özeleştiriye dayalı olarak değişime açık esnek bir örgüt yapısının oluşturulması,
· örgütsel yapılardaki statülerin; yetenek, eğitim, deneyim ve beceriye dayalı olarak fırsat eşitliğini bozmayacak biçimde adilce bölüştürülmesi,
· karar alma ve kararları uygulama süreçlerinde toplumdaki bütün örgütlü kesimlerin ve özellikle sivil toplum örgütlerinin katkılarının alınması, örgütsel yapı içinde eşitlikçi ve çoğulcu bir demokratik yapının oluşturulması.
CHP'yi iktidara taşıyacak olan siyaset yapmanın Üçüncü Yolu olarak yeni siyaset anlayışı, demokratik bir anlayış temelinde devleti ve kurumları değil, örgütlü ya da örgütsüz olsun bireyi ve bireysel hak ve özgürlükleri ön plana çıkaran bir yaklaşımı benimsemelidir. Bireyleri layık olduğu çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmanın yolu, eski ve eski tarz siyaset yapan sağ ve sol siyasetçilerin elinden kurtarmaktır. Bunu başaran siyasi partiler ve liderler, ülkelerinin geleceğinde söz sahibi olabileceklerdir.
CHP İçin Yeni Siyaset Tarzı
21. yüzyılda özellikle genç nüfusun ağır bastığı Türk insanı, kargaşa ve kaos içindeki çatışmacı, kendi kendine yetemeyen ve yalnızca bölüşüme dayalı eski tarz sağ ve sol siyaset anlayışını bir kenara koyup üretime ve sosyal adalete dayalı yeni bir siyaset anlayışını benimsemek ve yaşama geçirmek durumundadır. Ülkemizde çok uzun bir süredir benimsenmiş olan eski tarz siyaset, partizanlığa dayalı, güçlü çıkar gruplarının etkisinde planlanmış, kısır çekişmelerle beslenen ve belirli kişiliklere dayalı bir siyaset anlayışıydı.
CHP için önerdiğim yeni siyaset anlayışı ise ülkemizde mevcut örgütlü kesimler ve genel olarak toplumun her kesimini demokratik karar alma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası haline getiren, sosyal adaletçi, üretimi arttırmaya hedeflenmiş, rasyonel reformlar ile devleti küçülten, özel sektörü güçlendirerek işsizliği azaltmayı amaçlayan çağdaş bir devlet düzeni yaratmayı hedeflemektedir. Bu amaçla, yeni siyaset, merkezci siyasi parti yapılarını dışlayan, demokratik ekip çalışmasını ön plana çıkaran, her konudaki akademisyenlerden ve konunun uzmanlarından yararlanmayı önemseyen, gerektiğinde özeleştiriyi olanaklı kılan bir demokratik örgüt yapısına dayalı siyasal partiler ile güçlenecek ve yaşama geçebilme şansı yakalayabilecektir.
CHP ve Türkiye olarak ihtiyaç duyduğumuz yeni siyaset, demokratik bir anlayış temelinde devleti ve devlet kurumlarını değil, bireyi ve bireysel hak ve özgürlükleri önemsemeyen, sosyal devlet anlayışıyla sosyal adaleti gerçekleştirmeyi hedefleyen, emeğin gerçek karşılığını aldığı bir ekonomik yapıya ve çağdaş bir devlet düzeninin gerekli kıldığı reformcu bir yönetim anlayışına dayalı olan siyaset anlayışıdır. Bu politika oluşturma ve uygulama süreçlerinde soyut devleti değil, somut bireyi ve bireysel özgürlükleri merkeze alan yeni siyaset anlayışında iki temel ilke bulunmaktadır. Yeni siyasetin dayandığı iki temel ilke olan eşitlik ve çoğulculuk; kaynakların bütün kesimler ve bireyler arasında fırsat eşitliğine dayalı olarak adil biçimde bölüştürülmesini ve çoğulcu demokratik sistemi yaratan bir siyasal yapının oluşturulmasını ifade etmektedir.
CHP'deki yeni bir siyaset tarzının temel amacı, toplumsal yaşamın her alanında insan haklarına dayalı demokratik bir refah devletine ulaşmaktır. Yeni siyasetin hedefleri, bireyin hak ve özgürlüklerini korumak, adalet ve eşitlik anlayışı içinde aktif siyasal katılımı sağlamak, insan haklarından yararlanmada ırk, dil, din, etnik ve cinsiyet temelli her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmaktır. Yeni siyasetin bu hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi için devlet ve siyasetin yeniden yapılandırılması zorunlu olacaktır.
Küreselleşme süreci ile bireyler, örgütlü topluluklar, halklar ve kurumlar çok hızlı bir değişim ve etkileşim sürecinde varlıklarını sürdürmek durumundadırlar. Bireylerin böyle hızlı bir değişim ve iletişim sürecinde demokratik ve nitelikli bir yaşama yönelik talepleri ön plana çıkmıştır. Yeni siyaset anlayışı, hızla değişen ve gelişen dünyada Türkiye’nin güçlenmesi ve varlığını koruyabilmesi için ülkemiz insanının kapasitesini ortaya çıkarmayı hedefleyen yeni bir bakış açısıdır.
Teorik söylemler dışında,uygulamada CHP'nin en büyük eksikliği, kent merkezlerinde dışında yaygın örgütlenme gerçekleştirememesi ve sandık örgütlenmesi konusunda gerekli adımları atamamasıdır. Olayın diğer bir boyutu, seçimlerin sandıkta kazanıldığıdır. Sandığa hakim olamayan siyasi partiler, seçimleri sandık oyunları ile kaybedebilmektedir. Seçimleri kazanmanın yolu, disiplinli çalışan yaygın bir siyasi parti örgütlenmesinin yaratılması ve her şeyden önce de seçim günü sandıklara hakim olunmasıdır. Bunun için de sandık örgütlenmesine kadar yayılan geniş bir parti örgütlenmesi yaratılması, bu parti örgütünün her an seçime hazır biçimde çalışması ve disiplini çalışmaların seçim dönemleri öncesinden başlayarak sürdürülmesidir. Zamana yayılmış, yaygın ve sandık örgütlenmesine yayılmayan bir parti örgütlenmesi ile CHP'ninseçim kazanmasının bugünkü koşullarda çok zor olduğusöylenebilir. Sandık örgütlenmesine kadar yaygınlaştırılmamış örgütlenmesi olmayan bir partinin seçmene ulaşması, seçmenin sorunları ve beklentilerini anlayabilmesi ve seçmenle bağ kurabilmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle CHP, zaman kaybetmeden sandık örgütlenmesi modeline göre yeniden yapılandırılmalıdır.
Gelişkin Avrupa demokrasilerinde bir siyasi partinin üst üste 3 kez art arda seçimleri kazandığı örnekler çok sınırlıdır. Türkiye'de iktidar partisi AKP'nin üçüncü kez % 50 0y ile seçi kazanması, muhalefet partilerinin ve özellikle CHP'nin zaaf ve eksiklikleriyle açıklanmalıdır. Bu nedenle, CHP'nin yukarda açıkladığım yeni siyaset anlayışıyla yeniden ayağa kaldırılması, ilk seçimde CHP'yi iktidar koltuğuna taşıyacaktır.
Bizden söylemesi ...