Öncelik Eğitim Olmalıdır

Öncelik Eğitim Olmalıdır

Eğitim-Bir-Sen Ordu Şubesi Şube Başkanı İsmail ÇELENK Yaptığı açıklamada; Yaklaşık 16 milyon 800 bin öğrenci ve 750 bini aşkın eğitim çalışanı için 2010-2011 eğitim-öğretim yılının sonuna gelmiş bulunmaktayız.Yeni bir eğitim dönemi daha, temel sorunları

 

Yeni Hükümetin Önceliği Eğitim Olmalıdır

Eğitim-Bir-Sen Ordu Şubesi   Şube Başkanı İsmail ÇELENK Yaptığı açıklamada; Yaklaşık 16 milyon 800 bin öğrenci ve 750 bini aşkın eğitim çalışanı için 2010-2011 eğitim-öğretim yılının sonuna gelmiş bulunmaktayız.Yeni bir eğitim dönemi daha, temel sorunların çözümüne yönelik kalıcı bir yaklaşım ortaya konulmadan ve eğitim çalışanlarının mesleki performansını artıracak, onları, verdikleri hizmetin önemine uygun bir hayat düzeyine taşıyacak adımlar atılamadan tamamlanmıştır.

19442

Eğitimciler olarak, yeni Meclis’ten, başta sivil anayasa olmak üzere, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm üretmesini bekliyoruz.

Değerli Basın Mensupları, 2009 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda 137 bin 464 üyeyle “Yetkili” olan sendikamız, bu yıl 195.670 üyeyle “Genel Yetkili” sendika unvanını almış ve kamu çalışanlarının en büyük sendikası olmuştur. Büyük bir aile olmanın, genel yetkili olmanın; eğitim çalışanlarını, ilk defa yapılacak olan ‘Toplu Sözleşme Masası’nda temsil edecek olmanın gururunu, mutluluğunu yaşıyoruz.

Genel Seçim Sonuçları Ülkemize Hayırlı Olsun

24. Dönem Milletvekili Genel Seçimi tamamlanmış, milletimiz iradesini ortaya koymuştur. 12 Haziran’da yapılan milletvekili genel seçimi sonuçlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyoruz.

Milletimiz tercihini yapmış, seçtiği vekillerini TBMM’ye göndermiş, verdikleri sözü tutmalarını beklemektedir. Siyasi partilerimiz de, seçim sürecinde vaatlerinin dışında söyledikleri sözleri unutarak, vaatlerini gerçekleştirmek için çalışmalıdır. Sandıktan temsil gücü yüksek, yeni anayasaya meşruiyet sağlayacak bir meclis çıkmıştır.

Bu meclisin ilk görevi, meşruiyet debisi yüksek bir anayasa yapmak olmalıdır. Milletimiz, demokratikleşmeyi, özgürlük alanlarının genişletilmesini beklemektedir. Yeni anayasa hazırlanırken, farklı kesimlerin görüşleri dikkate alınmalı, endişeler giderilmelidir.

2011’de Eğitim Çalışanlarının En Önemli Kazanımı Sözleşmeli Öğretmenlerin Kadroya Geçirilmesidir

Yıllardır sorun olarak devam eden sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının doğru olmadığına dair kurduğumuz cümlelerin anlaşılmış olması ve kadro talebimizin başarıyla sonuçlanmasında göstermiş olduğu duyarlılık dolayısıyla Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi yolundaki mücadelemiz amaçladığımız şekilde sonuçlanmıştır. 2011 yılında eğitim çalışanları açısından en önemli kazanımlardan birisi, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya şartsız geçmiş olmasıdır. Ancak kadroya geçişi sağlayan 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’den önce sözleşmeli olup kadroya geçen sözleşmeli öğretmenler de kararnamenin verdiği mali, sosyal ve özlük haklardan yararlanmalıdır. 

