ABDULLAH AYDIN :OLUR OLUR
Geliniz, Erol Karaerin sütunundan alıntılar yaparak, üstüne Sayın siyasilerimizin incilerinden biraz da biz katalım ve arkasından birlikte düşünelim, birlikte gülelim (gülebilirsek), birlikte kahırlanalım ve birlikte çözüm arayalım.
OLUR OLUR
ABDULLAH AYDIN
[email protected]
Demokratik bir ülkede böyle şeyler olur mu demeyin. Olur. Hem de bal gibi olur ve oluyor.
Genel yayın yönetmenimiz Sayın Erol Karaer"in "10. köy" sütununda, siyasilerin geçmiş söylemlerinden derlediği gaflarını okuyunca, bu ülkenin neden bu kadar karmaşa içinde olduğu, neden insanlarımızın birbirlerini tırmıkladığı, neden her türlü olanağa sahip olmasına rağmen, geri kalmışlıktan ve yoksulluktan kurtulamadığı daha iyi anlaşılıyor.
Geliniz, Erol Karaer"in sütunundan alıntılar yaparak, üstüne Sayın siyasilerimizin incilerinden biraz da biz katalım ve arkasından birlikte düşünelim, birlikte gülelim (gülebilirsek), birlikte kahırlanalım ve birlikte çözüm arayalım.
Siyasi dâhilerimiz bakınız neler yumurtlamışlar.
Süleyman Demirel:
Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz!
Benzin vardı da biz mi içtik?
Yollar yürümekle aşınmaz!
Demokrasilerde çare tükenmez!
GAP"ı gaptırmam!
70 sente muhtacız!
Dün dündür, bugün bugündür!
Turgut Özal:
Anayasayı bir kere delsek bir şey olmaz!
Yengemin şeyi olsa eniştem olur!
Siz bunu küçük Turgut"a anlatın!
Kıç üstü oturdular!
Tansu Çiller:
Samsun"u il yapalım mı?
Bu bacınız Trabzon"u Akdeniz"in incisi yapacak!
Cenabı Allah"ı size havale ediyorum!
Mesut Yılmaz iktidarsızdır!
Şerefsiz onbaşı! (Mesut Yılmaz"a)
Kurşun atan da, kurşun yiyen de bizim için makbuldür!
R.Tayyip Erdoğan:
Ananı da al git lan!
Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!
Ekonomik kriz bizi teğet geçti!
Bizi Tekel işçileri iktidar yapmadı!
Tüyü bitmemiş yetim hakkını yedirtmeyiz!
Üç keçiyi güdemezler!
Seksen senede yapılanlardan fazla iş yaptık! Benim halkım, benim Hükümetim, benim Bakanım, benim Milletvekilim, benim Valim, benim bürokratım, benim, benim, benim!
Zannedersem uzun söze gerek yok. Perişanlığımızın belgesi bizi yönetenlerin ipe sapa gelmez, insanların beynini yok sayan incilerinde gizli!...
Geride söylenecek bir tek şey kalıyor; bu saçmalıklar, bu anlamsız ifadeler siyasi lâf olarak ancak bizim gibi geri kalmış, güce tapan, feodal anlayışları hâlâ kıramamış toplumların yöneticileri tarafından kullanılabilir. Bilirler ki; taraftarları bu anlamsız ve bizzat toplumun kendisine hakaret içeren ifadeler, onları iktidara taşıyan düşünmeden oy kullanan yığınların hoşuna gidecek. Bilirler ki; toplum vicdanında yargılanmayacaklar. Bilirler ki; onların oy depoları, sonu nereye varacağını, kendilerine atılan ve atılacak kazıkları düşünmeden destek ve alkışlarını esirgemeyecekler. Şu andaki Başbakan R.T.Erdoğan"a göre, geçmiş hükümetlerin hiç birisi bu ülkede taşı taş üstüne koymamışlar. Atatürk bir şey yapmamış! İnönü bir şey yapmamış! Menderes, Bayar bir şey yapmamış! Ecevit bir şey yapmamış! Bu ülkeyi seksen sene yönetenlerin hiçbir şey yapmadıklarını kısmen kabul edebiliriz. Ama ülkenin temeline dinamit koymadıklarını da biliyoruz. Kabul edemediğimiz ise; hâlâ bu ülke insanının ciddiye alınmayışı ve aptal yerine konulmasıdır!...
Çuvaldızı başkalarına batırırken, iğneyi de kendimize batıralım. Bu saçmalıkların nedenini biraz da kendimizde arayalım. Bu siyasi abuk sabuk anlayışları, abuk sabuk oyları ile Devlet yönetimine taşıyan, yanlışlara dur demesini beceremeyen bizlerin, sırtımıza binmelerini, yoksulluğu ve sürünerek, sürtülerek yaşamaya davetiye çıkardığımızı unutmayalım. "Böyle yönetim olur mu?" "böyle Demokrasi olur mu?" diye sormayın; olur, olur! Biz yurttaşlık haklarımızı başkalarına devredersek, sürekli birilerinden himmet dilenirsek daha beteri de olur!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.