Atilla Albay

Atilla Albay

Devlet Bahçeli'ye, "Atilla Albay'ı milletvekili yapın, çok yiğit ve onurlu bir subaydır ve mhp eğilimli görünüyor; ancak, Silivri'de bizlerin arasında çok kalırsa kaybedersiniz, zamanla solcu olur" diyordum. Zamanında Devlet Bahçeli'yi ikna edemedim ve d

 

Atilla Albay/Yalçın Küçük

 


Şimdi geçmişe dönüp baktığımızda, Devlet Bahçeli'nin başına gelecekleri önceden tahmin ettiğini çıkarabiliyoruz. Sincan yargıcı ve pek popüler Osman Kaçmaz'ın adaylık başvurusunu reddetmeden geri aldırmasını, Tayyip Bey'den gelecek ağır tepkilere, tedbirlere bağlamak durumundayız. Bahçeli akepe tarafından, mhp'yi barajın altına itmek için çok şiddetli bir taarruz bekliyordu. Referandumun bittiği gün itibarıyla, 13 Eylül sabahı, cehepe de bu kirli kampanyaya katılmıştı; "Silivri'den Meclis'e" programına pek büyük bir ciddiyetle yaklaşan Bahçeli'nin, pek uygun Atilla Uğur Albay'a kapı açmamasının kaynağında herhalde bu var. Ne yazık, Bahçeli'nin dikkati yeterli olmadı, bel edebiyatı ile çamura batırılmış bir taarruz ile karşı karşıya kalmıştır, hep birlikte utanıyoruz. Utanıyorum.

Kabul etmek gerek, Devlet Bey, Engin Paşa'nın adaylığını erkenden kabul ve açıklamakla "Silivri'den Meclis'e" programının kapısını açmış oldu, teşekkür borçluyuz.
Korgeneral Engin Alan, çok gözde bir Silahlı Kuvvetler mensubu olmasının yanında, Öcalan'ı ülkeye getiren ekibin başı idi. Atilla Albay da İmralı'da Öcalan'ı sorgulamıştı; çok deneyimli ve çok bilgili bir subaydır.
Türk Devleti bu önemli işi, Öcalan'ı sorgulamayı, bu genç ve yakışıklı subaya vermişti.
Pkk savaşında temayüz etti; yıllardır Silivri'de tutulmasının nedeni, bu önemli görevlerin şimdiki rejim tarafından günah sayılmasıdır. Demek, gerçekten rejim değişikliğindeyiz.

Bu belki de benim en kolay yazdığım ve en çok yazmak istediğim yazılardan birisidir. Televizyonlarda Devlet Bahçeli'ye, "Atilla Albay'ı milletvekili yapın, çok yiğit ve onurlu bir subaydır ve mhp eğilimli görünüyor; ancak, Silivri'de bizlerin arasında çok kalırsa kaybedersiniz, zamanla solcu olur" diyordum. Zamanında Devlet Bahçeli'yi ikna edemedim ve doğru çıktım, şimdi Antalya'dan Cumhuriyet adayıdır. Meclis'e gidecek adamdır.