Şifre İddiaları 2011’de Eğitimin Gündemini Meşgul Etmiştir

YGS’de şifre iddiaları adayları tedirgin, aileleri huzursuz ve kamuoyunu fazlasıyla meşgul etmiştir. ÖSYM, yaşanan süreçten yara almış, sınav güvenliğine ilişkin tartışmalar yeni yöntem arayışlarını gündeme getirmiştir. Siyasilerin tartışmalara katılması ve alanlarda propaganda malzemesi olarak kullanması toplumun dikkatini çekmiş, bazı marjinal grupların yaşanan olumsuzlukları fırsata dönüştürme gayretleri gözlerden kaçmamıştır. Yaşanan olumsuzluklar adeta her kurumu görevini titizlikle yapmak üzere ödevlendirmiştir. Eğitim sistemimizin sınav ve dershane odaklı oluşu tartışmanın ana konusu olması gerekirken, mazrufa değil zarfa takılıp kalınmıştır.

Değerler Eğitimi Eğitimde Ana Gündem Olmalıdır

Eğitim sistemi çocuklarımızı eğitiyor mu yoksa öğütüyor mu diye sorulan sorular ile eğitimcilerin müfredatın içeriğine yönelik eleştirileri hep anlaşılmayı beklemiştir. Eğitim sistemimizin değerlerden, karakter eğitiminden ziyade test çözmedeki başarıyı kıstas alması hep tartışma konusu olmuştur. Eğitim müfredatının içeriğine mercek tutulmalı, eğitim sistemimiz karakter, ahlak ve değer kazandıran bir formata çekilmelidir.

Okulların Bütçeleri Olmalı ve Eğitimcilerin Tahsildarlığı Bitmelidir

Eğitim kurumlarına bütçe ayrılmaması nedeniyle Okul Aile Birlikleri vasıtasıyla velilerden aidat ve zorunlu bağış alınmasına çözüm bulunamamıştır.  Okul yönetimi, öğrenci, öğretmen ve veli arasına zorunlu bağış ve tahsildarlığın girmiş olması eğitimi olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Eğitimde hizmet satın alınarak okullara yardımcı hizmetli personel takviyesi yapılmış olması okul idarelerini biraz rahatlatmış ama takviyenin sınırlı sayıda kalması nedeniyle sorunu kökten çözmemiştir. Okullara bütçe ayrılmalı, eğitim çalışanları tahsildarlıktan kurtarılmalıdır.

Öğretmen Açığı Devam Etmektedir

Eğitimin en temel sorunlarının başında, bir türlü kapatılamayan öğretmen açığı gelmektedir. 1 Haziran 2011 tarihinde 28 bin 486 öğretmen atanmasına rağmen, hala 130 bine yakın açık söz konusudur. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması gibi, yeni öğretmen alınarak eğitimde ücretli öğretmen dönemi de mutlaka kapatılmalıdır.

Öğretmen açığının yoğunluklu olarak hissedildiği kalkınmada öncelikli yörelerde ise söz konusu açığın önüne geçmek için, bu yörelerde çalışan öğretmenlere ücret anlamında pozitif ayrımcılık yapılmalı, ek tazminat ödenmelidir.

Ek ders Esaslarına İlişkin Taleplerimiz Hayata Geçirilmelidir

Milli Eğitim Bakanlığı, sendikalardan ek ders esaslarına ilişkin görüş istemiş ve sendikamız da bu kapsamda görüşlerini Milli Eğitim Bakanlığı’na iletmişti. Eğitim kurumları yöneticilerinin aylık karşılığı haftada 6 saat derse girme zorunluluğunun uygulamada oluşturduğu sıkıntılar dikkate alınarak, 6 saat zorunluluğu kaldırılmalıdır.

İkili eğitim yapan okulların yöneticileri 07.00-18.00 saatleri arasında görev yapmalarından dolayı haftada 40 saatten fazla çalışmaktadır. İkili eğitim yapan okul yöneticilerinin çalışma süreleri dikkate alınarak, ek ders ücretlerinde iyileştirme yapılmalı; ek ödeme alamayan Eğitim müfettişleri, Şube müdürleri, Eğitim uzmanları ve şeflerin mağduriyetlerinin giderilmesi için ücretlerinde iyileştirme yapılmalıdır.

Ayrıca şimdiye kadar herhangi bir artış yapılmayan ek ders ücreti saati en az 12 TL’ye çıkarılmalı ve ek ders ücretleri vergiden muaf tutularak, vergi matrahına dâhil edilmemelidir.

