BEYLER DAHA DİKKATLİ OLMALIYIZ.

Biz Orduluyuz. Hepimiz bir yöresinden gelmiş ve merkez de hayatın içinde mücadele vermenin derdindeyiz.Hepimiz ayrı kültürden yada başka dillerden konuşanlar değiliz. Sonra ortak paydamız,Ordu ise onu emanet ettiğimiz vekil yada bürokratlara daha dikkatli söz etmek durumundayız.

Bunlardan iki,üç tanesi devamlı içimizde olan ve bizleri Ankarada karşılayıp tek tek dertlerimizle ilgilenebilen bizden biri. Benim Eyüp Fatsa, Ayhan Yılmaz, Hamarat la fazla bir samimiyetim yok. Tanımam, ama onlar için asla kötü sözde etmem. Onlar Ordunun vekilleri, bizler gibi, Ordulu..

Ama sayın Rıdvan , sayın Enver, sayın Hilmi, sayın Ertugrul beyler, dün de içimiz de, yanımız da beraber olduğumuz, bugünde aynı şekilde olduğumuz iki dost.

Onlar bir vekilden çok , siyasi düşünceleri doğrultuların da Ordu ya hizmet için çalışan bizim hemşehrileri miz .

Herkesin fikri ve partisi,düşünce yelpazesi ayrı olabilir, ama dostluk ve samimiyet yeterki yok olmasın.

Bazen bakıyorum,ya şu vekile ya bu vekile insafsızca saldırıyoruz,onu her yerde yalan yanlış yada doğru ölümüne eleştiriyoruz.Arkadaşlar bunlar bizim insanımız.

Kimse İline yapılacak olan hayırlı bir işi yapmama adına olmaz. Olsa olsa gücü oranında yapamayabilir noktasında kalmış olur. Çünkü vekillerden çok Liderler hakimiyeti olan bir Meclisin çatısı altında onlar.

Arkadaşlar, Enver ya da Rıdvan, merkezi sırtında taşımaya çalışan iki insan, zaman zaman Bakan beyler de, bu sıcak ortamı bizlerle paylaşsalar da, biz bakanlardan çok Rıdvan ve Enver vekiller le beraberiz.

 Onlar Ordu ile iç içeler. Bu doğru.

Bence Enver, Rıdvan, Hilmi, Eyüp diye ağzımızdan çıkan sözlerin neyi ne kadar yaralayacağını yada met etme notasında kalacağına dikkat etmemiz lazım. Onlar bizim vekilimiz. Ordulu. Bizler de Orduluyuz, unutmayın. Söylediğiniz her söz size dönüyor. Çünkü hepsini biz seçtik, yolladık. Orda tenkit ettiğimiz ya da kötü söz söylediğimiz insanlar da biziz,  bari kendimize haksızlık etmeyelim ,  değilmi beyler…?