Hakan GAZİOĞLU

Hakan GAZİOĞLU

91. YILINDA BÜYÜK EKİM DEVRİMİNİ ANLAMAK..

91. YILINDA BÜYÜK EKİM DEVRİMİNİ ANLAMAK..

Büyük Ekim Devriminin,kasımın 7"si 91.yılı oluyor.Büyük Ekim devriminin…Ay farklılığı dönemin takviminin bugün kullanılmıyor olmasından.

Bütün dünya emekçilerinin Ekim Devrimi kutlu olsun öncelikle.91 yıl önce bugün ; Avrupa"nın en geri kalmış,okur-yazar oranının yok denecek kadar az olduğu,ulaşımı felç olmuş,açlığın, sefaletin kitlesel bir hal aldığı,başta metalürji kolları olmak üzere yer altı ve yer üstü zenginlikleri emperyalist tekellerce yağmalanan,Britanya emperyalizminin emrinde 12 milyonluk dev bir donanması,cephede 2 milyon askeriyle her gün biraz daha kayıp veren bir köylülük ülkesinde 1917 7 kasımında “ayaklar baş oluyor”.Belki buradan başlamalı Ekim"i anlamaya.

Büyük Ekim Devrimi;işçi sınıfının iktidar olma özleminin gerçekleştiği,dünya işçilerine onca deneyimden sonra kazanılabileceğini gösteren ve daha devrimin ilk günlerinde ezilenlerin umudu,sömürenlerin ise korkusu olmayı becerebilmiş bir devrimdir.

Devrimin hemen ardından başlatılan sanayileşme atılımları,okuma-yazma seferberliği,tarımda kollektifizasyon hamleleri,sağlıkta-eğitimde-sanatta-sporda ve kadın haklarında kısacası yaşamın her alanında atılan insanlık tarihinin en ileri adımları:Sovyet işçi sınıfının bugün bile geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak,mücadelemize enerji katacak,alnımız ak sahiplenebileceğimiz devasa mirasıdır.

Çok şey söylenebilir Ekim için;ama ne söylersek söyleyelim,hep eksik kalacak bu anlı şanlı tarih.Amacım bir tarih yazmak değil elbette;ama tarihe ve kendi sınıf mücadelemize dair not düşmek gibi bir anlamı var bu işin.Hele emperyalizmin gemi iyice azıya aldığı,insanlığın umudunun ve onurunun kurşuna dizildiği,gericiliğin,bu köpekçe kuşatmanın ve çürümüşlüğün içinde bin kez daha fazla anlatmalıyız Ekim"i,bıkmadan usanmadan.Tarih yazmayacaksak,tarihe de bırakmayacağız bu işi.

Belki çözülüş karmaşasından başlamalı önce:ekonomik miydi,bürokratik kastlaşmamı vardı,yoksa holivıd sinemalarında tasvir edildiği gibi;soğuk,halktan kopuk ,sarhoş devlet adamları mı bu hale getirdi Ekim"i?Bu yazının kapsamına bu konu girmiyor,istenirse bir yazı yazılabilir bununla ilgili ama yine de yukarıdakilerin hiçbiri değildi diyebilirim şimdilik.

91 yılında ki Gorbaçov ve ekibinin ihanetiyle çözülen; dünya işçilerinin onuru Sovyet ülkesinde daha ilk yılda 32 milyon işsiz,5 milyon evsizle kendini gerçekleştiriyordu kapitalist restorasyon.1932"den beri tek bir işsizin ve evsizin görülmediği ülke bir anda talan edilmeye,tarihin gördüğü en devrimci proletaryasının, insanlığın en ileri kazanımları bir bir geri alınmaya başlandı.Ekim"den ölesiye nefret edenler,Ekim"in yerine açlığı verdiler insanlarına ve hepimizin çok iyi bildiği fahişeliği reva gördüler dünyanın en çok kitap okumakla övünen halkına.

Ekim önemlidir.Ekim özgün bir devrim olduğu kadar bir o kadar da enternasyonalist olduğundan önemlidir.Daha devrimin ilk günlerinde emperyalist beslemeler vrangel ve kolçakın ordularına karşı,devrimi kurtarmak için çarpışan Sovyet Kızıl ordusuna katılmak için greve gidip :”bizim kimliklerimizi değiştirin,biz Sovyet yoldaşlarımızın yardımına gitmek istiyoruz” diyen Fransız demiryolu işçilerinin gibi sayısız enternasyonalist dayanışma örneğinin kültürel temelini attığı için önemlidir.Bu yüzden: “ne zaman emperyalist ülkeler bize tokat atmak için elini kaldırsa ,kendi proletaryası onun elini havada yakalıyor” demekle bin kez haklıydı Lenin.

