GDO yönetmeliği derhal iptal edilmelidir

GDO yönetmeliği derhal iptal edilmelidir

halkımıza ve tüm sivil toplum kuruluşlarına bir çağrıda bulunuyoruz; herkesi üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya, bu korkunç tehlike ortadan kalkana kadar, GDO yasaklanana kadar buna karşı birlikte mücadele etmeye, karşı durmaya çağırıyoruz. Zira tehlike ço

Saadet Partisi Ordu İl Başkan Yardımcısı Ekonomik İşler Başkanı Haluk ŞENSOY yaptığı açıklamada: Tarım Bakanlığın tarafından 26 Ekim 2009 tarihli resmi gazete yayımlanarak yürürlüğe sokulan bir yönetmelik ile ülkemiz tarımını ve halkımızın sağlığını tehdit eden ve onarılmaz derecede vahim sonuçlar doğuracak olan GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma)"lar ülke gündemine oturmuştur.

GDO ne demektir; Genetiği Değiştirilmiş Organizma olarak açılımı yapılan GDO; kendi türünden veya başka bir türden (bitki, hayvan, insan, bakteri gibi canlılardan) gen alınarak başka bir türe aktarılması ile oluşan ve özellikleri yani doğal yapısı değiştirilmiş bitki, hayvan ya da mikroorganizmalardır yani canlılardır.

Yürürlüğe konulan yönetmelik kapsamında bizi şu an ilgilendiren en önemli konu bitkilerdir. Bu bitkiler, bir çok gıdanın hammaddesi olarak kullanılan Mısır, Soya, Kanola ve Pamuktur. Bu bitkiler, GDO"lu üretimin %99"unu teşkil etmektedir. Şu anda GDO"lu üretim ABD, Kanada, Arjantin ve Çin"dir. GDO"lu tohumların ve ürünlerin dünyadaki en büyük payına (%90 oranda) sahip olan tek firma ABD"li bir şirkettir.

GDO"lu ürünleri üreten ve pazarlayan bu şirketler ve ülkelerin iddiası gıda üretimin çok büyük oranda artması ve bu ürünlerin raf ömürlerinin çok uzun olacağıdır. Bu ürünler sayesinde dünyadaki açlığı ortadan kaldıracakları yönündedir. Bu büyük bir yalandır. Zira bu gün dünyada 1 milyar 100 milyon civarındadır. Buna karşılık 750 milyon obez vardır. Yani 750 milyon insan aşırı gıda tüketimi, aşırı beslenme sebebiyle obez(aşırı kilo) hastasıdır. Ayrıca gelişmiş ülkelerde her yıl 5 milyar dolarlık ekmek israf edilmekte çöpe atılmaktadır. Sadece israf edilen yani çöpe atılan ekmek kurtarılmış olsa dünyada aç insan kalmayacaktır. Gelişmiş ülkelerin gıda israfı önlendiğinde, değil 1 milyar 100 milyon insan, tüm dünya insanını bir defa daha doyuracak kadar gıda dünyada mevcuttur. BU GERÇEKLER GÖSTERMEKTEDİR Kİ AMAÇ AÇLIĞIN ÖNLENMESİ DEĞİL DÜNYAYI TARIMDA EMPERYALİSTLERİN TEKELİNE ALMAKTIR.

Şimdi GDO"lu bitkilerin veya organizmaların neden tehlikeli olduğunu ve dünyadaki uygulamaların nasıl olduğunu çarpıcı şu bilgilerle arzetmek istiyorum;

GDO"lu ürünlerle yapılan kobay denemelerinde, kobayların öldüğü, ölmeyenlerin ise 3 kuşak sonra kısırlaştığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Sayın tarım bakanı ve başbakan, halkımızın sağlığına zararlı olan hiçbir şeye izin vermeyiz, AB standartlarında bir uygulamayı devreye soktuk demesine rağmen, AB ülkeleri olan Fransa ve Almanya, GDO"lu ürünlerin üretilmesini, işlenmesini, ithalini ve kullanılmasını kesin olarak yasaklamıştır. İtalya da aynı şekilde bu yasaklamayı koymuştur. Yine AB ülkesi olan komşumuz Yunanistan 2 yıl daha bu ürünlerin ülkesine sokulmasını yasaklamıştır. Nasıl AB standardıdır ki AB"ye tam üye ülkeler yasaklarken, aday ülke konumunda dahi olmayan Türkiye, yönetmelikle bunu serbest hale getirmektedir.

Her yönü ile insan sağlığına zararlı olan GDO"lu gıdaların paketleri üzerine GDO"lu yazılması zorunlu değildir. Hatta GDO"lu madde kullanılmayan gıdalar üzerine de GDO"suz değildir diye yazılması yasaktır. Yani hangi üründe GDO"lu ürünlerin kullanıldığı, hangisinde kullanılmadığını halkın bilmesi ve bundan uzak durması mümkün olmayacaktır. Bu korkunç tehlikeden korunmak mümkün değildir. Açıkça söylemek gerekir; bu yönetmelik ile yapılan korkunç bir zulümdür.

