Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

RUMLAR PANİKTE

 

Yavru Vatanda bazı kesimlerin hala KKTC’den korkması, Kıbrıs Türk halkının bağımsız devletlerinde yaşama iradesinden ürkmesinin nedenini anlayabilmiş değilim. Kendi ülkelerinde özgür ve bağımsız biçimde yaşamayı kafalarına yerleştiremeyen bazı kesimlerin kimin adına çalıştıkları ve ne tür planların parçası olduklarının farkında olduklarını sanmıyorum. Aralarında bazılarının bilinçli işbirlikçilik yaptığını da görmüyor değiliz. 
 
KKTC’de ana muhalefet partisi konumundaki CTP’nin eski Genel başkanlığı yapmış olan KKTC eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın müzakerelerdeki özel temsilciliğini yapmış olan CTP milletvekillerinden Özdil Nami, geçen günlerde CTP yayın organı görünümündeki bir televizyonda hepimizin gözünün içine baka baka bazı endişelerini (!) dile getiriyor. BM’nin görüşmelerde umudunu kesip süreçten ayrılma noktasına geldiğini iddia edenlerin haklı olduğunu, ancak bu durumun çok tehlikeli göründüğünü anlatıyor. Sonunda bu arkadaşla BM’nin Kıbrıs görüşmelerinden çekilme noktasına gelebileceği konusunda aynı düşünceyi paylaşsak da bu durumun sonuçları konusunda taban tabana zıt noktadayız. 
BM’nin hazırlayıp Rumların reddettiği müzakerelere yeniden başlayarak büyük bir avantajı kaybeden dönemin liderliği ve KKTC eski Cumhurbaşkanı Talat, BM’nin kendi planını reddeden Rumlara gereken yanıtı vermesini de engellemişti. Geldiğimiz noktada yine Rumlar tarafından süreç bloke edilince, BM’nin Rumlara tepki olarak süreçten çekileceği çok açık biçimde görülmeye başladı. Böyle olunca, Rumların uluslararası alanda köşeye sıkışacağı da kesindir. Mevcut durumun sürdürülmesinin Rumların lehine olduğu, BM’nin süreçten çekilmesi ile KKTC’nin uluslararası toplumun gündemine getirilmesi anlamında sürpriz gelişmelerin gündeme geleceği anlaşılıyor. Bu önemli gelişmeden rahatsız olan kişilerin geçmişte bu ülkeyi temsil ettiğini düşündükçe, büyük bir tehlike atlattığımızı anlıyorum. Bütün enerjisini “Yetmez ama Evet” noktasında bir politikaya endeksleyenlerin Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını savunamayacağını söylemeye gerek var mı? 
 
Kıbrıs müzakerelerindeki son görüşmede ortaya çıkan Rum lider Hristofyas ve KKTC Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Özersay gerginliğinin arka planı da böylece açığa çıkıyor. Geçmişte özel temsilci olan isimle çok yakın ve samimi ilişkiler içine giren Hristofyas-Yakovu ikilisi, yeni dönemde Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını savunma iradesi gösteren Eroğlu-Özersay ikilisinden büyük rahatsızlık duyuyor. Bu rahatsızlığını da açık açık dile getirmekten çekinmiyor.  
 
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Liderler görüşmesinde Rum lider Hristofyas ile KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Sayın Kudret Özersay arasında gergin dakikalar yaşandığı görülmüş. Vatandaşlık konusunun ele alındığı sırada Kıbrıs Türk tarafı adına söz alan Kudret Özersay’ın, Rum tarafının iddia ettiği şekilde bir oran kısıtlaması olmadığını detaylı ve uzunca bir süre anlatmasına Rum lider Hristofyas çok kızmış ve sert bir karşılık verme ihtiyacı duymuş. Rum lideri Hristofyas, “akademik ve detaylı sunumunuz için teşekkür ederim, ama ben buraya ders alamaya gelmedim, ben öğrenciniz değilim” diyerek tepki göstermiş. Kıbrıs Türk tarafının tezlerine ve hukuki yorumlarına söyleyecek söz bulamadığı anlaşılan Rum liderin, daha önce de Özel Temsilci Kudret Özersay’ın açıklamalarına tepki gösterdiğini biliyoruz. İşin gerçeği, Rum liderin bu hırçın tavrının müzakerelerde sıkışmasından ve karşısında tutarlı biçimde ortaya konan Türk tezlerine yanıt verememesinden kaynaklandığı çok açık.  
 
Rum liderin karşısında dik bir duruş sergileyen, teslimiyetçi olmayan, Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını savunan Eroğlu-Özersay ikilisi, Rum lideri sinirlendirmeye ve hata yapmaya zorluyor. İşte bu son olay bile, Cumhurbaşkanlığı’nda değişimin ne derece önemli olduğunu gösteriyor. İşin açıkçası, Rumların ve liderleri Hristofyas’ın işi bundan sonra hiç kolay olmayacak gibi görünüyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar