ABDULLAH AYDIN: MİLLİ İRADE

ABDULLAH AYDIN: MİLLİ İRADE

Milli irade-Ulusal istenç gerçekten ‘hayat buldu mu, buluyor mu?’ diye sorgulamamız gerekiyor. Sadece Demokrasilere has olan bu ifade, Demokrasi tarihini ve ilişkili ülke tarihlerini incelediğimizde, öyle söylendiği gibi yetkililerce fazla dikkate alındığ

 
MİLLİ İRADE  
                                                            (ULUSAL İSTENÇ)                  
                                                                                                     ABDULLAH AYDIN

Mili İrade-Ulusal İstenç; kulağa hoş gelen, insanın yüreğine sevgi ve güven akıtan sözcükler…
 Siyaset dünyamızın sıkça kullandığı, iktidarı ele geçirenlerin uygulamalarına dayanak yaptığı sözcükler…                
Ama ülkemizde hiçbir zaman hayat bulmamış, bulamamış, işleri istedikleri gibi gittiği sürece iktidar sahiplerince hiç dikkate alınmamış sözcükler…

Halkımızca değeri yeteri kadar algılanamayan, ülke yönetiminde en önemli yurttaşlık hakkı olduğu kavranamayan sözcükler…
Milli irade-Ulusal istenç gerçekten ‘hayat buldu mu, buluyor mu?’ diye sorgulamamız gerekiyor. Sadece Demokrasilere has olan bu ifade, Demokrasi tarihini ve ilişkili ülke tarihlerini incelediğimizde, öyle söylendiği gibi yetkililerce fazla dikkate alındığını söyleyemeyiz. Örneğin: ABD halkı Corc Bush’u başkan seçtiğinde, ‘git Irak’ı işgal et, bir milyon insanı öldür ve Irak’ı darmadağın et’ diye bir irade beyanında bulunmadı herhalde! Böylece, İnsan hakları ve Demokrasi dışı güç kullanımın Milli irade olmadığı ortaya çıktı…
Ulusal iradenin oluşmasının olmazsa olmazı ‘toplumsal bilinçtir’. Kişiye ve kitlelere yapılacaklar ve hedefler konusunda yeteri kadar bilgi birikimi sağlanamamışsa, toplum çeşitli baskılarla sindirilmişse, bilgi ve bilinç dışında kitlelerin desteği alınmış olsa bile, sonuç ‘Ulusal İrade’ olarak tecelli etmiş olmaz. Özellikle, plânlanmamış, alt yapısı oluşturulmamış, ekonomik karşılığı belirlenmemiş siyasi vaatlerle elde edilmiş sonuçlar, oranı ne olursa olsun, Milli irade olarak tanımlanamaz, kabul edilemez…

Sandıkta ve Mecliste şu veya bu şekilde sağlanan çoğunluklar meclis iradesi olarak kabul edilirse, her türlü hukuk dışılığa meşruiyet kazandırılmış olur… l982 Anayasa oylamasının şartlarını Ulus olarak beraber yaşadık. Darbe ile iktidara el koyan kişiyle, tayin edilmiş insanlara dikte ettirilen Anayasa halka oylattırılmış, sonuç büyük bir çoğunlukla, iktidara el koyanların lehine çıkmış ve hilkat garibesi siyasal bir uygulama ile birileri Cumhurbaşkanı olmuştur. Bu sonuç Milli irade olarak tanımlanamaz, onaylanamaz.

Başbakan Erdoğan ve partisi AKP’nin ‘Milli İrade’ anlayışı, salt kaba bir çoğunluğa dayanıyor. Demokrasilerde çoğunluğun iradesi elbette belirleyicidir. Ancak sistemin Demokratik olabilmesinin temel koşullarından birinin de; azınlıkta kalan siyasal tercihlerin korunması ve toplumda hayat hakkı bulabilmeleridir.

Şimdilerde de oyun bir başka türlü, ama benzer sonuçlar doğuracak şekilde oynanmaktadır. Her gün değişen siyaset gündemimize şimdi de ‘Başkanlık’ sistemi tartışmaları düştü. Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP gündem değiştirmekte oldukça mahirler. İktidar zafiyetlerinin ortaya döküldüğü, seçimlerin yaklaştığı sırada aniden gündeme Anayasa değişikliğini getirdiler. O yetmedi, Başkanlık sistemi tartışmalarını ortaya attılar…

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramında, tiyatral görüntülerle Başbakanlık makamına oturttuğu çocuğa, “ Başbakan sensin, İster asar ister kesersin” demesi, Başbakanın bilinçaltı düşüncesini yansıtıyor. Bu mantık sahibi kişinin tek yetkili olarak ülkenin başına geçmesinin doğuracağı tehlikeli sonuçları tahmin etmek hiç de güç değil. Şayet Başbakan seçim öncesi, yasalar çerçevesinde halka bazı vaatlerde bulunmuş, bazı değişikliklerle halkın karşısına çıkmış ise ve halk bilinçli ve istekli olarak bunları kabul etmişse, sonuca Milli irade diyebiliriz. Kim olursa olsun, karanlıkta mal kaçırma ile elde edilen sonuçlar Milli iradeyi temsil etmezler.
Milli irade (Ulusal İstenç) saygı duyulası kabul görür bir sonuçtur. Toplumun bütününün ihtiyaçlarına yönelik, Demokratik ortamda özgürce tartışarak bir sonuca vardığı ve bu isteğini korkusuzca sandığa yansıttığı kararlar Milli İrade olarak kabul edilebilir.
Demokrasiler ‘yaptım oldu’ rejimleri değil, ‘bilerek, isteyerek, tartışarak ve birlikte yapmamız zorunludur rejimidir!
      Hakanlar, Şahlar, Sultanlar, Padişahlar, Krallar döneminin kapanmadığını zannedenler fazla heveslenmesinler  
                                                                                  [email protected]

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.