Birol Ertan :KKTC SİYASETİ TÜKENMİŞTİR
Bu yazıyı yayımlayabilecek KKTC sınırlarında basılan bir gazete bulabileceğimden emin değilim. İnternet sitelerinde yayımlanıp yayımlanmayacağı konusunda da söz veremem. Ancak, her şeye rağmen, hayal kırıklığımızı ifade etmek için bu yazıyı kaleme almak i
KKTC SİYASETİ TÜKENMİŞTİR
Doç. Dr. Birol Ertan
Bu yazıyı yayımlayabilecek KKTC sınırlarında basılan bir gazete bulabileceğimden emin değilim. İnternet sitelerinde yayımlanıp yayımlanmayacağı konusunda da söz veremem. Ancak, her şeye rağmen, hayal kırıklığımızı ifade etmek için bu yazıyı kaleme almak ihtiyacı duydum.
Hepimizin yürekten desteği ve özellikle milli güçlerin oylarıyla Cumhurbaşkanı koltuğuna oturan Dr. Derviş Eroğlu, bugüne kadar tutarlı bir politika izleyeceği izlenimi vermişti. UBP’de yeni bir yönetim, partide parçalanma yaşanmaksızın işbaşına geldi. Bu süreçte DP ile işbirliğinin sürmesi, milli çıkarlar ve milli güçler açısından büyük kazançlar getirdi. Bu noktada, KKTC yönetimini temsil edenlere yönelik bir eleştirimiz olamazdı.
Umut ve güvenle geleceğe bakabileceğimiz zannederken, Cumhurbaşkanı Eroğlu tarafından müzakere heyetinin açıklanması ile bir anda hayal kırıklığına uğradık. Bu hayal kırıklığımızı dile getirmezsem, her şeyden önce kendime ve inandığım düşüncelere ihanet etmiş olacağım. Her konuda gerçekleri dile getirmeye çalışan birisi olarak, hepimizi dumura uğratan bu önemli gelişme karşısında susmak, asla yapabileceğimiz, sindirebileceğimiz bir tavır olamazdı. Bu noktadan sonra, Cumhurbaşkanlığı müzakere heyetiyle ilgili her türlü desteğimizi sorgulamak, hayal kırıklığına uğradığımızı açık biçimde ifade etmek, geleceğe yönelik umutlarımızın yok olmaya başladığını açık yüreklilikle belirtmek istiyorum.
Her ne nedenle olursa olsun, milli duyarlılıklar taşıyanların asla kabul edemeyeceği bir müzakere heyeti tablosuyla karşı karşıyayız. Müzakere heyetinde kişisel olarak çok güvendiğim, kefil olabileceğim, orada bulunmasından memnuniyet duyduğumuz çok sayıda isim vardır. Ne var ki, seçilen bir iki isim hakkında aynı şeyleri söylemek şöyle dursun, siyasete ve devleti yönetenlere olan güvenimi yitirdiğimi ifade etmek durumundayım.
Müzakere heyeti, bir koalisyon oluşturma mantığıyla oluşturulmuştur. Özellikle iki isim, KKTC adına mı heyete dahil edilmiş, yoksa başka amaçlarla mı orada bulunacaktır anlaşılmamaktadır. UBP ve Cumhurbaşkanı Eroğlu politikalarına asla ve hiçbir koşulda destek vermemiş ve vermeyecek iki ismin heyette yer almasının mantığını anlamak mümkün değildir. Bunu, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun kendisini seçenlere açıklaması çok zor olacaktır. Bu noktada susmak, yanlışa ortak olmak demektir.
Susarak, görmezden gelerek, parmağımızın arkasına saklanarak yazmayı hiç beceremedim. Eleştirilecek konularda çıkıp doğrudan eleştirilerimi yapamazsam, bu köşede okuyucuların karşısına çıkmanın hiçbir anlamı yoktur.
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun iyi bir başlangıç yaptığı, Doç. Dr. Kudret Özersay ile başladığı müzakere heyeti oluşturma çabaları, açıklanan yeni isimlerle çok sayıda dostumda ve seçimlerde UBP adayı Eroğlu’nu destekleyen geniş bir kesimde hayal kırıklığı yarattı. Heyete dâhil edilen iki kişi, heyette bulunan çok değerli diğer isimlerin bulunmasını da anlamsızlaştırmıştır.
Seçimler öncesi ve sonrasında UBP adayı Cumhurbaşkanı Derviş
Eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat döneminde bile cesaret edilip müzakere heyetine dahil edilemeyen “milli hassasiyetlerden tamamen uzak” iki isim, KKTC müzakere heyetine olan inancımızı tüketmiştir. Bu gerçeği değerli okurlara iletmek, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da parmağımızın ardına saklanmamak, susmamak, sinmemek, korkmamak, Kral Çıplak demeyi sürdürmek sorumluluğumuz vardır.
Seçimler öncesinde verilen sözlerin ayaklar altında paspas gibi ezildiği bugünlerde kırılan kalplerin ve düş kırıklıklarının geri döndürülmesi asla söz konusu olamaz. Ancak önemli olan, bizim düşüncelerimiz ve duygularımızdan çok, KKTC’yi temsil eden iki kişinin, asla KKTC’ye inanmayan ve onun varlığını ortadan kaldırmaya çalışan isimler olmasıdır. Bu yanlışı yapanlar, kim olursa olsunlar, bunun sorumluluğu almışlardır.
Eğer bu yazıyı okuyorsanız, KKTC’de gidilen yolun yanlış olduğuna ilişkin düşüncemizi bir yerlere not ediniz. Tehlikeli bir yola girilmiştir ve bunun sorumluluğu, bu konuda bu uyarı yazısını yazan bizlere ait olmayacaktır.
Bu yazıyı yazdığımda içinde bulunduğum ruh hali, KKTC’de siyasetin artık tükenmiş olduğu düşüncesiyle girilmiş olan bir hayal kırıklığından başka bir şey değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.