Birol ERTAN:Rusya Açılımı
Bugüne kadar ambargo ve izolasyonlar altında dünyadan soyutlanan KKTC, özellikle Cumhurbaşkanlığına Dr. Derviş Eroğlunun seçilmesiyle yeni bir döneme başlamış görünüyor. KKTCnin ekonomik, kültürel ve sportif anlamda yeni açılımlar ve atılımlar ile dünya
KKTC’nin Rusya Açılımı
Doç. Dr. Birol Ertan Siyaset Bilimci
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde önümüzdeki dönemde yeni ve ilginç gelişmeler yaşanması, hiçbirimiz için sürpriz olmasın. Bugüne kadar ambargo ve izolasyonlar altında dünyadan soyutlanan KKTC, özellikle Cumhurbaşkanlığına Dr. Derviş Eroğlu’nun seçilmesiyle yeni bir döneme başlamış görünüyor. KKTC’nin ekonomik, kültürel ve sportif anlamda yeni açılımlar ve atılımlar ile dünyadan izolasyonun kırılması için yeni şanslar elde edilebilir. Bu konuda yeni hükümet ve Cumhurbaşkanlığı’ndan daha etkin olmasını bekliyoruz.
Batı ülkeleri ve özellikle Avrupa Birliği, KKTC’ye uyguladığı insanlık dışı izolasyon ve ambargolar ile Kıbrıs Türklerinin güvenini büyük ölçüde kaybetmeye başlamıştı. Bu güven kaybına, Annan Planı referandumu öncesinde B yetkililerince verilen sözlerin tutulmaması da eklenince, AB’ye yönelik tepki, AB dışı seçeneklerin de araştırılması ve sorgulanmasına kaynaklık etmeye başladı. Bu süreçte en önemli açılımlardan birisi, Suriye ile feribot seferlerinin başlatılması oldu. Bu makalede, yeni bir açılımın ipuçlarını vermek istiyorum : KKTC’nin Rusya Açılımı.
KKTC’yi yurt dışında tanıtmak konusunda geçmiş CTP-BG hükümetleri döneminde hemen hiçbir ciddi çaba harcanmadı. Türkiye’nin desteği ile CTP-ÖRP koalisyon hükümeti döneminde Dışişleri Bakanı olan Turgay Avcı’nın girişimleriyle 6 yeni ülkede temsilcilikler açıldı. KKTC eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, kendi ülkesinin yeni açılan temsilciliklerinin hiçbirisinin açılışına bile katılmadı. Devletin zirvesinin desteğinden yoksun olunca, Dışişleri eski Bakanı Turgay Avcı’nın çabaları da bir işe yaramadı.
Son seçimlerde UBP’nin tek başına iktidara gelmesiyle KKTC’nin tanıtılması konusunda yeniden umutlandık. Ne var ki, 50 milletvekilliği bulunan KKTC parlamentosunda 26 milletvekilliğiyle pamuk ipliğine bağlı bir üstünlük sağlayan UBP hükümeti, milletvekili de olan Dışişleri Bakanı’nın yurt dışı temaslarını yapması halinde meclisi toplayamama riskiyle karşı karşıya olduğu için yurt dışı temasları rafa kaldırdı. Türkiye hükümetinin de bu konuda UBP hükümetine destek vermemesi, KKTC’nin tanıtılması faaliyetlerine verilen aranın uzun süreli olmasını sağladı.
KKTC’de bugün bir azınlık hükümeti söz konusu. UBP, 24 milletvekili ile dışarıdan destekle güvenoyu aldı. KKTC Dışişleri Bakanlığı, yurt dışı temaslarında bulunamadığı gibi, var olan 12 değişik ülkedeki Temsilciliğin ziyareti bile söz konusu olamadı. Bu süreçte KKTC, kendisini dünyadan izole edilmeye razı bir görünüm sergiliyor.
KKTC’de ülkenin tanıtılması konusunda çalışmaları özel sektör kuruluşları ve gönüllülerin yapması ise karamsar tabloda bizleri sevindiren diğer bir gelişmedir. Yurt dışında yaşayan KKTC vatandaşları, KKTC’nin tanıtılması idealinin gönüllü elçileri olmayı sürdürüyorlar.
KKTC’deki bir emlak şirketi, kendi çabalarıyla Rusya ve Ukrayna’da değişik emlak fuarlarına katıldı ve İngilizlerin çekilmeye başladığı emlak sektöründe Rusya ve çevresine yönelik yeni bir pazar açtı. Bu firma, Ruslara ve komşu ülkelerine KKTC’de çok sayıda emlak satışı gerçekleştirdi. Bu yeni pazar, ciddi bir krizde bulunan KKTC emlak sektörü açısından bir can suyu işlevi göreceğe benziyor.
Rusların Türkiye’nin güney kıyılarına yoğun ilgisi, Rusya ve çevre ülkelerin KKTC turizmi için yeni ve güçlü bir Pazar olması anlamına geliyor. Rusya Federasyonu’nın Güney Kıbrıs ile ilişkileri de bu konuda ipuçları veriyor.
Kıbrıs adasına Rus ilgisi yeni değil. Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde yaklaşık 50 bin Rus kıyı bankacılığı (offshore) şirketi bulunuyor ve bunların ödedikleri toplam vergiler, Güney Kıbrıs Rum yönetimi milli gelirinin yaklaşık onda birini oluşturuyor (http://www.turksolu.org/84/
KKTC’nin dış dünyaya açılımı konusunda bütün kapıların zorlanması gerekiyor. Bu kapılardan birisi İslam ülkeleriyse, diğeri de Rusya Federasyonu pazarı olabilir. Türkiye’nin güneyine kadar inen Rus turistlerin ve Rus sermayesinin KKTC’ye kadar getirilmesi zor olmasa gerekir.
Son dönemde Türkiye Hükümetinin Rusya Federasyonu ile başta enerji sektörü olmak üzere birçok konuda işbirliği içine girmesi, karşılıklı olarak iki ülke arasında vizelerin 30 güne kadar kaldırılması anlaşmasının yapılması, Türkiye’nin Rusya açılımı olarak değerlendirilmişti. Özellikle Türkiye’nin güney sahillerine Rus turist ve işadamlarının yoğun ilgisi, ekonomik kriz ortamında Türkiye için çok önemli bir avantaj olarak değerlendirilmektedir. Bu konudaki avantajı KKTC’ye yansıtmamak için bir neden yoktur.
Rusya ile turizm sektörü başta olmak üzere kurulacak ekonomik ve turistik ilişkiler, KKTC’nin tanıtılması için de büyük bir olanak yaratabilecektir. KKTC ve Türkiye Hükümetini bu konuda aktif ve ciddi olmaya davet ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.