Canan YÜCEL:ORDU VE SİMİTLERİ!
Hamur yapma aşamasını görememiş olsamda diğer kısımları muhteşemdi. Hamur elde şekil veriliyor. Kocaman mermer tezgahların üzerinde onlarca sıfır(simit şekli) gördüm. Sonra buları üst üste koyup kaynayan pekmezin içerisine atıyorlar. O olay zaten bir hari
ORDU VE SİMİTLERİ!
Her sabah kalktığınızda birçok kişinin canı kahvaltı yapmak istemez. Ve yapmazda. Zorlasa da olacak gibi değildir.
Evden çıkılır, otobüse yada dolmuşa binilir –özel aracı olmayanlar için söylüyorum- işyerine giderken yol üzerinde bir simitçiden iki simit alınır. İşyerine gelindiğinde dolapta bulunan peynir ve sallanmak üzere kutusunda duran çaylara el atılır. Bu muhteşem üçlüye hayır diyebilecek bir insan henüz tanımadım.
Daha iyi kahvaltı seçeneği mi var?
Yok tabi ki… Benim için bu üçlü kuru fasulye, pilav, cacık üçlüsünden daha önde gelir. Sağ olsun Ordu’lu simit ustalarımızda bu işi gayet iyi yapıyorlar.
Bu sabah gelirken simitimi fırınından almaya karar verdim ve doğruca simit fırını tarafına rotamı çevirdim. Ve fırından henüz çıkmamış olan simitlerimi beklerken yapılışına şahit oldum.
Çok da güzel oldu bence.
Hamur yapma aşamasını görememiş olsamda diğer kısımları muhteşemdi. Hamur elde şekil veriliyor. Kocaman mermer tezgahların üzerinde onlarca sıfır(simit şekli) gördüm. Sonra buları üst üste koyup kaynayan pekmezin içerisine atıyorlar. O olay zaten bir harika benim için. Oradan çıkarılan nevaleler doğruca susam havuzunun içine atlyıveriyorlar.
Tam da oh serinledim demeye kalmadan susamlanan simitler bilmem kaç derecede yanan fırının içine itekleniveriyorlar.
Aradan kaç dakika geçti bilemiyorum, çünki; ben hala olay anının şoku içeresinde, gözlerim yuvalarından çıkmak istercesine açılmış bir şekilde dehşetle izlerken elime uzatılan iki adet simit beni kendime getirdi.
Bu kokuya bayılıyorum…
Simitlerimle yola çıktık işyerine doğru gelirken aklımdaki diğer üçlüleri hatırlamaya çalıştım.sanırım en çok simitle haşır neşir olduğum için en çok aklımda bu kalmış. Diğerleri birkaç gruptan öteye geçemedi.
Birkaçı;
-Kuru fasulye, pilav,cacık,
-Deniz, kum, güneş,
-Simit, peynir, çay.
Ha birde unutmadan Ordu, sahil ve yürüyüşde var bu grubumun içerisinde. Hatta ve hatta simit, peynir ve çay üçlemesini Ordu, sahilinde yersek üzerine de yürüyüş yapılırsa fevkaladenin fevkinde olur diye düşünüyorum.
Bu tadı keşfedememiş olanlar olabilir. Bence geç kalmadınız. Ordu’da Ordulu ustalarımızın marifetli parmaklarından simit keyfine varmalısınız.
Afiyet olsun…
CANAN YÜCEL
Her sabah kalktığınızda birçok kişinin canı kahvaltı yapmak istemez. Ve yapmazda. Zorlasa da olacak gibi değildir.
Evden çıkılır, otobüse yada dolmuşa binilir –özel aracı olmayanlar için söylüyorum- işyerine giderken yol üzerinde bir simitçiden iki simit alınır. İşyerine gelindiğinde dolapta bulunan peynir ve sallanmak üzere kutusunda duran çaylara el atılır. Bu muhteşem üçlüye hayır diyebilecek bir insan henüz tanımadım.
Daha iyi kahvaltı seçeneği mi var?
Yok tabi ki… Benim için bu üçlü kuru fasulye, pilav, cacık üçlüsünden daha önde gelir. Sağ olsun Ordu’lu simit ustalarımızda bu işi gayet iyi yapıyorlar.
Bu sabah gelirken simitimi fırınından almaya karar verdim ve doğruca simit fırını tarafına rotamı çevirdim. Ve fırından henüz çıkmamış olan simitlerimi beklerken yapılışına şahit oldum.
Çok da güzel oldu bence.
Hamur yapma aşamasını görememiş olsamda diğer kısımları muhteşemdi. Hamur elde şekil veriliyor. Kocaman mermer tezgahların üzerinde onlarca sıfır(simit şekli) gördüm. Sonra buları üst üste koyup kaynayan pekmezin içerisine atıyorlar. O olay zaten bir harika benim için. Oradan çıkarılan nevaleler doğruca susam havuzunun içine atlyıveriyorlar.
Tam da oh serinledim demeye kalmadan susamlanan simitler bilmem kaç derecede yanan fırının içine itekleniveriyorlar.
Aradan kaç dakika geçti bilemiyorum, çünki; ben hala olay anının şoku içeresinde, gözlerim yuvalarından çıkmak istercesine açılmış bir şekilde dehşetle izlerken elime uzatılan iki adet simit beni kendime getirdi.
Bu kokuya bayılıyorum…
Simitlerimle yola çıktık işyerine doğru gelirken aklımdaki diğer üçlüleri hatırlamaya çalıştım.sanırım en çok simitle haşır neşir olduğum için en çok aklımda bu kalmış. Diğerleri birkaç gruptan öteye geçemedi.
Birkaçı;
-Kuru fasulye, pilav,cacık,
-Deniz, kum, güneş,
-Simit, peynir, çay.
Ha birde unutmadan Ordu, sahil ve yürüyüşde var bu grubumun içerisinde. Hatta ve hatta simit, peynir ve çay üçlemesini Ordu, sahilinde yersek üzerine de yürüyüş yapılırsa fevkaladenin fevkinde olur diye düşünüyorum.
Bu tadı keşfedememiş olanlar olabilir. Bence geç kalmadınız. Ordu’da Ordulu ustalarımızın marifetli parmaklarından simit keyfine varmalısınız.
Afiyet olsun…
CANAN YÜCEL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.