Bugün yaşadığımız süreçte bu kadar sınırlı sayıda kalmamız,üzerimizde ki kuşatmanın her gün biraz daha faza ağırlaşması,biraz da Ekim"e gereken önemi vermediğimizden kaynaklanmıyor mu?

Demokrasi adına Stalin"i lanetleyenler,Sovyetler için sosyal emperyalist saptamaları yapanlar,Sovyet edebiyatını propagandif,ajitatif,ideolojik bulanlar,çözülüşün hemen ardından sanki bekliyormuşçasına;programlarından Sosyalizmi ve sınıf kavramını çıkaranlar,liysenko"nun Hitlerle aynı fikirde olduğunu haykıranlar,jdanov"u insanları tek tipleştirmekle suçlayanlar…Hadi karşı kampı bırakalım,(bu onların işi zaten ) kendine Sol-sosyalist diyenler değil miydi?

Ekim"i asıl anlatması gerekenlerden biride sanatçılar olmalı demeliyiz Jdanov demişken.

Aydın duruşuna emekçi karakteri kazandırmaya çalıştığı için suçlanmıştı Jdanov.işçi sınıfı kültürünü,sanattan anlamazlar diyenlere inat savunduğu için.Tarihte kitlelerin operaya,tiyatroya,sinemaya gidebilmelerinin mimarlarından olduğu için kötü oldu o.Ve sanatçılarımız biraz daha fazla eğilmeliler Ekim"e.Her mahalleye tiyatro salonu açan,insanlarına esnetik algıyı,sanatsal kavrayışı yemek –içmek kadar doğal gören Ekim"i anlatmak sanatçıya düşer en fazla.

Bugün hala; kuğu gölünü ,Bolşoy"u ,Şostakoviç"i ,Ayzenşayn"ı ,Vertov"u , Kazakeviç"i ,Serebyakova"yı ve tabi ki Gorki"yi ki nicelerini Dünyanın en iyilerinden biri olarak gösterebiliyorsak Ekim"in önemini daha iyi anlamalıyız derim.Ekim"i anlamalıyız,anlatmalıyız…

Sovyet yazınının kahramanlarını insan üstü olmakla,gerçek dışılıkla suçlayanlara “kahramanlarımız,planlanmış bir toplumun insanlarıdır” diye cevap veren Jdanov sonuna kadar haklıdır aslında.Ekim"de ısrarcı olmak iddialı olmaktır,devrimci olmaktır.Yeni bir toplumu kurmayı,insanlığı yüceltmeyi hedeflemiş bir toplumun sanatçılarının imgesinde,gelecek toplumun insanlarının bizden bin kat daha fazla insan olmalarından doğal ne olabilir!Oysa emperyalizme ve onun borazancılarına yaranılamaz;dogmatikliktir ,gelişimi kalıplaştırmak,insanı laboratuar ortamına sokmaktır onlara göre;insanın korkularından arınıp aklının özgürleşmesi.

Sovyet yazınına,kültürüne olmadık laflar edenler magazin programlarına bakıp,kurtlar vadisiyle hop oturup hop kalkan,maçlarda kardeşlerini boğazlayan insanlarımız için ne düşünüyorlar!Ekim tam burada tokat gibi patlar yüzümüzde.

Edebiyat dedik!Tarihin gereksiz insanlarının adlarını ezbere sayarken dünya,kaç kişi çavuş Yegorov ve onbaşı Kantariya"yı biliyor bugün?Komünizmi ve dolayısıyla Ekim"i tarihe bir kara leke olarak kayıt düşmek isteyenler,hiç mi tarih bilmiyor?Faşizm belasının nasıl Avrupa"dan yaralı hayvan gibi sürülüp atıldığını gerçek anlamda kaç kişi biliyor.Anlatmalıyız,çavuş Yegorov ve onbaşı Kantariya"nın,faşizmin bağrı alaman meclisi reinçtakın tepesine kızıl zafer bayrağını diken kızıl ordu askerleri olduğunu anlatmalıyız.Ekim"i okumalıyız o nedenle…

Ekim "i anlatmak en çok ta biz Türkiyelilere düşüyor.Dünya"da kaç ülke sayılabilir Ekim devriminin yarattığı boşluğa doğup ta,Ekim"e bu kadar bulaşmış,kuruluşunu Ekim"le gerçekleştirmiş ve iyi –kötü Ekim"e basarak bu günlere gelmiş kaç ülke var?

