Birol ERTAN:YORUMSUZ
Yaşananları bütün çıplaklığıyla ortaya koymalıyım. Kimse yazdıklarımın yanlış olduğunu iddia edememeli, ancak yorumu okuyucuya bırakmalıyım. Ve sonra, okuyucunun yorumlarına bakmalıyım. Bu yorumlar, kamuoyunun olaylara bakışını yansıtacağından çok önemli
YORUMSUZ
Doç. Dr. Birol Ertan
Çoktandır düşünüyorum. Zaman olup da bir türlü yazamadığım bir makaleyi detaylandırmaya çalışıyorum. Bugün bilgisayar başına geçtim ve düşündüklerimi yazmaya karar verdim.
Öyle bir yazı kaleme almalıyım ki, içinde yorum olmamalı. Yaşananları bütün çıplaklığıyla ortaya koymalıyım. Kimse yazdıklarımın yanlış olduğunu iddia edememeli, ancak yorumu okuyucuya bırakmalıyım. Ve sonra, okuyucunun yorumlarına bakmalıyım. Bu yorumlar, kamuoyunun olaylara bakışını yansıtacağından çok önemli diye düşünüyorum.
Türkiye’de yaşananları yorumsuz olarak görmeye çalışalım.
-
Hükümet ile yüksek yargı organları arasında ciddi bir polemik ve çatışma yaşanıyor.
-
İktidar partisi ve muhalefet partisi arasında yaşanan sert tartışmalardan halkın büyük kesimi rahatsızlık duyuyor.
-
Ülkenin ekonomik açıdan sürekli ve düşük yoğunluklu bir kriz atmosferinde olduğunu gösteren işaretler çoğalıyor. Çok sayıda işyeri kapanıyor, işsizlik artıyor, ödenmeyen çeklerin sayısı milyonları bulmuş durumda.
-
Medyada bir tekelleşme süreci yaşanıyor ve bu süreç neredeyse son aşamasına ulaşmış durumda. Bazı medya patronları ile hükümet arasındaki çatışmalar, medya patronlarının ekonomik faaliyetlerini etkilemeye başladı. Bazıları medya sektöründen çekildi, bazıları çekilmeye zorlanıyor. Sonradan büyümüş bazı ekonomik güçler, medya alanına girdiler ve bir diyet borcu ödercesine iktidar yanlısı bir yayın anlayışını tetikçilik noktasına kadar abartmış durumdalar.
-
Üniversitelerin muhalif ve bağımsız konumu ortadan kalkmış, kendi içlerine kapanmışlar ve toplumsal-siyasal hayata müdahaleleri asgari seviyeye düşürülmüş durumda.
-
Mecliste siyasi partilerin diyalog halinde bir yasa yapması ya da anayasa değişikliği gerçekleştirmesi hayal gibi. İktidar ve muhalefet arasındaki ipler tamamen kopmuş durumda.
-
Milletvekillerini parti liderleri seçmekte, seçilenler liderlerine itaat etmekte, itaat etmeyenler bir dahaki seçimde aday gösterilmemekte, hiçbir parti içinde demokratik örgüt yapısı bulunmamakta, halkın siyasete ve siyasetçilere olan güveni her geçen gün azalmaktadır.
-
Ülkeyi belirli bir güç dizayn edermişçesine birbiriyle ilişkileri olmayan çok sayıda insan mahkemelerde yargılanmakta, bazıları serbest bırakılmakta, bazıları haklarında iddiaları bilmeden aylarca tutuklu kalmaktadır. Tutukluluk süreleri, alacakları tahmin edilen cezalardan fazla olanlar bulunmaktadır.
-
Ülkede devam eden bir soruşturma sonucu gözaltına alınan, tutuklanan, evleri basılan, bazıları serbest bırakılan bilim adamı, yazar, öğretim üyesi, gazeteci, asker, işadamı ve diğer mesleklerden tanınmış-tanınmamış kişiler hakkında açılan davaların akıbetinin, nedeninin ve iddiaların gerçekliği hakkında toplumun çok büyük çoğunluğu kesin bir bilgiye sahip değildir. Bu konuda taraf olanlar dışında herkesin kafası karışmış durumdadır. Halkın adalete olan güveni sarsılmaktadır. Herkes dinlendiği ve izlendiği kaygısına kapılmış durumda.
-
Muhalefet partisi lideri hakkında alçakça bir tezgâh sonucu hazırlanan medya suikastı sonucu hem muhalefet partileri hem de iktidar partisi zan altında kalmış, halkın siyasetçilere güveni bir kez daha zedelenmiştir. Bu tezgâhı hazırlayanlar, siyasette düzeyli ilişkiler kurulmasına da büyük zarara vermişler, demokrasimiz de büyük yara almıştır.
-
Halkta bir ümitsizlik, yılgınlık ve güvensizlik atmosferi egemendir.
Bütün bu gerçeklerin altını çizerek yorumu siz değerli okuyucularımıza bırakmak istiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.