Canan Yücel:Geleceğin geleceği
Kaldırım taşlarımız; Ayda bir sökülür, yenilenir, güzelleşir Bu günlerde yollarımız da kaldırım taşlarına özenmiş olmalı ki değişime hazırlanıyorlar. Önceden yollarda sadece rögar kapaklarını görüyorken şu sıralar tamamını
Geleceğe ümitle bakmak gerektiğini her yerde vurguluyorlar.
Tıpkı güzellikle ilgili anlatılan kavramlarda olduğu gibi. Güzelliği gözlerde mi ayrıntılarda mı aramalıyız? Gözlerde arasak; baktığımız her yer kazılmış!
Annemin tarlaya açtığı patates çukurları gibi. Ayrıntıda aramaya kalkınca da rögarlar çıkıveriyor karşımıza.
Burnumun direğinin sızlamasından söz açmıyorum bile…
GELECEĞİN GELECEĞİNDEN EMİN DEĞİLİM;
OYUMU ŞİMDİYE VERİYORUM!
Güzelliğin gözlerde mi yoksa ayrıntıda mı gizlendiğini düşünürken ayağım takıldı.
Bir an sersemledim.
Bir yığın toprak, taş ve asfalt parçalarıyla karşılaştım.
Aklımda o anda ne güzellik kaldı ne ayrıntı… Uçup gittiler birer birer.
Kaldırım taşlarımız;
Ayda bir sökülür, yenilenir, güzelleşir…
Bu günlerde yollarımız da kaldırım taşlarına özenmiş olmalı ki değişime hazırlanıyorlar. Önceden yollarda sadece rögar kapaklarını görüyorken şu sıralar tamamını görebilmek mümkün.
Hem de en keskin kokusunu içimize çeke çeke hissediyoruz varlıklarını.
Hatta hayatımızın tam ortasına, iki kaldırım arasına ve günümüze damgasını vuruyor.
Nedendir bu kıpırdanış? Yeni günlere uyanış mı? Çevremizdeki gürültü ve kirliliğe karşı uyarış mı?
Cevap veriyorum bu bir rahatlama konusu. Her şey bizim rahatlığımız için. Sözüm ona doğal bir gazı alıp kullanmak için. Evimizde soba yerine kombi kullanacağız. Kestanelerimizi mikrodalga fırınlarda pişirip, kar yağışını çıtırdayan odun sesi eşliğinde değil de yapay ve sessiz bir sıcaklıkta radyatöre yaslanıp izleyeceğiz.
Şimdiden kışa hazırlık boru hatları döşeniyor. Her yer tozla duman içinde.
Gürültüden hiç söz açmıyorum bile.
Bu sistemin günümüzde yaşama geçirileceğinin daha önceden bilindiği gibi alt yapı oluşturulurken (keşke) önlem alınabilseydi! Şimdilerde ayağımız takıla takıla, düşe kalka ilerliyoruz bu devranda.
Annem hep yanımda olsun istiyorum sokakta gezerken. En azından düştüğümde geçti kızım sakin ol diyen biri olurdu ben ağlarken.Canım daha az yanardı. Kokuya ve görüntüye aldırmazdım.
Geleceğe ümitle bakmak gerektiğini her yerde vurguluyorlar.
Tıpkı güzellikle ilgili anlatılan kavramlarda olduğu gibi. Güzelliği gözlerde mi ayrıntılarda mı aramalıyız?
Gözlerde arasak; baktığımız her yer kazılmış! Annemin tarlaya açtığı patates çukurları gibi.
Ayrıntıda aramaya kalkınca da rögarlar çıkıveriyor karşımıza. Burnumun direğinin sızlamasından söz açmıyorum bile…
Hal böyle olunca ne hayal kalıyor gelecek için ne de sersemleye sersemleye yürümekten akıl. Gelecekle ilgili ümitlerimden de birer birer vazgeçiyorum artık.
Kısacası;
Geleceğin geleğinden emin değilim; oyumu şimdiye veriyorum…
CANAN YÜCEL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.