1905"te Potemkin zırhlısında savaşa ve çarlığa karşı ayaklanma çıkaran devrimci askerleri bastırmak için,arada onca düşmanlığa rağmen çarlığı kurtarmak adına donanma gönderen, gerici Osmanlıya inat;cumhuriyetimize sahip çıktı Ekim.Hem de ihanete uğrayacağını bilerek,arkasından vuracağımızı bilerek!

Kullandığımız silahların 4/3"ü Sovyet silahıdır,harcadığımız paraların kaynağı Sovyet altın külçeleridir.Kaç kişi biliyor Varoşilov ve Frunze"nin Türkiye ordusuna verdiği savaş taktiklerini.Biz bilmiyorsak ta ; İzmir"in fahri hemşerisi general Varaşilov ve Frunze Taksimde ki anıttan,son iki yıldır 1 Mayıs"ta dövülen kafaları kırılan Ekimcileri izledi ne yazık ki!

Öyle derin izler bırakmıştır ki Ekim ülkemizde,Kızıl ordu apoletlerini söktü diye ülkemizin ordusu apoletlerini söküvermiştir.İlk meclisimizin vekilleri birbirlerini “YOLDAŞ” diyerek selamlamışlar,sözlerine böyle başlamışlardır.Bugün yamanmaya çalıştığımız ülkeler o günler bizi parçalamanın uğraşını verirken ardımızda dev gibi durmuştur Ekim ve haklı olarak bu sempatiyi kazanmıştır bizden.Biz Komünizm düşmanlığına başlamadan önce,biz amerikancılaşmadan önce…

Ekim"i en çok bizim halkımız bilmeyi hak ediyor.Bugün cumhuriyeti uğurlarken Ekim daha fazla önem kazanıyor.Tarih bir kez daha cumhuriyeti-laisizmi ve demokrasiyi Ekimcilerin mücadelesine yazıyor.

Evet Ekim"i en çok bizim halkımız bilmeyi hak ediyor.Fabrikaları kapatılan,okulları,hastaneleri satılan,cehalete ve ölüme itilen halkımız.Hayatında tek bir gazete okumamış adama:parayı bastırıp,incecik süt gibi,güzelim nataşaya olanca açlığıyla saldırdıktan sonra “adamlar fakir ama hepisi ögretmen,mühendiz,hepisi okumuş adamlar” dedirten Ekim"i doğruca anlatmalıyız halkımıza.Ve tabi kapitalizmi unutmadan,güzelim nataşayı fahişe yapan sermaye sınıfını unutmadan.Bugün laikliği diline pelesenk eden,her 29 Ekim cumhuriyeti kutlamaya kalkan,sözüm ona bu ülkenin “kurucu” partisinin,tek amacı ülkenin bağımsızlığı olan Nazım Hikmet"i 28 Yıla mahkum ettiğini unutmadan.

Ekim"i anlatmanın en çok ta sanatçıya düştüğünü söyledik.Belki de çoğumuza pek sert gelse de “kahrolsun partisiz sanatçı”, “kahrolsun sınıf sanatçısı olmayan sanatçı” diyen Lenin"e,şu gördüğümüz sanat posası içinde bize sunulanlara bakıp ta hak vermemek olur mu?Kendini sınıftan soyutlamış sanatçıdan, anlamsızlaşmak uğruna tamamen halktan kopan sanatçıdan ne hayır gelir!Öyle uzak ki sanat toplumuna,halk hatta bazılarına göre yumuşatılarak söylenen “helk” dediğimiz insanlar deli gözüyle bakıyor,entel-dantel diyor sanatçısına haklı olarak.Bir de yeni bir modamız var artık ;her şeyi halka havale edip,halk kıçı yalama modası.Ekim"in lideri hiçte haksız değil aslında.

Oysa Ekim sanatçıya toplumsal misyon yüklemiştir.Mücadele içinde gelişen bir misyon.Sanatçıya toplumdan uzak olmak yada “halk kıçı yalamak” yerine toplumun önünde olmayı,onunla organik bir bütün olmayı anlatmıştır bize.Bu nedenledir ki;Sovyet ülkesi sanatın özgürce ifade edilebildiği ve insanlarının sanatla yoğrulmasını temin edebilen bir ülke olmuştur yıllarca.

