Cumhuriyet Bayramı Coşkuyla Kutlandı

Cumhuriyetimizin 86. kuruluş yıldönümü, tüm Türkiye"de olduğu gibi ilimizde de büyük bir coşkuyla kutlandı.

İlimizde, Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinlerine, 28 Ekim günü Atatürk Anıtı"na çelenk sunulmasıyla başladı. 29 Ekim günü Vali Orhan DÜZGÜN"ün Makamında tebrikleri kabul töreninin ardından Ordu Lisesi önündeki tören alanında kutlamalara devam edildi.

Vali Orhan DZÜGÜN, Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Celal ÇÜREK ve Belediye Başkanı Seyit TORUN"un protokolün, öğrencilerin ve halkın bayramını kutladı. İstiklal Marşı"nın okunmasından sonra Vali Orhan DÜZGÜN, günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yaptı. Konuşmasına, “Cumhuriyetimizin 86. kuruluş yıl dönümünü idrak etmemizden duyduğum kıvanç ve mutluluğu ifade ederek başlamak istiyorum”diyerek başlayan Vali Orhan DÜZGÜN şunları kaydetti; “Birinci Dünya Savaşından yenilgi ile çıkan Osmanlı Devleti, bütün kudretini kaybetmiş ve Anadolu toprakları yer yer düşmanlar tarafından işgal edilmişti. Yeni bir Türk Devleti kurmak ve topraklarını düşman işgalinden kurtarmak için 23 Nisan 1920"de, Ankara'da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi bu büyük davada, Mustafa Kemal'in liderliğinde, üç yıllık süre içinde büyük bir başarı kazandı. Emperyalizme karşı yapılan bağımsızlık savaşını kazanan, "Türk Mucizesi"ni yaratan Türk milletinin bu başarısı, bütün mazlum uluslara da örnek oldu. Lozan'ın kabulü ve barışın sağlanması ile sıra, Türk Devleti'nin siyasal yapısı ile devlet şekli ve adının belirlenmesine gelmişti. Kurulacak devletin Millî egemenlik esasına dayanması ve demokratik bir yapıya sahip olması için yeni rejimin adının Cumhuriyet olması gerekiyordu. İşte, 29 Ekim 1923 günü yapılan Anayasa değişikliği ile Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyet yönetimi, egemenliğin bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfa değil, millete ait olduğu gerçeğini siyasi ve devlet hayatımıza kazandırmıştır. Cumhuriyet, devletin temel organlarının, başta devlet başkanı olmak üzere, ulusun kendini yöneteceklerin seçimlerle göreve getirildiği bir yönetim biçimidir. 20. yüzyılın başında, kısa bir süre içinde, çok sayıda devrimci atılım gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti ve bu devrimlerin öncüsü ve uygulayıcısı olan Mustafa Kemal Atatürk, tüm toplumların sevgi ve saygısını kazanmış, Türkiye"yi örnek alınan bir ülke düzeyine çıkarmıştır. Çünkü Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti"ni öyle ilkelere dayandırmıştır ki, bu temel ilkeler, uygar toplumların bugün dahi özlemini çektiği demokratik toplumsal sürecin ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelik ve düzeydedir. Atatürk"ün gerçekleştirmiş olduğu devrimlerden daha büyük bir başarısı da, bu devrimleri yaşatacak ve Cumhuriyete sahip çıkacak bir nesil yetiştirmesidir. Yirminci yüzyılın başında, ülkemizin içinde bulunduğu fakirlik ve geri kalmışlık durumu iyi bilinirse; Türkiye"nin, Cumhuriyetin ilk yıllarında yaptığı atılımın önemi ve değeri daha iyi anlaşılır. Bunun için size Cumhuriyetin ilan edildiği 1. Meclis Binasının açılabilmesi için çatı kiremitlerinin komşu evlerin çatılarından, milletvekili sıralarının Ziraat Mektebinden alındığını, Meclis kürsüsünü ise bir marangozun hayırseverliği ile tamamlandığını, mebusların kahvehanelerden getirilen gaz lambaları ışığında Kurtuluş Savaşı'nı yönettiklerini ve Cumhuriyet'imizin temellerinin atılacağı sürecin böyle başlatıldığını hatırlatmak isterim. Bütün bu gerçekler ve güçlükler göz önünde tutulur, hareket noktasının ne olduğu iyi kavranırsa Atatürk Türkiye"sinin, Cumhuriyet rejiminin, memleketimize, milletimize neler kazandırdığı daha iyi anlaşılır. Gençlerimiz ve gelecek kuşaklar bilmelidirler ki, bu topraklarda kurulan Cumhuriyet yönetiminin temelinde Ordulusundan İzmirlisine, Diyarbakırlısından Edirnelisine kadar yüzbinlerce şehit ve gazinin harcı vardır. Bu bayrak altında bu topraklarda yaşayan ve Cumhuriyetimize sahip çıkan herkes bu ülkenin 1. sınıf vatandaşıdır. Çünkü Atatürk, bölgeselliklerin üstünde, ülkenin ve ülkeye ait her ne varsa, hepsinin