Devlet Memuru Köşe yazar mı?

Devlet Memuru Köşe yazar mı?

Yetkili ve ilgililer size sesleniyorum. Basına bilgi vermek, bir haber konusunda bilgi aktarmak ayrı şey, resmen köşe yazmak ve köşe yazarlığı yapmak ayrı bir şeydir. Basına bilgi verebilirmiyim diye izin alıp, gidip köşe yazamazsınız. Ayrıca hangi

Devlet Memuru Köşe yazar mı?

Gazetede, Dergide… Her hangi bir özel basın yayın organında, sürekli olarak yazı yazabilir mi? TV ve Radyo"da program yapabilir mi? Demiş ve bunu ayrıntıları ile ele alarak yazmış, ilgili ve yetkili makamlara bir nevi ihbar telakki edecek olan önemli bir hususu dile getirmiştim.

O yazım belki yaklaşık 254 internet haber sitesinde yer aldı, yayınlandı. Yurdun her yerinde ki haber portallarında yayınlandı. Buna rağmen okumamış, duymamış, görmemişlerdir diye bir kez daha o yazının yer aldığı bir linki vereceğim.

O linkte yazılanları en az 254 sitede yer aldı, bir daha söyleyeceğim ve beyan edeceğim. Ardından da ne yapıldı şu ana kadar diye soracağım? Hiç o yerli olunmadı.

Özellikle Devlet memuru statüsünde olup, çok komik yerlerde değişik unvanlar taşıyanlar Valiyi, Kaymakamı kafaya alarak yazı yazmaya devam ediyorlar. Hem de uzmanlık alanlarının dışında. Hiç ilgi ve alakaları olmayan konuları ele alıp ahkâm kesiyorlar.

Yetkili ve ilgililer size sesleniyorum.
Basına bilgi vermek, bir haber konusunda bilgi aktarmak ayrı şey, resmen köşe yazmak ve köşe yazarlığı yapmak ayrı bir şeydir.

Basına bilgi verebilirmiyim diye izin alıp, gidip köşe yazamazsınız.
Ayrıca hangi ilde ilçede görevli iseniz o hudut içinde aldığınız izin ile bilgi verebilirsiniz.

Uluslar arası, ulusal ve tüm ülkeyi ilgilendiren konularda ahkâm kesme hakkı ve ehliyetini kimse size veremez. Vermemeli. Daha öncede dedim.

O zaman Gazetecilerde gelsin, Valinin, Kaymakamın, Doktorun, Ebenin, Hemşirenin, Sağlık memurunun, Öğretmenin, Hazine avukatının işini yapsın.

Vali yâ da Kaymakam onlar içinde bir onay versin, bir günlüğüne de olsa gidip o resmi işi yapsınlar.

Olmaz değil mi? O nasıl olmaz ise bu da olmaz, olmamalı. Ama oluyor… Ve herkes göz yumuyor. Etik değil, ahlaki değil..

Bir bakıyorsunuz Valilikten Spor, Tiyatro, Halk oyunları, Kültür sanat hususunda onay almışlar, hiç ilgi ve alakaları; uzmanlıkları olmadığı halde bu konularda arada bir ahkâm keserken, sık sık Vali, Kaymakam, üstünde bulunan idareci hakkında yağlı ballı yazılar yazıyorlar.

Niye? Hak etmedikleri makam ve mevkilerde kollansın, korunsunlar diye… Başka izahı var mı? Yok..

Diyorum ya, Eğer Gazetecilik yapacaksa, yâda basın yayın sektörünü seviyorsa, devlete ait bu birimler var, oraya yatay geçiş yapıp orada işine devam etsin.

Niye öyle yapmıyor? Mesela Basın Yayın enformasyon Genel Müdürlüğü bünyesine geçsinler. Mesela Basın müdürlükleri, müşavirliklerine geçsinler.

Niye geçmiyorlar?

 Çünkü oralarda şimdi ellerine geçen parayı zor görürler.

