Mustafa KÖKSAL
SEVGİLİ HOCAM
Bu maçı değil hatırlamak, taraftar olarak dünün Pazar olduğunu bile unutmak istiyorum. Diyeceksiniz ki o kadarmı köt oynadık, mesele o değil hocam, oynamadığımıza yanıyorum, niye?
Hocam, yüzbinlerce dolarlık sporcular eğer sahada sinek avlıyorsa, hoca’nın uzun süren sabrı boşa gidiyor demektir. Sonra da sil baştan yaparsın ki, zaman yetmez, bitersin.
Eğer öğrenci Ugur hocasından daha iyi olacaksa her şeyi ile mesleğini iyi öğrenmesi görevidir.
Bakıyorum hepsi geldiği günkü gibiler, artı çok yalnızca standart.
Bu maçı kötü demek doğru değil diyenlere, olayın kötü yanı olmaz, kötü karşılanışı olur demem lazım, dünde böyle oldu.
Hocam gece sabaha kadar uyumadığınız oldumu bilmem de, yüzlerce arkadaşım diyor ki, biz uyuyamadık.
Yolda beni gören maçı soruyor.
Hoca topluma, takımına kendini ne kadar iyi anlatırsa o kadar değer kazanır.
Önemli olan anlattıkları değil, onu nasıl anlattığıdır.
Eğer insan dışındaki varlıkları anlatırsa insanı daha iyi ortaya koyar.
Demek ki burda biraz eksiklik var sanırım.
Çünkü toplum gördüğüne inanır, sizin maç sonu söylediklerinize değil.
Yapılan her yanlışta, haksızlıkta, bizim yenilğimiz var, sizin değil, her konuşmadan her çalışmadan kim aynı tadı alıyor?
Espiri yaparsın, o “zeka, sezği ve zamanlama” demek olur ya, bu maçta üçüde yoktu. Hangi espiriyi kimlere yapalım. Kanadımız kırıldı.
Ordu’da niye zor sevilip az değer görüyoruzu; bir başkası çok değer görüyor, seviliyor diye komplo üzerinden kendimize getireceksek, altında kalan oluruz. Her hoca ve sporcunun ayrı değerde olduğunu bilmemiz gerekir.
Çalışırken tek tek olgunlaşan takımını görürsün, her çalışma yeniden umutları yeşertirken bu Pazar bize ne oldu hocam? Şimdi maçın acı ve tatlı anları canlanmalı gözlerinizde.
Çünkü yarın umudunu, hayalini, tesellini sana verecek dost bulamazsın.
Her şeyi yarına bırakırsan toz gibi uçup gider, Mersinin aldığı gibi.
Dünya hep sizin etrafınızda dönmüyor. Kulüpte yalnızca profosyonel camia yok. Sizden başka bu camiaya hizmet eden onlarca insan var ekmek yiyen. Ama bir yere giden yolculuğunda sabırla ve zorlukla alkış yapan insanları yok sayarcasına bu kadar kötü olmayı size kimse vermez, o insanlar çok şeyini feda ederek orda çalışıyor.
Deneme geçmişten bugüne yapılan yolculuksa, siz bu maçta aynı tadı aldınız mı? Başarılı olmayı yaşamınızın gayesi yapmışsanız, her maçta bu panik ve yanlışlıklar niye? Altından kalkılmıyacak her zorluklar sorulmak içinse, yanınızdakilerin kaçına soruyorsunuz yada bu konuda kaprismi yapıyorsunuz, diyeceklere cevabınız ne olurdu hocam?
Uykusuz geçen gecenin sonundaki duygu ile yazdığım bu yazımı sabah kalktığımda aynen gazeteye yolluyorum.
Böyle bir maç yaşanmamış maç olsun..
Haftaya Kartalı yenmezsek, aklınızdaki ilk beş yada altı yolunu şimdiden rafa aldırın, toparlanın ve ilk ikiye odaklanın hocam.
Tüm düşünceleriniz biraz uzak olsun bizden.