Ekonomi küçülüyor,sermaye kazanıyor
Kamu çalısanlarından enflasyona ezdirmeme vaadiyle yetinmeleri istenirken, finans sektörüne ise ülke ekonomisi küçülse de sizin kârlılığınızı arttıracağız vaadi verilmektedir. Bu kapsamda, kamu görevlileri basta olmak üzere ücretlilerin, gelirlerini
Ekonomi küçülüyor,sermaye kazanıyor
Değerli Basın Mensupları,
Halen TBMM"nde görüsmeleri devam eden 2010 Bütçe Kanunu Tasarısı, mevcut hükümleri ve gelir ve gider tahminleriyle basta kamu görevlileri olmak üzere dar ve sabit gelirlilerin beklenti ve taleplerini karsılamaktan oldukça uzaktır. 2008"de hissedilmeye baslanan, 2009 yılında ise makro ve mikro ekonomik verilerin bütününde etkileri daha fazla görülen ekonomik kriz gerekçesiyle, gerek anılan yılların bütçe kanunlarında gerekse bütçe dısı argümanlarla sermaye sektörüne 54 Milyar TL aktarılmıstır. 2009 Bütçesinin 62 Milyar TL açık vereceği tahmin edilmektedir. Bu noktada yapılması gereken tespit; ekonomi büyürken de küçülürken de sermaye kesimi kazanmaya devam etmektedir.
Ekonomideki küçülmenin faturası ise büyümeden kendisine pay aktarılmayan kamu çalısanlarına kesilmektedir. 2010 Bütçesi bu yönüyle, gelir adaletsizliği nin yasallastırılması islevi görecektir. Kamu çalısanlarından enflasyona ezdirmeme vaadiyle yetinmeleri istenirken, finans sektörüne ise ülke ekonomisi küçülse de sizin kârlılığınızı arttıracağız vaadi verilmektedir.
Bu kapsamda, kamu görevlileri basta olmak üzere ücretlilerin, gelirlerini artıracak giderlerini azaltacak sekilde yeniden düzenlenmesi, Sosyal Devlet vurgusu içermesi bakımından 2010 Bütçe Kanununa iliskin talep ve beklentilerimizle sendikal haklarla ilgili vazgeçilmez önceliklerimizi sizlerin aracılığıyla kamuoyuyla paylasmak istiyoruz.
Toplu sözlesme ve grev hakkı engellenemez
Değerli Basın Mensupları,
120 sayfalık 2009 yılı Toplu Görüsme Taleplerinin sonuç bölümünde 2010 yılında toplu sözlesme imzalamak istek ve kararlığındayız. diyerek önceliğimizi ortaya koyduk.
Bugün de bu temel hedef ve kararlığımızdan milim sasmıs değiliz, kararlılığımız artarak devam etmektedir. Ancak, iktidar partisi uluslar arası sözlesmeleri dayanak göstererek kamu görevlilerine toplu sözlesme ve grev hakkı tanımak yerine Avrupa Sosyal Sartı"nın 5. ve 6. maddelerine koyduğu çekincelere dayanarak bu hakkı vermekten kaçınmaktadır.
Değerli Basın Mensupları,
Bu çekinceyi kaldıracak olan da iktidarın kendisidir. Memur-Sen olarak, söz konusu çekinceler kaldırılmadan da ĐLO"nun 51, 98 ve 151 Sayılı kamu görevlilerine toplu sözlesme ve grev hakkının verilebileceğine inanıyoruz.
Hükümet, Avrupa Sosyal Sartı"nın 5 ve 6. maddesine konan çekincenin kaldırılmasının sart olduğunda ısrarcı ise, o zaman bu çekinceyi derhal kaldırsın ve kamu görevlilerinin özlemle beklediği toplu sözlesme ve grev hakkını vererek memur açılımını da baslatsın.
Bu açılımı kamu görevlilerinin siyaset yasağını kaldırarak sürdürsünler. Aksi taktirde toplu sözlesme ve grev hakkımızı alıncaya kadar eylemliğimizi sürdüreceğimizi ve bir mesafe alınmaması durumunda da 2010 toplu görüsme masasına oturmayacağımızı tekrar deklare ediyoruz.
Anamuhalefet kamu görevlilerinin ikramiyesiyle oynuyor
Değerli Basın Mensupları,
Öte yandan kamu görevlilerine toplu sözlesme ve grev hakkı verilmesi konusunda sendika ve konfederasyonlarla diyalog ve isbirliği içinde olması gereken anamuhalefet partisi, isçi sendikalarında uygulanan toplu sözlesme ikramiyesine benzer, kamu görevlilerinin toplu görüsme primleri için Anayasa Mahkemesi"ne iptal davası açarak, iptaline ve kamu görevlilerinin gelirlerinin azalmasına neden olmasını anlamak mümkün değildir. Maalesef Anayasa Mahkemesi de konfederasyonların görüslerine basvurmadan, sendikalıların yararlandığı tek kazanım olan toplu görüsme primini kaldırarak büyük bir
haksızlığın altına imza atmıstır.