Öyle bir ülkeden bahsediyoruz ki;(kahretsin hep eksik kalıyor)3 yıllık bir iç savaşın ardından hızla kalkınan,dünyayı faşizm illetinden kurtarmak adına 20 milyon insanını düşleriyle toprağa gömen,ekonomisini,sanayisini hep yeniden yeniden kurmak zorunda kalan,buna rağmen hep ilklerin öncüsü olan bir ülkenin,uzaya ilk insanı gönderen yoksul köylü ülkesinin öyküsüdür Ekim.

Kadınlarının,hele yanı başındaki ülkeler kadınlarını sokağa salmazken;biz iplik eğricisi bir kızın “çayka”nın yani Tereşkova"nın uzaya hükmetmesinden bahsediyoruz bir ilk olarak.Evet yeniklerin zaferidir Ekim…

Peki nasıl yazıldı bu öykü!Her seferinde dışlanan,zarara uğratılan,sıcak-soğuk savaşlara maruz bırakılan,bu ülke nasıl oldu da böyle bir tarihi ve toplumsallığı yaşadı 73 yıl?

Hayatı yaratanlar,kendi yaşamlarını kurmanın anahtarını,kendi ellerine aldıkları için.Tabi bu kadar kolay,düz bir ilişki değil bu.Ekim bize şunu çok iyi gösterdi ki;büyük dönüşümler ve devrimler geniş kitlelerin ortak amaçları doğrultusunda seferber edilebilmesiyle gerçekleşir.Belki Stalin"e bin kez minnettarız tam da bu yüzden.Sovyet işçi sınıfının yoğun seferberlikleri biraz da Stalin"in kişiliğinde somutlanmıştır.Bu yüzden “kötü” adamdır aslında o…

Ekim güneşi zapt edenlerin türküsüydü.Kendi yazgısını çizen bir halkın.:Örgütlü bir halkın neleri göğüsleyebileceğinin.Bunu anlıyorsak sınıf-parti arasında ki çözülmez bağın olmazsa olmaz olduğunu anlıyoruz demektir.İşte Bolşeviklerin anlattığı bu bize.Ekim"in anlattığı bu.Şimdi tam bu noktadan çözülüşü tartışalım işte,Ekim"i yerelim!Ama söyleyeyim Ekim haklı çıkacaktır yine.

Eğer Ekim gerçekleşmeseydi belki bugün dünya sol hareketi literatüründe Lenin dendiğinde bir karşı devrimciyi anlayacaktık.İşte Ekim,tarihin mantığına dayanarak,tarihin akışını değiştirme iradesinin adıdır.Ekim ancak böyle anlaşılır ve önemlidir;yüreklerinde insan sevgisi taşıyıp,dünyayı değiştirmek için yan yana gelenler için Ekim.

Tarihe not düşmek dedik,düşelim:Tükendiğimiz noktada yolumuzu her zamankinden daha fazla aydınlatıyor Ekim.Şimdi Ekim"i halkımıza taşımanın zamanıdır,şimdi işçi sınıfının ülkeye ağırlığını koymasının zamanıdır.Son olarak belirtmek gerekirse ki gerçekten gerekiyor;Türkiye"de anti-Sovyetizm üzerinden Ekim"le hesaplaşan ve bu doğrultuda Ekim"i dışarıda bırakarak onu dünyadan yok sayan,hatta daha ileri gidip onu aforoz eden tüm yaklaşımlar baştan sona sağlıksız olacağı gibi bu türden bir inkarın üzerine inşa edilecek her hangi bir “sosyalist” hareketin başarı şansı sıfırdır.Böyle bir hareket baştan sona popülist ve reformist bir karakter taşıyacağı gibi;ne sınıfını anlayabilir nede ülkede ki mücadelenin tarihsel anlarını devrim lehine çevirebilecek örgütsel yeteneğe ve siyasi akla sahip olabilir.Bu nedenledir ki Ekim"i anlamak,işçi sınıfının devrimcileri için devrimci bir hazinedir.Yoldaşlar Nice Nice Ekimlere…Bütün Dünya işçilerinin Ekim Devrimi kutlu olsun!

 

SSCB LİDERLERİ

1.lenin -6 yıl

2.stalin -29 yıl

3.kruşçev-12 yıl

4.brejnev-17 yıl

5.andropov-2 yıl

6.gorbaçov-7 yıl

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar