BENİM GÖZÜMDE Kİ M.H.P

BENİM GÖZÜMDE Kİ M.H.P

Bir gün sohbetteyiz yine. Orduya Başbuğ gelecek dediler. Millet sinemasında saat 6 da konuşacak. Allah llah, kim bu albay? Albay denince aklıma asker geliyor ya da heybetli bir insan. Sinemada kimler yok ki, rahmetli Haki Yener ki, onunla da yer davamız v

BENİM GÖZÜMDE Kİ M.H.P

Yıl 1968 yada 69,tam hatırlamıyorum. O zamanlar kendisine hem insan olarak hem de düşünce olarak hayran olduğum, bugünde çok sevdiğim Cemal yöntem le,ortamlarda gezer ve onunda içinde olduğu genç Ecevitci ler veya sosyal demokratların fikir konuşmalarına ortak olur ve onların sözlerini Türkiye nin geleceği açısından önemli bulurdum. Kimler yoktu ki; İsim vermek istemiyorum ama sayın Ertugrul Günay da o zamanlar Ankara da ve oda bizim için lider durumun da değerli bir ağbi idi.

Ben biraz daha dindar bir çevre içinde gezdiğim için, ara sıra namaz kılar, orucumu tutardım.

Ramazanlar da bu sol düşünce içinde yanlarında olduğum ağabeylerimin oruç tutmamaları ve yiyip içmeleri de beni çok üzerdi. Çünkü onlar benim gözümde değerli insanlardı. Zamanla sogumaya başladım. Dine karşı fazla uzak olduklarından belki ya da o zamanlar ben öyle gördüğüm için, bilemiyorum.

Bir gün sohbetteyiz yine. Orduya Başbuğ gelecek dediler. Millet sinemasında saat 6 da konuşacak. Allah llah, kim bu albay? Albay denince aklıma asker geliyor ya da heybetli bir insan.

Sinemada kimler yok ki, rahmetli Haki Yener ki, onunla da yer davamız var Tezili köyün de. Sonradan tanışcağım, Ahmet doğruyol, Haşim Yüce, İbrahim Magden ağbiler ile Samsun, Trabzon, Giresun, Rize, Tokat gibi illerden gelen yüz , iki yüz insan da o gün sinemada.

Sol görüşlü arkadaşlarda onlara bu konuşmayı sinemada o gün yaptırmayacaklar. Meraklıyım ya, birzda delişmen bi gencim. Bende gittim. İlk kez ğördüğüm , bıyıklı ve siyah takımlı gençlerin yanyana dizilmiş ve aralarından insanların sinemaya girişlerini. Heyecanlandım. Aslan gibi ve boylu poslu gençler. Ankarada gelmişler.

Konuşmalarına müdahale edecek olan o sol görüşlü ağbiler, gençleri görünce bir anda kayboldular. Dağılıp gittiler. Bende tanınan bir ailenin oğluyum. Ve Cemal ağbi ile dolaşıyorum . Şevket Köksal gibi değerli bir senetörün de yeğeniyim. C.H.P li bir amcanın yeğeniyim. Adının Cemil karademir oldugunu sonradan öğrendiğim ve yıllarca kardeşten öte etle tırnak oldugum insanın bana; ”buraya giremezsin, terk et, ” sözüne rağmen gidip te sinemada en öne oturmam, onların gelip kaldırma isteklerine Ahmet Doğruyolun müdahalesi ve rahmetli başbuğu o muhteşem, içimi titreten ve beni ağlatan türk illeri konuşması ile kıbrıs konuşmaları nın sonunda tanıma fırsatı bulma, ona tabiri caizse aşık olmam , konferans bitince yüzlerce insanla bende sinema çıkışı doğru Haki yenerin fiangördeki evine kadar gitmem, sonrada bu fikrin içinde dostlarla olmam.

1970-2010, 40 yıl oldu ve ben bir çok şeyi onların sayesinde kazandım, okumam da , eğitim alanın da, insanları tanımam da, solcusu, sağcısı, alevisi, kürdü ile arkadaş , dost olmam da ve ülkü pınrından maneviyat suyunu içmem de bana vesile olan o günü ve tanışdığım Cemil ağbinin bana yaptığı ağbiliği kim bana unutturabilir ki?

Sonra İbrahim agbinin yenimalledeki o muhteşem atölyesini, Haşim amcayı, Ahmet doğruyol üstadım la bir çok macerayı yaşamamı, ülküocağın da bir çok şeyi öğrenmiş ve el ele çıkıp ta bu türk milletine hizmeti borç bilen bir genç olarak bu güne kadar manevi ve ahlaki ir şekilde hizmet eden bir insan olarak, rahmetli başbuğun millet sinemasına gelmesini ve benimde onunla ve fikirleri ile tam 40 yıldır onurla yaşamamı, Salih kalyoncu, Hüseyin Ömür, Cemil Karademir, ufuk gençyürek ve Hüsnü yücel'le rahmetli Cengiz özer'le ve büyük M.H.P ailesi ile, sonra da geçen yıllarda aldığım terbiyeyi iki üç tane sabık insanın ya da mafya özentisi bir kaç tane geri zekalının lekelemesine kimse müsaade etmez.

Sonra Ankara da bizleri temsil eden bütün vekillerimiz de, hataları olsa da, illerine olan ilgilerin den ve fikir düşüncelerin den taviz vermeden Ordu ya hizmet noktasında konumları gereği hizmette kusur etmemişlerdir. Hataları kişisel boyutta olsa da , işlerini hep iyi yapmışlardır. Benim 1960 daki adım attıgım M.H.P bu günde aynı. Biraz daha gelişerek ve insanlara ; “dili, dini, mezhebi, rengi ne olursa olsun, daha fazla yaklaşarak. Türk milletine her daim hizmetkarlığını yaparak, milli duyğularını da en üstte tutarak.

 Yani “ne mutlu türküm diyerek”. Bundan öte ne olabilir ki?

 Her zaman şuna inanmışım dır. Herkes inandığı fikri kalp kırmadan ve bildikleri noktadan savunmak ve anlatmak ta hür olmalıdır. Bu devletin üniter yapısına ve Anayasasına zarar vermeden.

Benim gözümdeki M.H.P yi tarif edebilmem saatleri alırda, inşaallah M.H.P , bir kırk yıl daha gözümüz de hiç bozulmadan ve başbuğuna layık adımlarını her daim atmaya devam eder.

Her yerde çürükler olur. Kimin partisinde kimler yokki…?

 Biz ne kardeşleri kaybettik. Ne ugruna, kimlerin kurşunları ile.

Herkes dönüp , son kırk yılda öldürülen onbinlerce vatan evladına baksın. Bunların kimi sagcı kimi solcu olsa da hepsi de Türk milleinin değerli evlatları idi. Niye öldürdüler, niye hala bugünde öldürmeye devam ediyorlar?

Bizim bizden başka dostumuz yok.

İnanın ki yok.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum