Çelenk ; Manipülasyona Dikkat!

Çelenk ; Manipülasyona Dikkat!

ikamızın çalışmaları kamuoyu tarafından takip edilmektedir diyerek konuşmasına şöyle devam etti :“24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaşırken, internet ortamında ve sosyal paylaşım sitelerinde ek ödemelerle ilgili manipülasyon yapılmaktadır. Eğitim, Öğretim

 

Ek Ödemelerle İlgili Manipülasyona Dikkat!
 
 Ordu Eğitim Bir Sen Ordu Şube Başkanı İsmail Çelenk öğretmenlerin Ek ödemelerden dolayı manipülasyon yapılmaktadır eğitim çalışanları bu konuda dikkat etmelidirler konu ile ilgili sendikamızın çalışmaları kamuoyu tarafından takip edilmektedir diyerek konuşmasına şöyle devam etti     :“24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaşırken, internet ortamında ve sosyal paylaşım sitelerinde ek ödemelerle ilgili manipülasyon yapılmaktadır. Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu’nun Yetkili Sendikası olduğumuz için, 666 sayılı KHK hakkında, başta eğitim çalışanları olmak üzere, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiğinden hareketle aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.
 
   666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile “eşit işe eşit ücret” anlayışı çerçevesinde ek ödeme oranlarında düzenleme yapılmıştır. Eşit işe eşit ücret, sendikamızın yüksek sesle dile getirdiği bir talep olmuş ve 2010 Yılı Toplu Görüşmelerine Yetkili Konfederasyon olarak katılan Memur-Sen in baskısı ile Toplu Görüşme Tutanağı’nda imza altına alınmıştır.
 
     Farklı bakanlıklarda eş değer kadrolarda çalışan personelin maaşları arasındaki fark, kamu çalışanlarının en fazla şikâyet ettiği konuların başında gelmekteydi. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı çalışanları bu konunun başlıca mağduru olmuşlardır. Bu mağduriyet, 666 sayılı KHK ile büyük oranda giderilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan yardımcı hizmetli, memur, şef, şube müdürü gibi personelin maaşlarının aynı unvanla diğer bakanlıklarda görev yapan personelin maaşlarıyla eşitlenmesi talebimiz bu KHK ile karşılanmış, talebimiz kazanıma dönüştürülmüştür.
 
    Ancak, KHK’nın taleplerimizin bütününü karşıladığını söylemek ya da eksik hususlar içermediğini ifade etmek mümkün değildir. Hizmet kolumuz sınırlılığında baktığımızda, öğretmenlerin ve öğretim elemanlarının mevcut ek ödeme oranlarında herhangi bir artış yapılmaması kabul edilemez. Artış yapılmamasının gerekçesi olarak ifade edilegelen, “öğretmen ve öğretim elemanlarının muadili bir unvan olmaması” açıklamasını, ek ödemeyle ilgili geçmiş dönem (2010 Toplu Görüşme Mutabakatına Bağlı Olarak Ek Ödemede Yapılan 80 TL’lik Artıştan Öğretmen ve Öğretim Elemanlarının Yararlandırılması) uygulamalarını dikkate alarak doğru ve gerçekçi kabul etmemiz mümkün değildir. Bu anlayışla KHK’nın yayımlanmasını müteakip öğretmen ve öğretim elemanları ile ilgili mağduriyetin giderilmesi ve hatadan dönülmesi için gerekli girişimlere konfederasyonumuzla birlikte başladık.
 
    Bu kapsamda, Maliye Bakanlığı üst düzey bürokratları ile hafta içinde yaptığımız görüşmede konuyu ilgililerin dikkatine sunduk. Sendikamızın ilgili birimlerince hazırlanan karşılaştırmalı maaş tabloları aracılığı ile 666 sayılı KHK’nın öğretmenleri ve öğretim elamanlarını hangi düzeyde mağdur ettiğini ortaya koyduk. Beraberinde bu mağduriyetin giderilmesi için gerekli yasal düzenlemeye ilişkin talep ve önerilerimizi de gerekli mercilere ilettik.
 
     Konunun takipçisi ve çözüme kavuşturucusu olmakta kararlıyız. Bu noktada öncelikle toplu sözleşme masası seçeneğimizin temel bir güç olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. 2009 ve 2010 Toplu görüşmelerinden kaynaklanan yetkilerimizi de dikkate alarak, toplu sözleşme öncesinde de öğretmen ve öğretim elemanlarına mahsus ek ödeme artışı yapacak bir düzenlemenin gerçekleştirilmesi için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bu artışın ek ödeme, özel hizmet tazminatı ya da ek özel hizmet tazminatı oranlarının artırılması seçeneklerinden birisi tercih edilmek suretiyle yapılması konusundaki önerimiz yetkililerce değerlendirilmektedir. Bakanlıkta görev yapan hizmetli, memur, şef ve şube müdürleri için 666 sayılı KHK ile elde ettiğimiz kazanımın bir benzerini öğretmen ve öğretim elemanları için de gerçekleştireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın”.  
 