Rejim değişmiştir

Ben bu hikayeyi çok severim, Kürt'ün birisini 70 yaşlarında yakalamışlar, evinde harita çıkmış, Türkiye iki parçalı; yargıçlar bırakmak istiyorlar, bir söz alıp bırakacaklar; "Bölmüşün" demişler ve Kürt "Türkiye hıyar mı ki ikiye bölünsün?" demiş, bırakmışlar. Bir daha gelmiş, bu kez harita Antalya'ya kadar uzanıyor. Kürt de güveniyor; sormuşlar, "Antalya nasıl Kürtlerin olur?" demişler. Ne cevap verecek; Kürt, "Hakim beg" demiş, "Kürtlerin narenciye bahçesi olmayacak mı?", cevabı budur. Hapse girdiği, hikayenin devamında var.
İşte Pkk'nın narenciye bahçesi Antalya'da büyük eylemler yaptığı ve turizmi sarstığı 1997 tarihindeki bu Pkk savaşında, Türk birliklerinin komutanlığını da Atilla Albay yapmıştı. Pkk hurucunu 6 ayda etkisiz hale getirdiğini artık hepimiz biliyoruz.
Bu bir devlet görevidir, hep böyle bakıyordum, İlhan Cihaner davasını izlemek üzere Yargıtay'a gittiğimde de mahkeme salonunun kapısında çok büyük bir kalabalık vardı. Sonra bunlardan birisini tanıştırdılar, birbirimize sarıldık, sanki birbirini özlemiş iki can dost idik, ben öyle hissediyordum. Turgut Okyay da öyle görünüyordu; Abdullah Öcalan ve benim yargıcımdır. Çok sevinmiştim, beni bir günde "Kürtçülük" suçundan 5'er yıldan 15 yıla mahkum etmişti. Başka mahkumiyetlerim de var. Bir devlet görevi yapıyordu ve ben de kendi akıl ve kalbimin bana yüklediği görevi yapıyordum. Burada Atilla Albay'ı aynı görev anlayışı içinde görüyorum, hapishanelerden hiç yılmayan bir hali var. Habur Kapısı'nın açıldığı, Pkk üyesi Kürtlerin kapıdan tahliyelerine karar verildiği gün, Silivri'de, "Beni öyle tahliye etmeyin" diye bağırıyordu. Çok etkilendiğimi hiç saklamıyorum. Yüksek onurludur.
Hikmet Çetin Dışişleri Bakanı idi, bir cenazede birlikte olduk, Cenk Duatepe de vardı, Öcalan Şam'dan çıkarıldığı zaman Şam Büyükelçisi idi. Uzun yıllar Kürt meselesinde Türk Devleti'nin en yüksek memuru olmuştu ve Hikmet bağırıyordu, "Bunlar iki bacanak, birisi bir tarafa diğeri öbür tarafa çekiyor" diyordu. Ben hep aynı tarafımdayım. Ancak Cenk'in, Şam'dan Apo'yu çıkarmaya çalışırken yanından olan Levent Göktaş Albay da buradadır. Cenk'ten, Safiye Tezel'den sık sık Şam'a giden Temren'den, hep Levent Albay'ın kahramanlığını dinlemiştim. Şimdi tutsak Levent Albay'ın çok büyük bur günahı var, Pkk'ye karşı kahramanca savaşmıştır. Demek ki iyi ki buradayım, hepsi Türkiye Cumhuriyeti'nin en parlak, en yüksek kahramanlarıdır; demek ki ben doğru söylüyorum, rejim değişmiştir. Hiç kuşku yok, eğer devletten atılmış Savcı Ferhat Sarıkaya tekrar savcı alabiliyorsa, Sarıkaya değil devlet değişmiştir. Hepsi bu kadar ve geçerken haber veriyorum, yeni bir yol var, bir daha değişmek zorundadır.
Hizbullah Savaşı'nda da büyük fedakârlıklar yapmış, yüksek lisans sahibi Atilla Albay şimdi çok daha bilgili ve kararlıdır, Antalya'dan Cumhuriyet için bağımsız adaydır. Her partiden oy istiyor ve en çok cehepe'den talebi var; ve ben ekliyorum, Kemal Kılıçdaroğlu partisinin seçilebilir yerlerini akepeliler ile, eski apeliler ile, Cumhuriyet düşmanları ile doldurmuştur. Öyleyse Kılıçdaroğlu'nun yaptığı listeye oy vermek, Cumhuriyet'e karşı mevzi tutmaktır.
Hepsi bu kadar ve geçerken haber veriyorum, yeni bir yel var; devlet bir daha değişmek zorundadır.
Devamı var, sadece bir seçim çıkışı ve yürüyüşü değil, bu bir haberdir. Doğa ve toplum boşluk kabul etmiyor, hem Cumhuriyet ve hem de halk savunmasız ve partisiz kalmayacaktır, haber veriyorlar

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.