Yüzde 4 artı 4 kamu görevlilerin hakkıdır
Değerli Basın Mensupları,
Yüzdelik zamma gelince, yüzde 2.5 artı 2.5 zamma masada hayır dedik, alanlarda da hayır demeye devam ediyoruz. Đktidar, maalesef kamu görevlilerine, Orta Vadeli Mali Program"da 2010 yılı için belirlediği yüzde 5.3"lük enflasyon rakamını bile çok görmüstür. Uzlastırma Kurulu"nun bizim önerimizle örtüsen yüzde 4 artı 4 kararını uygulamaktan imtina etmistir. Ancak, buna karsılık bütçeden, sayıları yüzlerle sınırlı isadamlarına kriz paketleri adı altında 54.3 milyar TL, faiz giderleri olarak da 56.750 TL
kaynak ayırabilmektedir.
Đsadamlarına ve rantiyeciye verilen bu kaynakların sadece yüzde 10"nun bile verilmesi durumunda kamu görevlilerinin beklentileri karsılanmıs olacaktır.
Ek ödeme, bu haliyle adaletsiz ve eksik bir ödemedir
Değerli Basın Mensupları,
Ek ödemede iktidar yanlıs hesap yapmaktadır. Ek ödeme bu haliyle eksik bir ödemedir, çünkü ek ödeme miktarı eksiktir, ek ödemenin kapsamı eksiktir, ek ödeme düzenlemesinde sendikaların görüslerinin alınmaması eksikliktir.
2008 yılı mutabakat metninde açıkça ifade edilmesine karsın 2009 ve 2010 yıllarında ek ödemede artıs yapılmaması hükümetin imzasına güven duyma konusunda tereddütler olusturmaktadır.
Mutabakata göre, 2012 yılının birinci altı aylık döneminin sonuna kadar ek ödemede kapsamlı artıslar yapılmak suretiyle "esit ise esit ücret" ilkesinin gerektirdiği sonuca ulasılması karar altına alınmıstı. Ancak, belirtilen tarihe kadar ek ödemede hangi oranda artıs yapılacağı konusunda bir takvimin ortaya konulamaması hükümetin bu konudaki samimiyetini de sorgulamayı haklı kılmaktadır. Memur-Sen olarak, ek ödemeye iliskin takvimin Konfederasyonların da katılımıyla belirlenmesi ve 1 Ocak 2010"dan geçerli olmak üzere ek ödemeye 30 TL artıs yapılması, 1 Temmuz 2010"da ilave 30 TL artıs gerçeklestirilmesi talebimizi yineliyoruz.
Kime, ne zaman ve ne kadar KEY ödeneceği açıklanmalıdır.
Değerli Basın Mensupları,
Bilindiği gibi kamuoyunda KEY olarak bilinen Konut Edindirme Yardımı"nın hak sahiplerine ödenmesini 2009 toplu görüsme masasında karar altına aldırmıstık. Bubakımdan ikinci KEY ödemelerinde yasanan krize, Basbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan"ın el koyması, ödenmesi yönünde talimat vermesi ve konuyla ilgili yasa tasarısının hazırlanması olumlu bir gelismedir. Basbakan"ın talimatı üzerine hak sahiplerine üçüncü kez hak tanınmasının kararlastırılması iyi niyetli bir adımdır ancak, yanlıs uygulamalardan dolayı hak sahiplerinin endise ve kaygıları devam etmektedir. Bu nedenle, KEY ödemelerinde yasanan süre asımı krizinin çözülmesi, yasa tasarısının
zaman kaybedilmeden sonuçlandırılarak, hak sahiplerinin alacaklarını ne zaman, nereden ve ne kadar alacağına dair bilgilendirmenin kamuoyuna acilen yapılmasını bekliyoruz.
Tedavi katılım payı memurun gelirini azaltan bir uygulamaya dönüsmüstür.
Değerli Basın Mensupları,
Hükümet, tedavi katılım payında yüzde 33 ila yüzde 150 arasında artıs yapmıstır. Bu uygulamayla tedavi katılım payı hastadan ve hastalıktan para kazanmaya dönüsmüstür.
Bildiğiniz gibi Konfederasyon olarak, hükümetin bu uygulamasının iptali için
Danıstay"da dava açtık. Kamu görevlilerinin gelirlerini artırması gereken siyasi iktidar, katılım payı ile giderlerini artırma yöntemini tercih etmistir. Katılım payı uygulaması incelendiğinde görülecektir ki, sağlık kurumuna basvurmak ücrete tabi, reçete yazdırmak ücrete tabi, eczaneye gitmek ücrete tabi. Durum bu olunca aslında bir isim değisikliği de sart. Bu tedavi katılım payı değil, sağlık sisteminin paralı hale dönüstürülmesidir. Sayın Basbakan"ın genel sağlık sigortasıyla ilgili söylediği herkesin sağlık güvencesi semsiyesi
altına alındığı ve bu semsiyeden ücretsiz yararlanacakları yönündeki beyanları bu uygulamayla Maliye Bakanlığı"nca ters çevrilmis olmaktadır. Katılım payı uygulaması kaldırılmadığı sürece sağlıkta dönüsüm ve reform ölü doğmus olacaktır. Umarız, tedavi katılım payı ortaya çıkan bütçe açığını kapatmanın en etkili yolu olarak kullanılmaz ve bu yanlıstan en kısa zamanda dönülür.
Bu duygularla, siz saygıdeğer basın mensuplarına katılımlarınızdan dolayı tesekkür ediyor, gelecek Kurban Bayramınızı kutluyor, sağlık, esenlik, birlik ve kardeslik dolu bir bayram diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.