“ÇOK SES TEK YÜREK"

“ÇOK SES TEK YÜREK"

ADIOĞLU Yaptığı açıklamada: Biz sağlık emekçileri olarak vatandaşın sağlık hizmeti alırken katkı payı vermesine karşıyız. Çünkü sağlık hizmeti almak için bu ülkenin vatandaşı olmak yetmeli diye düşünüyoruz. Ancak bu ülkede herkes böyle düşünmüyor. Böyle

 

“ÇOK SES TEK YÜREK"
 
BİZ SAĞLIK ÇALIŞANLARI OLARAK HALKIN SAĞLIK HAKKINI VE TALEPLERİMİZİ DAHA GÜÇLÜ HAYKIRMAK VE ISRARLI TAKİPÇİSİ OLMAK İÇİN BİR ARAYA GELDİK.
 
 SES ORDU ŞUBE BAŞKANI AHMET KADIOĞLU Yaptığı açıklamada:  Biz sağlık emekçileri olarak vatandaşın sağlık hizmeti alırken katkı payı vermesine karşıyız. Çünkü sağlık hizmeti almak için bu ülkenin vatandaşı olmak yetmeli diye düşünüyoruz. Ancak bu ülkede herkes böyle düşünmüyor. Böyle düşünmeyenlerden biri de mevcut Hükümet ve Sağlık Bakanlığı’dır. 
 
Ne diyor bu ülkeyi yönetenler: “Sağlık parasız olmaz, vatandaş sağlık hizmeti almak için her aşamasında para verecek” diyor. “Parası kadar sağlık hizmeti alacak” diyor..  Devlet hastanelerinde muayene olmak için 8 TL muayene katkı parası ödemek zorunda. Fakültelere gitse yine aynı. Özel hastaneye gitse 15 TL. Bu paralar sadece muayene için. Eğer hasta yatarsa, ameliyat olursa gelsin yeni katkı payları. Gelsin cepten tıbbi  malzeme alımları. Özel hastanede yatmak için cebinizde iyi para olacak. Değilse uzak duracak vatandaş. Neden böyle? Çünkü bu sağlık sisteminin kaynağı vatandaşın cebine bağlanmış durumda. 
 
Bu katkı payları ortalama asgari ücretin 2500 TL olduğu Avrupa ülkelerinde alınmıyor. Asgari ücretin 629 TL olduğu, gelir dağılımının bu kadar bozuk olduğu, işsizliğin bu kadar yaygın olduğu, çalışanların yarısından fazlasının asgari ücretle çalıştığı bu ülkede, “haydi vatandaş sağlığın için elini cebine at” deniyor.  Biz sağlık emekçileri olarak Hükümete, sağlıktan sorumlu olanlara sesleniyoruz: 
 
Çekin vatandaşın cebinden elinizi!
 
● SAĞLIK HİZMETİNİ ÜRETEN BİZ SAĞLIK ÇALIŞANLARI “SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI”NIN MAĞDURU OLMAK İSTEMİYORUZ!
 
Sağlık çalışanı olarak bizler, 4/a, 4/b, 4/c, 4924, sözleşmeli, taşeron, vekil vb. statülerde adaletsiz ve güvencesiz ücret ile çalışmak istemiyoruz. Emekliliğe dahi yansımayan, iş barışımızı tehdit eden döner sermaye uygulamasına mahkûm edilmek istemiyoruz.
 
● İŞ GÜVENCESİ İSTİYORUZ!
Bizler;Her gün ülkemizin dört bir yanındaki binlerce sağlık kurumunda; acillerde, polikliniklerde, laboratuarlarda, ameliyathanelerde…
Çocuklarımızı, yaşlılarımızı, düşkünlerimizi, hastalarımızı sağlıklarına kavuşturmak için fedakârca çalışıyoruz
Ne var ki;
Son yıllarda giderek artan bir şekilde şiddete maruz kalıyoruz.
Her gün sağlık emekçileri, darp ediliyor, yaralanıyor, sakat bırakılıyor,
Çünkü sevgisiz, hürmetsiz, değer bilmez yöneticiler tarafından sürekli olarak haksızlığa uğruyor, suçlanıyor, hedef gösteriliyoruz.  
Bizler bir kez daha bu idarecilere sesleniyoruz, sağlık emekçilerin sabırlarını zorlamayanın halkın sağlığını riske atan görevlendirmeler ve uygulamalardan vazgeçin… 
Sağlık kurumlarındaki düzensizliklerin, sağlıktaki kötü yönetimlerin sorumlusu biz değiliz.
Yapılan bütün propagandalara rağmen sağlıkta işlerin düzelmemesinin sorumlusu biz değiliz.
Bir doktorun günde 100–120 hasta bakmasının, hastalarına yeterli süre ayıramamasının, acil servislerdeki izdihamların sorumlusu biz değiliz.
Hastalarımızın ödediği “katılım payları”nın, “ilave ücretlerin sorumlusu biz değiliz.
Sürekli değişen uygulamaların, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödemediği ilaçların sorumlusu biz değiliz.
Parası olmadığı ilacı alamayıp gece acil servislere komaya girmiş halde gelen hastaların sorumlusu biz değiliz.
Sağlıkta dönüşüm programının bir parçası olan aile hekimliği uygulamasından doğacak sonuçların sorumluluğu hekimlerin, sağlık çalışanlarının değildir.
Aile hekimliği uygulamasıyla koruyucu sağlık hizmetlerini ortadan kaldıran, difteri ve kızamığı hortlatan aile hekimleri değildir.
Vatandaşlarımızın sağlık hizmeti alırken yaşadığı mağduriyetlerin sorumlusu biz değiliz.
Siyasetçilere, yöneticilere, kamuoyuna sesleniyoruz:
“Artık yeter!” diyoruz… Yeter artık!
Sağlık hizmetini üreten sağlık çalışanları olarak, fazla iş yükü ile yıpranmak, olması gerekenden uzun saatler çalışmak, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri nedenlerle sağlığımızı ve hayatımızı kaybetmek istemiyoruz.
 
Toplumun hakkaniyet ilkeleri doğrultusunda, ihtiyacı olduğu zamanda ihtiyacı olduğu kadar nitelikli, eşit, ücretsiz, yaygın ve ulaşılabilir sağlık hizmeti almasını istiyoruz.
 
TALEPLERİMİZİ VE SAĞLIKTA YAŞANAN SORUNLARI DAHA YÜKSEK SESLE DUYURMAK İÇİN 
“ÇOK SES TEK YÜREK”, TÜRKÜ SÖYLEREK 13 MART’TA ANKARAYA….  Dedi.
                                                                                                     
                                                                                                                     

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.