Okul Müdürlerine Uygulanan Rotasyon Üst Yöneticilere de Uygulanmalıdır

Aynı kurumda 5 yılını dolduran okul müdürlerine uygulanan rotasyonun İl Milli Eğitim Müdürlerine, İl Müdür Yardımcılarına, İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, Şube Müdürlerine, Eğitim Müfettişlerine Bakanlık merkez teşkilatında uygulanmamış olması bir handikaptır. Okul Müdürlerine uygulanan rotasyon üst yöneticilere de uygulanmalıdır.

Kariyer Basamakları Sınavı Biran Önce Yapılmalıdır

2005 ve 2006 yıllarında yapılan Kariyer Basamaklarında Yükselme sınavlarında başarılı olup ancak kontenjan sınırlamasından dolayı değerlendirme sonucunda uzman öğretmenlik sertifikası alamayan öğretmenlere, Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınarak uzman öğretmenlik sertifikası, eğitimcileri yargıya gitmeye mahkûm etmeden verilmelidir. Ayrıca yapılması beklenen Kariyer Basamakları Sınavı biran önce yapılmalıdır.

4/C’li Personel Kadroya Alınmalıdır

Bir yılda 11 ay çalıştırılan ve ücret alan, aile yardımı alamayan, iş güvenceleri olmayan, aldıkları yetersiz ücret ile ayakta durmaya çalışan 4/C’li personelde, 4/B sözleşmeli personelin kadroya geçişi ile birlikte haklı beklenti oluşmuştur. Kamuda farklı istihdam şekillerinden vazgeçilerek kurum içerisinde aynı işi yapan personel arasındaki ayrımcılık kaldırılmalıdır. 4/C’li personele de kadro verilmelidir.

MEB Personeli Yer Değiştirme Yönetmeliği Bir An Önce Yürürlüğe Girmelidir

Genel idare hizmetleri, yardımcı hizmetler ve teknik hizmetler sınıfı çalışanlarının atama ve yer değiştirmelerine ilişkin yönetmelik daha fazla geciktirilmemelidir. Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının görev tanımları bir an önce yapılarak personelin atama ve yer değiştirme işlemleri amirlerin keyfi uygulamalarından arındırılmalıdır.

Bazı Üniversitelerdeki Antidemokratik Uygulamalar da Bitmelidir

Üniversitelerde GİH sınıfı çalışanlarının ve akademik personelin sorunlarının çözümü kolay olmamaktadır. Üniversite yönetimlerinin sendikaları paydaş olarak görme ve çözüm ortağı olarak kabul etme alışkanlıkları gelişmemiştir. Disiplin kurullarında yargısız infazlar engellenememektedir. Kamuda olduğu gibi üniversitelerin de disiplin kurullarında sendika temsilcileri bulunabilmelidir. Bazı üniversitelerin özgürlükçü bir çizgiye gelmekte direnme ve kılık kıyafet gibi konuları sorun yapmaya devam etme alışkanlıkları sürmektedir. Antidemokratik uygulamalar üniversite yönetimlerine yakışmamaktadır. Eğitimdeki vesayetin en önemli göstergesi olan özgürlüklerin turnikelere sıkıştırılması alışkanlığından derhal vazgeçilmelidir.

Velilerimiz Başarıyı ve Başarısızlığı Abartmamalıdır

Velilerimiz tatile giren çocuklarının küçük de olsa başarılarını ödüllendirmeli, karnelerindeki muhtemel olumsuzlukları abartmamalı, çocukların ebeveynlerine saygısını yitirmesine neden olacak davranışlardan uzak durmalı, özgüvenlerinin törpülenmesine neden olmamalıdır. Ders kitabı dışındaki roman, hikâye, şiir, deneme, inceleme, araştırma eserleri gibi kültür kitaplarının eğitimi destekleyici rolü bilinenden çok daha büyüktür. Bu sebeple velilerimiz öğrencileri tatil döneminde kitap okumaya yönlendirmeli, teşvik etmelidirler. En güzel karne hediyesi, dünyaca ünlü seçkin yazar ve düşünürlerimizden seçilmiş bir kitap setidir. 100 Temel Eser, bu manada olumlu bir seçmedir" dedi.  

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.