Doç. Dr. Birol ERTAN
İRAN DEPREMİ YAPAY OLARAK MI ÜRETİLDİ
Bir Komplo Teorisi
Bu yazıyı, akademisyen kimliğinde bir yazar olarak kaleme almıyorum. Sadece hayal dünyamızın da yaşamın bir parçası olduğuna inanıyorum. Bilim dünyasında devrim yaratmış birçok bilim adamı da hayal gücünün önemine dikkat çekmiştir.
Bilimin efendisi sayılan Albert Einstein, dünyayı hayal gücünün döndürdüğünü, hayal gücünün bilgiden daha önemli olduğunu söylemişti. İngiliz edebiyatının hiciv ustası Jonathan Swift, hayal gücü olan insanların görülemeyenleri gördüğünü ifade etmişti. Bir başka bilim adamı Pascal’a göre hayal gücü,güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratmaktadır. Askeri deha Napolyon ise insanların hayal güçleriyle idare edildiğini söylemişti. Yahya Kemal de hayal gücünü önemini ne güzel anlatmıştır: İnsan, dünyada hayal ettiği sürece yaşar. Bir başka bilimsel deha Edison, dehanın onda birinin hayal gücü, onda dokuzunun ter olduğuna inanır (Hayal gücü hakkında ünlülerin sözleri için bakınız ;http://nedir.antoloji.com/
Her konuda komplo teorileri olduğu gibi, son dönemde küresel güçlerin doğa olaylarına müdahale edebilecek gizli teknoloji ve silahlara da sahip olduğuna yönelik teoriler geliştirilmeye başladı. Komplo teorilerini çok abartmamak gerekir, ancak dünyada komplo teorileri değil, komplolar olduğunu ileri sürenleri de ciddiye almakta yarar var.
Suriye’de emperyalist müdahalenin hız kazandığı ve sıranın İran’a geldiği açık biçimde görülürken art arda iki deprem birden yaşanması, akla ister istemez bazı komplo teorilerini getirmekte. İran'da yaşanan ve yüzlerce insanın hayatını yitirdiği depremde yaşamını yitirenlere rahmet diliyorum. Umarım bu acının yaraları kısa zamanda sarılır. İran’a ilk yardım edenlerden birisinin Türkiye olması da sevindirici.
Depremler konusunda komplo teorileri üretildiğinden söz etmiştim. Bu komplo teorilerinden birisine, bir romanda rastlayabilirsiniz. Romanın ismi ÜÇ DÜNYA : Agarta İlluminati Savaşı (Şira Yayınları, İstanbul, 2009). Sizlere bu romandan bir bölüm aktarmak istiyorum.
ÜÇ DÜNYA romanından alıntı :
"17 Ağustos 1998’de Türkiye’de yaşanan depremle ilgili çok önemli ve bilinmeyen şeyler anlattı, Agartha’nın Efendisi. Depremin dış müdahale yolu ile gerçekleştiğini, bu dış müdahalenin de ABD’den yönlendirilen İlluminati kontrolündeki Amerikan-İsrailli bir grup tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.
"Agartha’nın Efendisi’ne göre, yaklaşık yüz yıldır doğa olaylarını savaşlarda kullanabilmek için Amerikalılar araştırma yapıyor. Amerikalılara daha sonra Ruslar da katılmış. Özellikle yapay depremler ile düşman ülkelerini teslim almak için planlar ve araştırmalar yapıldığını ifade eden Agarthalı Bilge Efendi’ye göre, bu konuda Amerikalılar, İsrail ile çalışıyorlar ve önemli ilerlemeler kaydetmişler. İran ve Çin’de depremler meydana getiren T. ismini verdikleri yapay deprem cihazı, Türkiye’deki Kocaeli depreminin sorumlusuymuş. Türk devlet yetkililerinin bilgisi dâhilinde Büyük İstanbul depremini önlemek bahanesiyle Kocaeli Gölcük’teki deniz üssünde Tesla isimli yapay deprem cihazı kullanılmış. Cihazın kullanılması sonucu ortaya çıkan çok büyük enerji kontrol edilememiş ve 8.5 richter ölçeği büyüklüğünde bir deprem meydana gelerek 50 binden fazla insan hayatını kaybetmesine neden olunmuş. Bu olay, herkesten saklansa da Ruslar bu olayı öğrenmişler ve depremden hemen sonra yardım amacıyla gönderdikleri casusu gemi, Boğazdan içeri alınmamış. Bu olay, İlluminati’nin yapay deprem makinesinin denemelerinden birisi olarak Türk halkına 50 bin kişiye mal olmuş.
"Agarthalı Efendi’ye göre, Tesla isimli yapay deprem makinesi, elektromanyetik ışınımları kullanarak enerji nakli gerçekleştiren bir özelliğe sahip olup bu yolla bir bölgeye çok uzaktan, hatta uydu yoluyla havadan enerji depolaması yapabiliyor ve bölgedeki fay hatlarını patlatarak kontrollü yapay depremler gerçekleştirebiliyormuş. Gölcük’te depolanan enerji çok yüksek (tahminden binlerce kez daha yüksek) olduğu için planlanamayan biçimde çok büyük bir deprem gerçekleşmiş ve bu denemede Amerikalıların Tesla isimli yapay deprem makinelernden birisi de deprem sonucu parçalanıp kullanılamaz hale gelmiş.
"Efendi’nin anlattıklarını, masal gibi dinliyordum. Acaba Türkiye’de yapay bir deprem denemesinde binlerce insan yaşamını kaybetmiş midir ? ABD ve Rusya, yapay depremler yaratabilecek bir teknolojiye sahip miydi ?"
Yukarıda bir bölümünü aktardığım kitapta, depremlerin yapay olarak üretilebildiği iddiası gibi çok sayıda ilginç düşünce yer alıyor. İnanıp inanmamak sizlere kalmış. Ancak, bütün bunların düşünce zenginliğimize ve hayal dünyamıza renk katacağını düşünüyorum.
21. yüzyılda savaşların klasik silahlarla değil, silah olduğu bile anlaşılamayan teknolojilerle yapılacağını tahmin ediyoruz. Rusya’nın ve ABD’nin bu konuda ilginç silahlar geliştirmeye başladığını biliyoruz. Özellikle yüksek frekanslı radyo dalgalarıyla düşünce etkileme ya da düşmanı etkisiz kılmaya dönük silahlar üzerinde çalışılıyor.
İran depremi konusunda net bir kanıt bulma olanağımız yok, ancak Japonya’daki deprem ve tsunami de kafamızda soru işaretleri bırakmıştı. Acaba yapay depremler üretmek mümkün mü? Bu depremlerden birisi, İzmit-Kocaeli depremi mi? Japonya ve İran depremleri yapay olarak üretilmiş olabilir mi? Bu soruları en azından sormanın bile cesaret istediğini düşünüyorum.
Komplo teorilerine fazla inanmasanız da kulaklarınızız tıkamayın. Tarihte yaşanmış nice olay, daha sonra kitleler tarafından duyulmamıştır. Komplosuz kalmayın efendim …