Uygulamaya konulan yönetmelikte, denetimlerin artırılacağı ifade edilmesine rağmen HANGİ LABARATUVARDA BU DENETİMİ YAPACAKLAR? Öncelikle bu sorunun cevaplanması gerekir. HERKES BİLİYOR Kİ TÜRKİYE"DE GDO"NUN İNCELENEBİLMESİ İÇİN GEREKLİ DONANIMA SAHİP LABARATUVAR YOKTUR.

Denetime ilişkin bir diğer aldatmaca ise, oluşturulacak denetleme kuruluşu, Tarım Bakanlığı bürokratlarından, TÜBİTAK gibi devlet kurumlarının personelinden oluşturulacaktır. Üretici, Tüketici, Ziraat Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Tabipler Odası gibi bağımsız sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin olmadığı bir denetleme kurulu, bağlı olduğu merkezin emir ve talimatları doğrultusunda bu denetimi yapacaktır. Bunun ne kadar güvenilir olduğu üzerinde çok büyük bir şüphe olacaktır.

Yönetmelikte çocuk mamalarında GDO"lu ürünlerin kullanılması yasaklanmış, hamile olan veya çocuğunu emziren annelerin durumu ne olacaktır? Bu annelerin yedikleri çocuklara geçmeyecek mi? Kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? Bu aldatmacaya kim inanır? Ayrıca GDO"lu hammaddelerden üretilen yemlerle beslenen hayvanların eti, sütü yendiğinde aynı neticeler doğacaktır. Sütü içen, yoğurdu yiyen çocuklar, hamileler yani tüm halkımız büyük bir tehlike ile karşı karşıya bırakılmıştır.

Hükümet ilk olarak GDO"lu ürünlerin ve yem hammaddelerinin ithaline izin vermiştir. Bunun bir sonraki aşaması tohumlarında ithalidir. Yasal bir düzenleme yapılmadan doğrudan yönetmelik ile bu düzenlemenin yapılmasını işin başka bir vahim boyutudur.

GDO"lu tohumların ithali de serbest bırakıldığında, biraz önce de ifade ettiğimiz üzere tarımımız uluslar arası emperyalist şirketlerin tekeline teslim edilmiş olacaktır. Bu tohumlar %50 daha pahalıdır.

En önemli husus şudur; GDO yoluyla, bir hayvanın geni bitkiye aktarılabilmektedir. Bu da şu tehlikenin doğmasına sebep olacaktır; domuz geni, böcek geni, veya diğer haşeratlardan alınan genler bitkilere aktarılacak, ne olduğu belirsiz bu gıdalar Müslüman milletimize yedirilecektir. AKP iktidarının amacının ne olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır; önce domuzu kesimlik hayvanlar arasına alıp üretimini teşvik ettiler, kredi verdiler, şimdi ise GDO gıdaları serbest bırakıp AB"nin istediği doğrultuda Müslüman milletimizin haram gıdalar ile beslenmesini sağlayıp, neslimizin haramlarla bozulması sonucunu doğuracak icraatları uygulamaya koymaktadır.

Tıp bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar neticesinde üzerinde ittifak ettikleri sonuçlar şunlardır, yani GDO"lu gıdaların ve ürünlerin doğurduğu zararlar şunlardır;

İnsan sağlığı açısından; - Alerjik reaksiyona sebebiyet verir.
- Atibiyotik direnci artırır, yani insan vücudunda enfeksiyona sebebiyet veren mikropların, virüslerin, antibiyotiklere karşı direncini artırır.

- Kanser yapıcıdır.

- Kısırlığa sebebiyet verir.

- Bağışıklık sistemini zayıflatır.

2- Ekosistem açısından: - Allah tüm tabiatı büyük bir ekolojik denge içinde yaratmıştır. GDO bu dengeyi bozacaktır.

- GDO"lu tarım yapılan alanlardaki böcekleri yiyen kuşlar da ölmektedir. Ayrıca bu bitkilere konan arılar da ölmektedir.

Tüm açıklamalardan sonra üzülerek ifade ediyoruz ki; AKP iktidarı ile açılım furyası sonucunda, bankalar ve finans kuruluşlarımız, en önemli ve stratejik sanayi kuruluşlarımız, iletişim kurumlarımız uluslar arası emperyalist sermayeye teslim edilmiş, Kıbrıs açılımı, Patrikhane ve Ruhban okulu açılımı ile Rumlara karşı olan sınırlarımız, Ermeni açılımı, Kürt açılımı derken açılmayan yerimiz kalmadı. Tük kırmızı çizgilerimiz, varlığımızı sürdürmek için korumamız gereken sınırlarımız ortadan kaldırılmıştır. Şimdi de GDO yönetmeliği tarımımız emperyalistlere teslim edilmiş, gelecek nesillerimizi korkunç bir tehlikenin içine sürüklenmiştir.

Bu yanlıştan bir an evvel dönülmeli, GDO yönetmeliği derhal iptal edilmelidir. Hükümet ve Tarım Bakanlığınca açıklanan hiçbir gerekçe GDO"ların zararlı sonuçlarını ortadan kaldırmayacaktır.

Buradan halkımıza ve tüm sivil toplum kuruluşlarına bir çağrıda bulunuyoruz; herkesi üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya, bu korkunç tehlike ortadan kalkana kadar, GDO yasaklanana kadar buna karşı birlikte mücadele etmeye, karşı durmaya çağırıyoruz. Zira tehlike çok büyüktür dedi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.