   Niçin Manipülasyon Yapılıyor ve Amaç Nedir?
 
      Çelenk açıklamasına söyle devam etti:”Biz öğretmen ve öğretim elemanlarının mağduriyetini giderme çabası içerisindeyken, yetkisi ile birlikte kendisini de kaybedenler, mağduriyeti giderecek adımlarımıza destek olmak yerine öğretmenlerin mağduriyetini fırsata dönüştürme girişimleri içerisindedir. Biz kendilerine bir şeyi hatırlatmayı insanlık görevi sayıyoruz. Eğitimciler, mağduriyetlerini kullanan sendikaya değil, mağduriyetlerini sona erdiren sendikaya itibar ediyorlar. 7 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete bu durumu tescilliyor. Unutmuşlarsa, manipülasyonda kullanmakta mahir oldukları internet aracılığı ile Resmi Gazete’nin ilgili sayısına tekrar baksınlar.
 
     Referandumda birçok siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütü  “HAYIR” kampanyasını yürütürken, “EVET” kampanyasını omuzlayarak yüzde 58 ‘evet’e verdiğimiz desteğin sonucu olarak Anayasa’da yer almasını sağladığımız “Toplu Sözleşme Hakkı”nın fiili kullanımını sağlayacak hükümlerin yer aldığı 4688 sayılı Kanun’da değişiklik öngören taslak, Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmıştır. Çok kısa sürede komisyona sevk edilecek ve yasalaşacaktır. Konfederasyonumuz Memur-Sen, aralarında sendikamız Eğitim-Bir-Sen’in de yer aldığı 7 yetkili sendikasıyla toplu sözleşme sürecinin en önemli muhatabı ve tarafıdır. Manipülasyon çabalarının arka planında bu durum yatmaktadır. Sendikamızın idrak ettiği bu gerçek eğitimciler tarafından da bilinmektedir.
 
      Öğretmenler ve öğretim elemanları bilmektedir ki, Eğitim-Bir-Sen, üzüm yemek kastıyla konuyu gündemde tutmaya ve çözüme kavuşturmaya niyetli tek sendikadır. Tıpkı sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi sürecinde ortaya koyduğumuz anlayış ve uyguladığımız stratejiye duyulan güvende olduğu gibi. Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi mücadelemiz, Memur-Sen’in Genel Kurulu’nda Başbakan tarafından verilen sözle kazanımla sonuçlanırken, birileri bu sözden 3 saat sonra yaptıkları eylemi maharet gösterme çabası içerisindeydiler.
 
    Şimdi de benzer bir şey yapıyorlar. Konuyu muhataplarına taşıdığımızın ve önerilerimizin dikkate alındığının haberleri yayınlandıkça rahatsız oldular. Biliyorlar ki, Eğitim-Bir-Sen girişim başlatmış ise çözüm yakındır. Amaçları çözüme katkı sunmak değil, çözümden pay kapmaktır. Bilsinler ki, bu pastadan onlara dilim yoktur.
 
     Yetkilerini kaybedenlerin, Toplu Sözleşme Masası öncesi yapmak istedikleri manipülasyonun, “yetkili sendika sorunu masada çözerse, bizim halimiz nice olur” diye günler öncesinden rol çalma girişimi olduğu herkes tarafından anlaşılmıştır”.
 
                       Eğitim-Bir-Sen Eğitim Çalışanlarının Tek Güvencesidir
 
    Eğitim Bir Sen Şube Başkanı İsmail Çelenk sendikamız eğitim çalışanlarının tek güvencesidir dedi ve şöyle devam etti:”2010 Toplu görüşmelerinde Memur-Sen’in yetkili olarak, en düşük memur maaşına toplamda 235 TL kazanım sağlaması, genelde kamu görevlilerinin, özelde ise eğitim çalışanlarının taleplerini kazanıma dönüştürme adresinin Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olduğunu tescil etmiştir.  2010 yılı Toplu görüşmeleri öncesi, “eğer toplu sözleşme hakkı olmazsa, bir daha yetkili konfederasyon olarak bu masaya oturmayacağız” çıkışıyla “Toplu Sözleşme Hakkı”mızı nasıl aldıysak, öğretmen ve öğretim elamanlarının mağduriyetini giderecek ücret artışını da ilk Toplu Sözleşme masasında alacağımız bilinmelidir.
 
      Biz gücümüzü birbirimizden alıyoruz.Birbirimizden aldığımız güçle toplu sözleşme masasında hakkımızı söke söke alacağız.Sözleşmeli arkadaşlarımızı nasıl kadroya geçirdiysek maaşlarımızı da istenilen seviyeye getireceğiz. (Unutmayın! suyu bulandıranlar,felaket tellallığı yapanlar her zaman olduğu gibi biz yaptık diyerek sadece cazgırlık yapacaklar)" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.