Fasaro, Fisoro, üstüne bir de TİSORO siyaseti (!)

Türkiye SİYASETTE her açıdan Dobişik yöntemlerle idare ediliyor.
Kodu mu oturturlar, vurdu mu o…turlar…
Lider eğemen düzen devam eder. Yıllardır böyle.
Tüzükler hep birbirine benzer, antidemokratik maddeler vardır. Partilerin bayrak ve rozetleri farklı işleyiş tarzları içleri hep aynıdır.
Siyasi partiler yasası bu işin anasıdır.
O bile girmeye çalıştığımız AB nin gerisinde ABD nin ise en az 100 sene öncesinde bir durumdur.
İşte son örneği MHP kongresinde yaşananlar.
Bahçeli"nin karşısında iki aday var.
Adamlar adaylığını kamu önünde açıklıyorlar TV ekranlarında konuşuyorlar ama Kongreye alınmıyorlar.
Alimallah Kongreye gitselerdi savaş çıkacaktı.
Adamlar çekilmek zorunda kaldılar.
Bunun nesrinde DEMOKRASİ VAR, neresinde hak hukuk ve adalet var?
Tartışma götürür.
İşte bu türden siyasetlere DOBİŞİK siyasetler denir.
Ne olduğu belli olmayan, söylemi farklı eylemi farklı olan siyaset ve siyaset adamları….
Ne acıdır ki, Demirel"in cumhurbaşkanı, Şimdiki DP"nin başındakiler ininde iktidar oldukları günler Merkez sağın çöküş günleri başladı.
Önce Çiller"i gönderdiler.
Ardından kendileri siyaset sahnesinden çekildiler.
Gelenler gidenler onların verdiği ağır tahribatı onaracakları yerde daha da tahrip ettiler.
Merkez sağ olarak bilinen ANAP kısa zamanda heybetli günleri geride bırakıp Fasaro oldu.
Derken O günkü DYP bugünkü adı ile DP icraatlardaki yanlışlıklar ile Fisoro oldu…
Yani bizler Fasarocu ve Fisorocu siyaset ve siyasetçilere tam alışmışken ortaya birde yeni TİSOROCULAR çıktı..
Her gün değişik ad ve isimle yeni bir parti.
Her gün bir başka söylem…
Hiç inandırıcı değiller, hiç güven verici değiller.
Bu Tisorocular hangi akla hizmet ediyorlarsa, daha düne kadar beraber yol yürüdükleri kişilere akıl almaz itham ve suçlamalarda bulunuyorlar.
Dedik ya, TİSOROCU bunlar…
Her şeyi söyler, her şeyi yaparlar ve adına da POLİTİKA, SİYASET derler.
Tabi yerseniz.
Ben bu TİSOROCULARIN hal ve tavırlarını, Fasaro ve Fisaro duruma getirilen partilerin son dönemlerde içinde görev yapanların tavırlarına benzetiyorum.
Onlarda böyle idi…
Burnundan kıl aldırmazlar, her şeyin en iyisini bilirler ve en alasını anlarlar, kimsenin fikrine değer vermezlerdi.
Arkadaşlar KAF dağının ardını görme gibi özelliklere sahiptiler (!)
Sonrası malum.
Fasaro ve Fisaro…
Hazin son bu…
Şimdi ne çaba ve ne uğraşlar ile birleştiler.
Ama gıy gıdı dolu bir serüven.
Birleşeceğiz, kapımız herkese açık diyeceksiniz ama partiye yıllarını vermiş insanlara arka dönecek sırt çevireceksiniz.
Dibinizde sizden kopmuş bir başka parti var.
Üstelik sizin eski adınız ve ambleminiz.
DYP.
Onları dikkate bile almayacaksınız.
Eee sonra?
İlk seçimde yüzde 25"iz gibi iddialı laflar türeteceksiniz…
Nasıl olacak bu?
4 tane Tontik, 5 tane Godik, 3 tane Fodik"le mi?
Veyahut ta devlet kademesinde yaş haddinden emekli olmuş, yürürken otururken ÇİŞİNİ TUTAMAYANLARLA mı?
Velhasıl bu mevcut kadrolar tatmin edici değiller.
Sahnede yerini alan hiçbir liderin toplumda öyle büyük bir karşılığı yok.
Bu ülke 1960- 70- 80- 90"ların ülkesi değil.
Korkunç bir değişim yaşıyor.
Her alanda.
Teknolojide, sosyal hayatta, Bilim de Fen de, her şeyde değişim var…
Halen siyaset de, Demirel, Cindoruk, Mesut ve o versiyon dakiler…
Be kardeşim, yaş işte bu işin sonu, çekilin kenara, gençlerin önünü açın.
Yok açmazlar.
İlla onlar olacaklar…
Çiller çıksın gelsin bir parti kursun başına geçsin bunların hepsinden fazla oy alır barajı aşar meclise de girer ama bu ekip takım, mümkün değil.
Son 1994- 2006 arası aktif olarak siyasetin içinde olan bir insan olarak söylüyor ve yazıyorum.
Çiller"e de gelince, o da artık gelmez.
Bu kadar hainlik, kapris ve atıp tutmadan sonra o da siyasete dönmez.
Yaparlarsa Cumhurbaşkanı olur (!)
İster inanırlar, ister inanmazlar.
Bizden burada naçizane CIZZIKLAMASI…
Gerisi onların bileceği iş…
Acayip senaryolar yazıyorlar.
Acayip üfürüyorlar ve gaipten duyuyorlar ki, demeyin gitsin..
Hadi biz FASARO VE FİSARO cuları anladık. Onlar yabancımız değil, bildik tanıdık TONTİK ler..
Peki, bu TİSOROCULARIN hali ne?
Ne yapacaklarını sanıyorlar?
Ellerinde sihirli değnek mi var?
Görmüyorlar mı Dünyadaki değişiklikleri ve Coğrafyalar üzerindeki oynanan oyunları?
Bunlar bu oyunları bozacaklar ve oyun kurucu kendiler mi olacaklar?
Yoksa oyun kuranların yeni oyuncuları olmaya mı adaylar?
Bakalım o oyunu kuranlar onların oyunculuğuna nasıl bakıyor?
Silivri de yatanlar ve Ergenekon"da şu anda içerde konaklayanlara iyi bir göz atarsanız o oyun kurucuların TİSOROCULARI dikkate bile almadıklarını görürsünüz.
Boğa ile sinek hikâyesi yani.
Hani sinek gelmiş boğanın kulağına konmuşta, Kusura bakma Boğa kardeş, seni rahatsız etmiyorum umarım demiş, O da sen keyfine bak, ha orda olmuşun ha olmamışın benim için fark etmez demiş ya… İşte o misal…
Şimdilik bu kadar…
Önümüzde daha zaman var.
Türkiye bu siyasi yapılanmalar ile devam ederse, seçmen olarak önümüzde pek fazla bir seçenek yok.
Bekleyeceğiz göreceğiz.
Zaman her şeye ilaçtır.
Derdi veren Yüce Allah (cc) Dermanı da (ilacı da) verecektir zahir…