Camiler ve Din Görevlileri Haftası Kutlu Olsun

Camiler ve Din Görevlileri Haftası Kutlu Olsun

Cami; temizliğin, ibadetin, tarihin, medeniyetin, sanatın, birlikteliğin, paylaşmanın, bütünleşmenin, herkesin eşitliğinin, anlamanın, bilmenin, öğrenme ve öğretmenin kısaca bütün kalıcı güzellik ve iyiliklerin adıdır.

 

Camiler ve Din Görevlileri Haftası Kutlu Olsun

 

TÜRK DİYANET VAKIF SEN ORDU ŞUBE BŞK BEKİR KARAKIŞ Yaptığı açıklamada  "Diyanet İşleri Başkanlığı’nca, 1986 yılından beri “Camiler Haftası” olarak kutlanan ve 2002 yılında Sendikamızca Kurum İdare Kurulunda adının “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olması talebimizin kabul edilerek kutlanan bu hafta hayırlı olsun.

Haftanın iki boyutu bulunmaktadır. Birisi camiler, diğeri din görevlileri.

Cami; temizliğin, ibadetin, tarihin, medeniyetin, sanatın, birlikteliğin, paylaşmanın, bütünleşmenin, herkesin eşitliğinin, anlamanın, bilmenin, öğrenme ve öğretmenin kısaca bütün kalıcı güzellik ve iyiliklerin adıdır.

Yüce Allah (cc) şöyle buyuruyor; “Allah`ın mescitlerini ancak Allah`a ve âhiret gününe îman eden, namaz kılıp zekât veren ve sadece Allah`tan korkan kimselerin imar eder”. (Tevbe, 9/18),

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’de “Mescitler, beldelerin Allah`a en sevimli mekânları (Müslim, Mesâcid, 288) ve Allah`ın evleridir” (Münâvî, II,445) buyurmaktadır.

Ayet ve hadisler ışığında; şanlı ecdadımız da en güzel yerlere yaptıkları camilerle vatan topraklarına ve geleceğe mühürlerini vurmuşlardır. Camiler gelişigüzel değil özellikli olarak yapılmalıdır. Camiler, abdest alma yerinden kütüphaneye, görev yapacak din görevlilerinin mekânlarından oturacakları lojmana kadar önemle inşa edilmelidir. Merdiven altlarında veya binaların izbe yerlerinde mescit yapılmamalıdır. Toplanma ve huzur mekanı olma özelliği unutulmamalıdır.

Haftanın diğer boyutu ise bu güzide mekânlarda insanlarımıza İslam dininin emirlerini, güzelliklerini anlatan ve öğreten cefakâr gönül erleri din görevlileri’dir.

Toplumun önünde olan, öncüsü ve önderi konumundaki din görevlilerinin bu hafta boyunca anılması, anlaşılması ve anlatılması bir kazançtır.

Biz din görevlileri sorumluluklarımızın şuurunda olarak görev yapmamız, herkesin ve her kesimin hocası olma vasfımızın doruğa ulaşmasını sağlamamız gerekmektedir. Bizlere düşen görev din görevliliğinin önce içimizde ve esas itibariyle de çevremizde iyi anlatılabilmesi ve tanıtılabilmesidir.

Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak çalışanların hak ve menfaatinin korunmasının yanında anlatma, tanıtma ve savunma görevlerini de kurulduğu günden itibaren en iyi şekilde yerine getiren bir sendikal anlayışın sahibiyiz.

Bu hafta münasebetiyle çalışanlarımızın problemlerini dile getirmek, sadece dile getirmek değil, çözüme kavuşturmak ta gerekir. Kurum ve hükümet yetkililerinden beklenen de budur.

Bunlardan bazıları;

atama ve nakillerin adil bir sisteme kavuşturulması,

eğitim ve sağlık nedeniyle yer değişikliği taleplerinin öncelikli olarak karşılanması,

sağlıksız şartlarda oturan görevlilere yaşanabilecek bir lojman yapılması,

muhtar ve cami dernek yöneticileri ile ilişkilerin düzenlenmesi,

amir-memur ilişkilerinin çağdaş bir anlayışa kavuşturulması,

köylerde görev yapan görevlilere mahrumiyet tazminatı verilmesi,

KPSS ve yeterlik belgesi olmayanların ve 4/B alımının durdurulması,

okuyan çocukların burs durumu,

haftalık ve yıllık izin durumları,

hac ve umre görevlendirmelerinde adilane bir sistemin yerleştirilmesi,

ek gösterge ve ek ödemelerden bütün çalışanların faydalanması,

en küçük bir hatada veya seni beğenmedim anlayışı ile cezaların verilmemesi,

eğitim seviyesinin yükselmesi amacıyla dört yıllık açıköğretim ilahiyat bölümünün açılması,

gibi daha birçok sayabileceğimiz konuların çözüme kavuşması bu haftanın en önemli konularındandır. Bütün problemler sevgi ve saygıyla, merhamet ve paylaşmayla, dinleme ve anlamayla, güven ve samimiyetle aşılacaktır.

Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak, sadece problemleri söylemeyi değil çözüm önerilerini de sunmayı bir görev biliyoruz. Her ortamda kurum yetkililerine çözüm önerilerimizi iletiyor katkı sağlıyoruz. Yapılan haksız uygulamaları da hukuk yoluyla düzeltilmesi için çalışıyoruz. Çalışanlarımızın itibarı, huzuru, mutluluğu ve çalışma barışının temini önceliğimizdir.

Kim ve nereden gelirse doğrunun yanında, yanlışın da karşısında olmak Sendika olarak görevimizdir. Bunu başarabilmemiz için sizlerin desteklerine ve katkılarına ihtiyacımız vardır.

Çalışma barışının sağlandığı, kimsenin kimseyi referans göstermeden bilgi, becerisi ve kabiliyetiyle hak ettiği yere gelebildiği, düşüncesi ve duygusu sebebiyle öteki olmadığı şartların oluşması dileğiyle,

Camiler ve Din Görevlileri Haftanızı tebrik ediyor, selam ve saygılarımızı arz ederiz" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.