"Dilenciye benziyor muyum?"

"Dilenciye benziyor muyum?"

O engelliler ailede gelir kaynağı halini alıyor, bu çok başka bir mesele bir de şu var engellinin ve yakınlarının hayatı çekilmez bir hal almaya başlıyor, engelli ailede taşınması ağır bir yük halinde hayatını belki gözyaşlarıyla tamamlıyor. O evlerde

 

 
 
"Dilenciye benziyor muyum?"
 
Şehirdeyim, artık her şeye rağmen dışarıdayız. O gün arkadaşlarımla güzel sayılabilecek bir gün geçirmiştim. Akşam olmak üzereydi, eve dönmeyi zaten planlıyorken telefonum çaldı babamdı; " kızım geç kalma bak akşam olacak hava da soğuk eve dön artık ve gelirken ekmek al" dedi.   Bu söz belki ömrümce duyduğum en güzel sözdü.
 
Eve dönmemi geç kalmamamı genelde isterlerdi zaten her zaman. Ama ekmek almak eve ekmek götürecek olmak çok başka bir histi.
Nereden almalıydım güzel bir yer olmalıydı alacağım yer, akşam olacak ya ekmeklerin sıcacık olmasını beklemek biraz zordur herhalde dedim.
 
Beraberimde benimle aynı kaderi paylaşan arkadaşıma nerden alsam sorusunu sordum taze olmalıydı değil mi en azından?
Bakındık biraz ve büyük bir fırın gördük.
Ama oda ne, kaldırım ve rampası yok üstelik.
Bir sonra ki ses " BAKAR MISINIZ?"oldu.
Sıra da birileri daha vardı. "İki ekmek alabilir miyim? dedim, kaldırımın kenarından. "Tabi!."dedi bayan.
Ekmekleri dışarı çıkıp bana getirdi.
 
Ücretini ödedim, derken tam o esnada bir kadın yaklaştı ve  elini bana uzattı baktım elinde 1 lira ; "Al kızım " dedi.
Nedir bu demeye kalmadan durumu hisseder gibi oldum.
”Hayır! teşekkür ederim.” dedim. Israrı devam etti hatta defalarca, sonra hiç bir şey demeden uzaklaşacak olmayı kendime yediremedim...
 
"Yapmayın!  dedim.
Bu doğru değil, belki iyi niyetlisiniz ama benim bu paraya ihtiyacım yok.
Engellilerin daha rahat koşullarda yaşamasının yolu bu değil üstelik!..
Siz bu parayı okula giden bir çocuğa çerez parası diye verin daha makbule geçer."
 
Kadın söylediklerimi kabul etti nihayetinde ve oradan ayrıldım eve doğru yola koyuldum aklımda şu düşüncelerle: "Neden toplulumuz engellileri dilenci gözüyle görüyor bunlara sebep ne olabilir.
 
Kültürümüzde böyle bir şey yok.  Çünkü bizim kültürümüzde 'sağ elin verdiğini sol el bilmemelidir' sözü sabittir.
Fakirin yada ihtiyaç sahibinin gururu örselenmemelidir.
 
Bu millet sadaka taşları adı verilen bir düzeneğin çocukları olamaz. Ki o sistemde ne zengin fakiri görüp yüzünü kızartırdı fakirin, ne de fakir zengini görüp arsızlık edip isterdi.
Fakir ihtiyacı kadarını alırdı.
 
Belki de şundan, engellilerin çoğu hala evlerde bir köşede yedirilmeyi, giydirilmeyi ve barındırılmayı başkalarından bekliyor.
 
Her zaman otomatikman  ihtiyaç sahibi ya, gören ya para veriyor ya da acıyarak bakıyor.
Artık birşeylerin değişme zamanı gelmedi mi?
hala mı engelliler evlerde bir köşede bağlanan sus payı maaşlarla ömür tüketecek.
 
Bu sistemle güya aileler engellisine sahip çıkacak.
 Farkında olmadıkları bir şey var.
 
O engelliler ailede gelir kaynağı halini alıyor, bu çok başka bir mesele bir de şu var engellinin ve yakınlarının hayatı çekilmez bir hal almaya başlıyor, engelli ailede taşınması ağır bir yük halinde hayatını belki gözyaşlarıyla tamamlıyor.
 
O evlerde gerçek ve anlatılmaz dramlar yaşanıyor.
 
Belki o engelli uygun şartlar oluşturulduğunda, bağımsız bir hayat kurabilecekken gözlerde büyüyen düzenlemelerin ısrarla yapılmamasının sonucunu engelli ve aileler yanlız yaşıyor.
 
  "Bir şeyler yapmanın zamanı gelmedi mi?!"
 
http://www.facebook.com/Engellilerin.Dunyasi.TV

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum