Hakan GAZİOĞLU
DAVOS'TAN ÇARŞAFÇI PARTİ CHP'YE ORADAN YEREL SEÇİMLERE
Öncelikle okurlarımdan özür diliyorum çünkü çok geç kaldım ama bu ülkede emeğin mücadelesini veren biri olarak anlayış bekliyorum malum yerel seçimler çok yaklaştı
Hızlıca geçmeyi planlıyorum lakin süreç o kadar hızlı ilerliyor ki her başlıkta ayrı bir değerlendirme gerekiyor ve emin olun bizim duracak zamanımız yok! Yok, çünkü son yaşanan gelişmelerle Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl da ABD'nin bir rol modeli olarak Osmanlıya doğru dönüştürüldüğünü ve bölgede yeni bir Türkiye konsepti yaratıldığını çok açık gördük.
İşte Tayyip'in Davos şovu bunun bir örneğiydi.
"Van münit"li çıkış tam da ülkenin bölgede ki ABD- İsrail hattının ihtiyaç duyduğu bir dakikalık göz boyama anıydı.
Bir önceki yazımda ABD'nin bölgede ki ülkelere, AKP'li Türkiye'nin ajanlığıyla başka bir kuşatma planına geçeceğini yazmıştım.
Tayyipin şovu arap ülkelerinin desteğini almak üzere ABD tarafından planlanmıştı. Ertesinde başta Filistin halkı olmak üzere bir çok yerde tayip posterleriyle yürüyüş ve eylemlerin yapılması bu planın işe yaradığını gösteriyor.
Bu açıdan yeni- Osmanlıcılık olarak kodlanan ve bölgede ABD politikalarını Sünni kimliğiyle arap ülkelerine taşıması beklenen Türkiye'nin bu yeni rol modelle kendi içinde de başka bir modeli zorladığı açıktır.
Bu model katıksız bir islami faşizan liberalizmdir.
Bütün siyasi partilerin bir tür avangart AKP haline geldiği, demokratının en dik alasından çarşafçı, faşistinin Osmanlıcı, Osmanlıcısının liberal olduğu amerikancı militarist bir ülke.
AKP'nin Türkiye de zorladığı model budur.
Yobazının da, faşistinin de, demokratının da her daim batıcı olduğu bir ülkede kuşkusuz liberalizm en gerici enstrüman olarak AKP gericiliğinin beslendiği ana kaynaktır.
Ülkede ki bütün yapılar gerici olacak ama liberal mutlaka olacaklardır bu anlamda hamas yada İran gericiliğinin bu modelde ki yeri ancak dış çeperde bir kültür formu olarak bulunabilir.
Amerikancılık Türkiye gericiliğinin yapı taşıdır ve Türkiye gericiliği bu eksenden çıkabilecek özelliklere sahip değildir.
Bu açıdan bakıldığına ülkemizde ki "laik" kompozisyonun liberal temelli, IMFci ya da natocu olduğunu düşündüğümüzde ortaya çıkan tabloda cumhuriyetle bağını kuralabilecek bir özne bulunmamaktadır.
CHP'nin irticai açılımlarına şaşırmak ancak bir ahmaklık konusudur ve CHP cumhuriyetin kazanımlarıyla bağını uzun zaman önce kopartmıştır.
Düzenin bütün kurumlarının ABD'ye göre konumlandığı bir yerde CHP'den cumhuriyetin beyazlı atlı prensi olmasını beklemek ancak AKP'ye Osmanlıya dönüş noktasında daha fazla zaman kazandırmaktan başka bir işe yaramaz.
Osmanlıya dönüş yada ürkütmeyelim ılımlı İslamcı rol model ; asker dahil olmak üzere tüm düzen kurumlarının kabullendiği bir durumdur.
Bu noktada laik çıkışı beklenen CHP aslında epeycedir bu süreçte AKP'ye destek atmakta ve AKP yedeği olarak uluslararası onay almak peşindedir.
Açıkçası çarşaf ve kuran kursu açılımlarını gerçekleştirenlerden AKP'ye rakip değil iyi bir yol arkadaşı olur ve bu durumun AKP gericiliğine demokrat kanattan gelen çok anlamlı bir meşruiyet daveti olduğunu kabul etmek gerekir.
Bizce mesele çok anlaşılırdır. Liberalizm çürütmektedir.
Liberalizmle yatanlar cumhuriyetten vazgeçmiştir
Bütün kurumlarıyla emperyalizme tam boy teslim olmuş bir ülkenin cumhuriyetle koparılan bağı ancak bu düzenin dışından bir öncülükle kurulabilir.
Bu liberalizmi ve onun bütün kurumsal, ekonomik, politik ilişkilerini karşıya alacak emekçi karakterli bir hareketin bu tabloya dahil edilmesiyle mümkün olabilir.
Bu olanak Türkiye'de vardır.
Sol buna adaydır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin eskisi gibi kalma şansı kalmamıştır. Bütün savaşım cumhuriyeti ABD rol modeline feda etmeye yemin etmiş sermaye sınıfıyla cumhuriyete kendi rengini verecek işçi sınıfı arasında yaşanacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kaderi ancak bu iki sınıfın hangisinin son sözü söyleyeceğinde düğümlüdür.
"Ya Osmanlıya dönüş ya Sosyalist cumhuriyet" ikisi de Türkiye halkının salındığı uğraktır.
Mesele salınan ülke halkının Sol'da yürümeye başlamasındadır.
Bu hayal değildir, Sol bu anlamda tarihsel cüretini göstermelidir.
Bu nedenledir ki 2009 yerel seçimlerinde AKP, CHP ya da MHP aynı serüvenin aynı yolcularıdır, onların gemisi aynıdır ve Osmanlıya çıkacaktır.
Bizimse yolumuz yeni bir kurtuluşun yoludur bu yolda çarşafçılara, çuvalcılara, kriz fırsatçılarına yol yoktur.
AKP korkusuyla CHP yada başka bir partinin kuyruğunda sıraya girenler, CHP'nin de diğerlerinin de AKP kadar tehlikeli olduğunu görmelidir.
Solun 29 Mart sonrası açığa çıkaracağı kuvvet bu ülkenin kurtuluşunun biricik dayanak noktası olacaktır. Bu kuvvete daha fazla kuvvet verilmelidir.
Bu seçimlerde sosyalizm için oy isteyecek bir parti vardır.
Türkiye Komünist Partisi Sosyalizmin sesini her yerde duyuracaktır.
TKP seçimlerde sınıfın aklı , halkın vicdanı ve gençliğin iradesi olacaktır.
Yağma yok Yurtseverlik var!