herkes tarafından sahiplenildiği bir toplum yaratmaya çalışmıştır. Türk Milleti, 86 yıl önce düşmanlarına karşı sergilediği birlik ve beraberliğini bugün de iç ve dış düşmanlarına karşı gösterecektir. Doğu ve Güneydoğu illerimizde ülkemizin huzurunu bozmak için çalışan bir avuç eşkıya bugüne kadar başarılı olamamış ve bundan sonrada olamayacaktır. Çünkü terör örgütü, o bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan gerekli desteği bulamamıştır. Diyarbakır"da 5 yıl görev yapmış birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki o bölgedeki vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu teröre karşıdır. Ve huzur ve sükuna susamış insanlardır. Yüzlerce yıl beraber yan yana yaşadığımız, Çanakkale"de Balkanlarda düşmana karşı omuz omuza çarpıştığımız, kız alıp verdiğimiz ve fındık işçiliği sebebi ile ilimize gelip giden ve halen evlenip buralarda kalan Güneydoğulu vatandaşlarımızla kimse aramıza nifak ve ayrılık tohumları ekmeye kalkışmamalıdır. Ama güçlü Türkiye"nin önünü kesmek, daha da güçlenmesini engellemek, ülkemizi ve milletimizi birbirine düşürmek suretiyle bizi zaafa uğratmak isteyenlerin de daima olacağı muhakkaktır. Bu nedenle tüm vatandaşlarımızın uyanık olması, dolduruşa gelerek bu milleti birbirine düşürmek ve kırdırmak isteyenlere alet olmaması, bir çeyrek asırdır Güneydoğu bölgemizde akan kanın durması ve ülkemizde en fazla şehit veren illerin başında gelen Ordu"muza yeni şehitlerin gelmemesi, artık evlatlarımızın öksüz, bacılarımızın dul, anne ve babalarımızın gözü yaşlı kalmaması için, herkesin bu konuda kafa yorması ve çözüm üretmesi gerektiğine inanıyorum. Cumhuriyetin 86. yılında çeşitli iç ve dış meselelerle karşı karşıya bulunan ülkemiz her zaman olduğu gibi bütün bu problemleri bir şekilde çözmeye muktedirdir. Bin yıldır yaşadığımız Anadolu topraklarında hemen hemen her dönemde benzer meselelerle karşılaşmaktan kaynaklanan tarihi tecrübeye ve birikime sahibiz. Tarih boyunca Kuzey"den Güney"e, Doğu"dan Batı"ya üzerimize yığılan siyasal, kültürel ve ekonomik baskılara direnebildiğimiz için bu topraklarda kalıcı olabildik; buraları kendimize ebediyen vatan kıldık. Yüce Atatürk"ün kurduğu Cumhuriyetle 86 yılda çok önemli mesafeler aldık. Artık sınırlı imkânlara sahip olan, uluslararası zeminlerde yaşama ihtimali tartışılan ve geleceğinin belirsiz olduğuna inanılan, savaş yorgunu ve yeniden oluşturulmaya çalışılan bir devlet değiliz. 86 yaşını tamamlayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin imkanları, kaynakları ve genç nüfusu pek çok ülkeyi kıskandıracak derecededir. Ülkemizin değişen dünya dengelerinde jeostratejik önemi hiç azalmamış, tersine artmıştır. Ordumuz, dünyanın en deneyimli ve güçlü Silâhlı Kuvvetlerinden birisidir. Yakın gelecekte Avrupa'nın en kalabalık nüfusunu barındıracağı bilinen, dostları nezdinde güven, hasımlarında tedirginlik yaratan, gerekli şartları yerine getirmesi durumunda 21. yüzyılın baş aktörlerinden biri olma iddiasını taşımayı hak edecek bir cumhuriyetin yurttaşlarıyız. Cumhuriyetimizin 86. yılında bugünümüzü ve yarınımızı düşünürken bize bırakılan mirasın anlamını doğru algılamalı, kendimize güvenmeli ve sorumluluklarımızı sahiplenmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk"ü, Kurtuluş Savaşı'nı başarıya ulaştırıp, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak ona katkıda bulunan silah arkadaşlarını, milleti ve vatanı için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizi ve gazilerimizi, saygı, rahmet ve minnetle anıyor, hepinizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bayramınız kutlu olsun” dedi.

Atatürk Lisesi öğrencileri tarafından okunan şiirlerin ardından halk oyunları gösterileri sunuldu. Ordu Lisesi önündeki tören alanında yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, yapılan tören geçişinin ardından sona erdi.

Kutlamalara, akşam düzenlenecek Fener Alayı, Grand TESK Hotel"de yapılacak 86. yıl Cumhuriyet kokteyli, havai fişek gösterileri ve Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçılarınca sunulacak Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği konseri ile Halk Dansları Gösterileriyle devam edilecek.