BU ÜLKEDE "İMAMOĞLU" HARİCİNDE İKİ TANE SİYASİ PARTİ LİDERİ DAHA CEZAEVİNDE BULUNUYOR.

BU ÜLKEDE "İMAMOĞLU" HARİCİNDE İKİ TANE SİYASİ PARTİ LİDERİ DAHA CEZAEVİNDE BULUNUYOR.

Sonuç olarak CHP, "demokratikleşme ve özgürlükler" olgusunu salt "İmamoğlu haksızlığa uğradı" üzerinden okumaktan vazgeçerek, İmamoğlu'nun yaşadıklarını sadece bir alt başlık olarak ele almalıdır. Ve hemen alternatif Cumhurbaşkanı adayını belirlemelidir.

BU ÜLKEDE "İMAMOĞLU" HARİCİNDE İKİ TANE SİYASİ PARTİ LİDERİ DAHA CEZAEVİNDE BULUNUYOR.

Bülent BAŞARAN Yazdı

Ülkede oluşan toplumsal muhalefeti ısrarla "İmamoğlu'nun kurtuluşuna" tahvil etmeye çalışan anlayış ne yazık ki bir türlü terk edilemiyor.

İmamoğlu'nun içeri alınması Türkiye'deki "özgürlükler ve demokrasi" problemlerinden sadece bir tanesidir.

CHP, toplumda ve özellikle üniversitelerde oluşan bu hareketliliği "İmamoğlu" üzerinden okumaya devam ederse belli bir süre sonra yalnızlaşacaktır.


Üniversitelilerin, akademisyenlerin, çevrecilerin, kadın ve hayvan hakları savunucularının, hayatlarına müdahale edilmesini istemeyen "Anarşist Z Kuşağının" salt İmamoğlu üzerinden meydanlarda olduğunu düşünmek siyasi körlüktür.

CHP, kitlelerin direnişini beklediği gibi birebir "oya" dönüştüremeyebilir.


Bu nedenle "İmamoğlu" vurgusu biraz daha geri plana itilerek, toplumun genel sorunları öne çıkarılmalıdır.

Bu ülkede "İmamoğlu" haricinde iki tane siyasi parti lideri daha cezaevinde bulunuyor.

Son olaylardan bağımsız onlarca gazeteci ve akademisyen yine cezaevlerinde adalet bekliyor.

Belli bir süre sonra CHP'nin bu fetişizmi kitlelerde bir bıkkınlığa ve yabancılaşmaya neden olabilir.


Oldukça riskli bir kumar oynayan CHP, olası bir İmamoğlu'nun adaylığının imkansızlığı durumunda kitlelere hesap veremez hale gelecektir. Bu nedenle örgütlenen bu kitlesel muhalefet tüm toplumun sorunlarına yönlendirilmeli ve "İmamoğlu'suz" bir seçime hazırlık yapılmalıdır.

Yoksa şu an komik gelse bile bir "Ekmelettin" vakası yeniden yaşanabilir. İşte bu nedenle "İmamoğlu Fetişizminden" acilen uzaklaşılmalıdır.


Bir taraftan da ne kadar şu son dönemde "tü kaka" dense de -adayı kim olursa olsun- CHP, Kürtler'le sekteye uğrayan ilişkilerini düzeltmeden sayısal olarak seçim kazanması halen imkansız durumda. Aksini söyleyen hayal kurar.


Bana sanki karşı cephedeymişim gibi sitem eden arkadaşlarıma söylüyorum ki, şu an oluşan bu eylemlilikler zamanında yapılan "Cumhuriyet Mitinglerinin" yanında küçücük kalıyor.

O sinerji bile istenildiği gibi sandığa yansımamıştı. Bunu da akıldan çıkarmamak lazım. CHP yönetimi (haklı -haksız) öncelikle üstündeki şaibeyi üzerinden acilen kaldırmalıdır.

Eğer söylenenler doğru ise; zaten İmamoğlu'nun içerde olması dışarda olmasından daha hayırlıdır.

İlgilenenler bilecektir ki, ne kadar inkar edilse de CHP kongresi sağlıksız bir kongredir. Sürekli eski başkanlarını "hainlikle" suçlayarak bir yere varılamaz.

Eğer böyleyse yani bu bir gelenek haline gelmiş ve CHP sürekli "kendi hainlerini" başkan yapıyorsa yangından kurtarılacak bir şey kalmamış demektir.


Sonuç olarak CHP, "demokratikleşme ve özgürlükler" olgusunu salt "İmamoğlu haksızlığa uğradı" üzerinden okumaktan vazgeçerek, İmamoğlu'nun yaşadıklarını sadece bir alt başlık olarak ele almalıdır. Ve hemen alternatif Cumhurbaşkanı adayını belirlemelidir.


Yoksa Baykal'a, İnce'ye, Kılıçdaroğlu'na; küfürler savurarak, hain olmakla suçlayanlar aynısını şimdikilere de yapacaktır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.