Medyada artık sır değil:
Habertürk bünyesinde iki ismin yıldızı hiç barışmadı:
Fatih Altaylı ve Kenan Tekdağ.
Mesele kişisel gibi gözüküyor ama hiç öyle değil.
Bu ikilinin hayat felsefelerinden olaylara bakışlarına kadar hemfikir oldukları neredeyse hiçbir ortak noktaları yok.
(Kuşkusuz ikisi de saygındır ama bir ayrılığı somut göstermesi açısından örnek vermek gerekirse, birinin eşi modern, yazar; diğerinin türbanlı, ev kadını...)
İkili arasındaki ayrılık en çok siyasal konularda kendini net olarak ortaya çıkarıyor.
Bilindiği gibi Kenan Tekdağ, Habertürk içindeki "Taraf" grubundan.
"Taraf" grubundan olmak ne demek?
Öncelikle kamuoyunda şüpheyle takip edilen Ergenekon, Balyoz gibi davalarda kesin hükümlü olmak demek.
TSK'yı sürekli darbeci görmek demek.
Cemaat'i üzecek hiçbir habere yer vermemek demek.
Kürt sorununa Şeyh Barzani bakışıyla bakmak demek.
Hükümete kayıtsız şartsız destek demek.
Neo-liberal demek!
Haberi amaç değil, araç gibi görmek demek.
Peki, tüm bu sonuçları nereden çıkarıyoruz?
Kenan Tekdağ'ın tek söz sahibi olduğu Habertürk internet sitesini yakından takip edersiniz bu sonuca kolaylıkla varabilirsiniz. Keza Kenan Tekdağ'ın hakimiyet alanına giren Habertürk TV’de benzer siyasal duruşu görmek mümkün.
Peki, Fatih Altaylı neyi temsil ediyor?
Fatih Altaylı, "ne olursa olsun, kimin canı yanarsa yansın, kim bize sitem ederse etsin, haber verilmelidir" diyen gazeteci grubunu temsil ediyor.
İş sonunda gelip bu noktada kilitleniyor:
Fatih Altaylı gazeteci.
Kenan Tekdağ kendini "toplum mühendisi" bir aydın sanıyor.
Aslında bu ayırım günümüz medyasının almaya çalıştığı virajı gösteriyor.
Ya gazeteciler bu virajı bazı hasarlar vererek atlatacak.
Ya da araba devrilip uçurumdan aşağıya uçacak.
Uzatmadan gelelim sonuca:
Fatih Altaylı geçen hafta izin kullandı. Yorgun olduğunu belirtti.
Evet yorgundu.
Ve bu yorgunluğu giderek yerini bıkkınlığa bırakmaya başladı.
Fatih Altaylı'nın bıkkınlığını bu dönemde birçok gazeteci yaşıyor. Bunun temel sebebi istenilen haberciliğin bir türlü yapılamaması. Herkesin hemfikir olduğu; medya tarihinde hiç bu kadar kısıtlı olmamıştı.
Fatih Altaylı'yı bu derece bıkkınlığa iten sadece habercilik yapamaması değil.
Kendine bilgi verilmeden Taraf'tan Amberin Zaman'ın transfer edilmesiydi.
Transferi kimin planladığı ve hangi kulislerle gerçekleştirildiği sır değil.
Kenan Tekdağ'ın sadece internet sitesi ile Habertürk TV’ye değil son dönemde sık sık Habertürk Gazeteye de yaptığı müdahaleler Fatih Altaylı'yı bezdirmiş durumda.
Odatv'ye gelen bilgilere göre; Fatih Altaylı sık sık yakın çevresine "artık yoruldum, genel yayın yönetmenliğini bırakıp sadece yazarlık yapacağım" demeye başladı.
Görülüyor ki, Fatih Altaylı'nın genel yayın yönetmenliğinden ayrılması durumunda, medyada gazetecilikle ısrar etme çabasını sürdüren bir gazete daha yandaş olma yolunda hayli yol kat edecek...
Bakalım gazeteci Fatih Altaylı mı kazanacak?
Yoksa "Taraf"tar Kenan Tekdağ mı kazanacak?
Aslında soru şu:

 

Haberin tamamı için linki tıklayınız