Aynen söylüyorum.

Çoğu kadro ve unvanı elinden gitsin maddi kayba uğrayacağından, ilgisiz alakasız görevlerde bulunanlar tutuyorlar yazı yazıyorlar. Köşe yazısı.. Arkadaşlar büyük düşünür, gazeteci, köşe yazarları oluyorlar… Vay be…

 Şu ucuzluğa bak.

Aldıkları izinde ise parasız gönüllü yapıyoruz menfaat temin etmiyoruz deniliyor. Tamam, da, yazı yazdığın kurumdan para ve maddi bir gelir elde etmene gerek yok. Oranın imkân ve olanakları ile sağa sola yağ çekip, bulunduğun yerde haksız unvan sahibi oluyorsun, kadron başka yerde iken korunup kollanıyorsun, vekâlet ile hiç hak etmediğin görevlere getiriliyorsun.

Bunlar ne? Menfaat değil mi? Çıkar değil mi?

Seni arayan kimse yerinde bulamıyor. Masa ve unvan vermişler ama orada değilsin. Sağda solda fink atıyorsun. Seni kontrol edecek olan AMİR korkuyor, kötü olursam yazarçizer vali ile Bakanlık ile aramı bozar diye. Böyle şey olur mu? Sen valinin yâda kaymakamın yâda müsteşarın neyisin? Bu torpil niye? Bu ülkede senin gibi kaç kişi var?

Buradan sesleniyorum.

Özellikle Mersin, Adana, Hatay, Antalya. Bursa, İzmir Valileri başta olmak üzere tüm ülkemizdeki valilerimize…
Ayrıca Genel müdür, Müsteşar, Bakanlara…
Devlet memuru elbisesi taşıyan kişiler hak etmedikleri unvanları gasp ediyorlar.
Birde kıytırık onaylar alıp, sözde basına bilgi verecekler, arkadaşlar günlük, haftalık, aylık köşe yazısı yazıyorlar. Bu yanlışlığı düzeltecek, ayıbı giderecek makam ve mevki arıyoruz.

Aşağıdaki linkte yer alan yazım tam 22 gün önce yazıldı.
Tınlayan olmadı.

Bende bu arada bu şekilde yazı yazanları takibe alıp, aldıkları valilik ve kaymakamlık olurlarını araştırdım. Gördüm ki, çok büyük rezalet. Orada uzmanlığı konusunda basına bilgi vermek, yöremizde, ilimizde, bölgemizdeki şu çalışma ve faaliyet hakkında köşe yazmak deniyor. Türkiye çapında çıkan bir gazetede, yâda yerel, bölgesel gazetede istediği konuda ahkam kesecektir demiyor. Şunları bir incelmemeye alın ve gereken düzenlemeleri yapın. Ayrıca Bilgi vermek ayrı şey, bir süreli yayın organında köşe yazmak, sürekli yazmak, bir tv ve radyoda program yapmak sürekli yapmak ayrı şeydir.

Tekrar ediyorum.

Başbakan, İçişleri Bakanı başta olmak üzere tüm bakanlara sesleniyorum.
Yine illerde valilere sesleniyorum.
Bu rezaletin önüne geçin.
Evet, o yazımın yer aldığı linki aşağıya veriyorum. TIKLAYIN VE okuyun…
http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=60482
Bu arada yazımın yayınlanmasından sonra HIZLA VE TELAŞLA Valiliklerden yeni olur, yani izin almak için taleplere başlamışlar.
Bu son derece çirkin durumu gündeme bir daha taşıdım.
Bekleyeceğim.
Ardından da bu yazı yazmaya devam edenler uydurma onaylar ile yazmalarını sürdürürlerse, yaptığım uyarı ve yayınlardan sonra bu işe müsamaha gösteren, göz yumanlar hakkında da ayrıca suç duyurusunda bulunacağım.
Şimdilik hoşça kalın.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum