6 Ekim 1990 Bahriye Üçok
nikah şahidim sevgili Bahriye Üçokta bu ülkeyi yönetenlerce korunamayıp radikal İslamın hain silahşorları tarafından katledildi. Katledilmek istenen Bahriye Üçokun nezdinde Cumhuriyet, Laiklik, İnsan Hakları, Demokrasi ve Kadının özgürleşme mücadelesiy
6 EKİM 1990
Emel Sungur
Bu gün aradan uzun yıllar geçmesine rağmen dün gibi hatırladığım sevgili Bahriye Üçok" un ölüm yıl dönümü. Geçmiş yıllarda ölüm yıl dönümü denince sağlık nedenleri veya yaş nedeniyle bizler için özel olan kişileri kaybettiğimiz günler aklımıza gelirdi. O günlerde insanlar bu sevdikleri kişileri nasıl anmak istiyorlarsa o biçimde yad eder o kişiye has anma toplantısı düzenler veya yakınlar bir araya gelerek mezar ziyareti yapıp inanç biçimlerine göre ibadetlerini yerine getirirlerdi.
Kimi de benim gibi gönülden gelen ince bir sızıyla yalnızlığı tercih edip gözü ve yüreği maziye dalıp giderdi.
Ancak ne yazık ki 70 ve 80"li yıllar ölümleri öylesine genç, öylesine haksız ve öylesine acımasızca ardı arkasına sıraladı ki.
İşte bu gün de öylesi bir gün.
Çocukluk anılarımdan aklımda kalan fotoğrafın yanı sıra evlilik yolculuğumun kalın deftere yazılmasında annemin ve babamın arkadaşı olan Bahriye Üçok yanımda sırtımı dayadığım büyüğüm, nikah şahidim
O da benim için önemli olan diğerleri gibi yıllar önce gitti.
Adeta kaybettiğim arkadaşlarım, yakınlarım, ağabeylerim gibi nikah şahidim sevgili Bahriye Üçok"ta bu ülkeyi yönetenlerce korunamayıp radikal İslam"ın hain silahşorları tarafından katledildi.
Katledilmek istenen Bahriye Üçok"un nezdinde Cumhuriyet, Laiklik, İnsan Hakları, Demokrasi ve Kadının özgürleşme mücadelesiydi.
Anıların unutulacağını bildiğim için zaman zaman bu sayfalarda sizlerle paylaşmak istiyorum;
Prof Coşkun Üçok ve Bahriye Üçok ( ben 5 yaşlarındayken anımsadığım anılar) birbirlerine olan saygıları hiç eksik olmayan neredeyse saatler süren tespitler ve tartışmalar. Konular, konuşulanlar hiç unutmadığım başlıklar.
Daha sonra ki yıllarda annemin görüşmesi, sevgili Bahriye Üçok ve kızı ile ilgili anılar.
80 sonrası biraz nefes almaya başladığımız süreçte bir siyasi partiye girmem, yaşamıma giren bu süreçte ayni partinin yöneticisi olan Bahriye Üçok.
Sıradan bir parti yöneticisi değil Bahriye Üçok; bir İlahiyat Profesörü ve SHP"nin Laiklik raporunu hazırlama çalışmalarını yürütüyor.
6 Ekim 1990 o zamanki adıyla Köroğlu Caddesi ve korkunç bir patlama.
Bu gün oturduğum evin 2 sokak üstü ve Uğur Mumcu"nun evinin yanı başı.
Ve yer yerinden oynadı denile bilecek bir cenaze töreni. Bildik bir ses otobüsün üzerinde kendisinin de yöneticisi olduğu partinin üst düzey yöneticisi olan hemşerisi Bahriye Üçok"u yolculuyor.
Ve ülkenin laiklik, cumhuriyet sevdalıları diyor, hocamızı, sevgili öğretmenimizi yitirdik, cumhuriyet ve laiklik düşmanları onu katletti diyor
Bir yolculuk.
Uğur Mumcu, Sivas Katliamında kaybettiğimiz canlar ve Bahriye Üçok cenaze töreni müthiş bir kalabalık.
Teröre, gericiliğe, ırkçılığa yağan lanetler.
Evet çok değil 19 yıl öncesi.
Cenaze törenine Katılanların bir kısmı göç etti bu yaşam denilen yolculuğun ağırlığına dayanamayarak.
SHP doğurdu 1- 2- 3 parti oldu, dağıldı sağa, sola.
O gün bağıranların sesini duymadı sosyal demokrat, sol partilerin yöneticileri.
Dediler ki; ben ve birkaç arkadaşım milletvekili oluruz, grupta kurarız o da bize yeter
Ve her gün bir katliam her gün elimizdeki değerlerin hem kişi olarak hem yaşam biçimimiz olarak yok oluşu.
Bugünse gelinen nokta ırkçılık ve radikal İslam"ın iktidarı. Bu son salt iktidar değişimi değil ne yazık ki halkın birbirine olan sevgi, inanç ve dostluğunun düşmanlığa dönüşmesi.
Siyasette kişisel iktidar hırsı ve kişisel hesaplar yılların birlikteliğini, yılların yaşanmışlığını dönüştürdü.
Bu büyük tehlike.
Bahriye Üçok ve ayni yolda yitirdiğimiz koruyamadığımız sahip çıkamadığımız kollayamadığımız değerlerimizi saygı, minnet ve sevgi ile anıyorum.
Ve yapamadık, beceremedik yeterince sahiplenemedik böylesi değerleri diyerek;
Bunun en önemli nedeni olarak gördüğüm 80 darbesi ve sonraki kararsız, istikrarsız, günü birlik, iki yüzlü siyaset yapanlara, onlara kral çıplak diyemeyen dalkavuklara öfkem ve kinim var. Ne yazık ki tepki ile hiddet ile yorgunluk ile veya kirliliğe bulaşmamak için bıraktığımız tüm alanlar, meydanlar ne kadar öfke duysam da onların ellerinde ve her gün bizden bir kişi ya yaşamı tüketiyor yada dahil oluyor o saflara. 06.10.2009 Ankara
Emel Sungur
(Geçenlerde bayram namazı sırasında siyasetçileri gösteriyor televizyon teker, teker manzara torunlarıyla birlikte namaz kılan lider ve ondan birkaç gün önce Hürriyet Ankara sayfasından bir fotoğraf bir yuvarlak masa etrafında benim SHP"den ihracımı isteyen o gün partinin il başkanı olan zatı muhterem ve belediye başkanı birlikteelini açmış dua ediyorlar. Bunları daha detaylandırmak istemiyorum. İnanç insanın iç dünyasının en özel yeridir. Bu böyle olursa bir anlam taşır aksi takdirde bir seyirlik kısa metrajlı filme dönüşüyor)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.